GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:15
Tarih:07.11.2019

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dün, görüşmekte olduğumuz kanunun geneli üzerinde partim adına konuşma yaparken bu yasayı esas ve özü itibarıyla desteklediğimizi söylemiştim. Dünyada olana bitene baktığımızda, ödeme sistemlerinin, menkul kıymet mutabakat sistemlerinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunda mı olması gerekiyor yoksa Merkez Bankasında mı olması gerekiyor konusunda dünyada iki yüz-üç yüz yıllık bir tarihe baktığımızda değişik versiyonları, uygulamaları var. Dolayısıyla şu anda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan bu yetkinin alınıp Merkez Bankasına verilmesinin arkasında herhangi bir şey aramamak lazım. Ülkemizde bir yanlış iş olup da "Sen beceremedin dolayısıyla buraya veriyorum." diye de bir şey yok. Bu, şu anda, Avrupa Birliği müktesebatına uyum sağlamak için getirilen bir düzenleme. Evet, destekliyoruz fakat teklifin 6'ncı maddesinin (4)'üncü fıkrasını doğru bulmuyoruz, açıkça söylemek gerekirse.

Görüşmeler esnasında Sayın Merkez Bankası Başkan Yardımcımız ısrarla buna ihtiyaçları olduğunu söyledi, işin sahibi onlar. Dolayısıyla, "Bizim buna itibar etmemiz gerekir mi?" diye düşündüğümüzde, evet, işin sahibi diyorsa itibar edilir. Fakat uygulamada bence başlarına bir sorun alıyorlar. Her şey düzgün gitse, her şey yapılsa, hiçbir şey olmasa bile bu, kurumu sıkıntıya sokacaktır, sokabilir.

Merkez Bankası, Uluslararası Ödemeler Bankasının hissedarı, SWIFT ödeme sisteminin -kooperatif bir sistemdir- hissedarı ama biz oralardan hizmet alıyoruz. Şimdi, kendi kontrol ve denetimi altında olan ve kendisinin yetkilendirdiği bir kuruluşa Merkez Bankasının ortak olmasının hiçbir mantığı yok, açığını söylemek gerekirse. Burada hiçbir yolsuzluk, hiçbir usulsüzlük olmasa bile, böyle bir yaklaşım Merkez Bankasını lekeler diye düşünüyorum ben. Bankalar itibar kuruluşları, güven kuruluşları; üzerlerine giydikleri elbisenin üzerinde toplu iğne başı kadar bile lekenin olmaması gerekir. Çünkü bankalar, merkez bankaları özellikle, beklenti yönetirler ve bu yönetimin arkasında da itibarları vardır. Dolayısıyla bu düzenleme Merkez Bankasının itibarını zedeleyecektir, hiçbir şey olmasa bile. Gerekçe olarak şunu söylüyorlar: "Banka, sistemlerin kesintisiz işletimini sağlamak amacıyla sistemik öneme sahip kurulmuş ve kurulacak olan sistem işleticilerine..." "Sistemik öneme sahip bankacılık kuruluşları" şu demektir: Bu 2007 krizinden sonra, Uluslararası Ödemeler Bankası nezdinde Finansal İstikrar Kurulu var, onun altında da bir Bankacılık Düzenleme Komitesi var; o komitede bu uzun boylu tartışıldı. Dünyanın bugün geldiği nokta itibarıyla, sayısı belli bankalar var; bu bankalar günün birinde iflas ederse sistemin topyekûn çökeceği konusunda bir kanaat ortaya çıktığı için... Bu bankalara "too big to fail" deniyor yani iflas ettirilemeyecek kadar büyük bankalar. Sonuç itibarıyla, bu bankaların varlıklarının devam ettirilmesi gerektiği konusunda bir inanç var. Bunları da liste olarak yayınladılar, dünya şu anda bu bankaların hangileri olduğunu biliyor. Dolayısıyla şu anda ortada kurulmuş, 5 tane lisans almış şirket var. Bunların hangisinin zaman içerisinde sistem için vazgeçilmez olacağı sistem için tehlike oluşturacak noktada büyüklüğe ulaşacağı konusunda bir bilgi yok, kurulacak olanların da ne olacağını bilmiyoruz. Dolayısıyla eğer günün birinde böyle bir ihtiyaç doğar ise Merkez Bankası Yasası'nın 3'üncü maddesinde, Merkez Bankasının yurt içindeki bir şirkete değil ama yurt dışında kurulacak olan ve ülkemizin de menfaatinin olduğu bir yere katılabilmesi için devletten izin almak suretiyle girebilme, katılabilme, ortak olabilme imkânı var; o imkânı kullanıyor. Ben Merkez Bankasının yerinde olsam, bu yetkiyi almam ve siyasetçi olarak lütfen, siz de bu yetkiyi Merkez Bankasına vermeyin. Çünkü günün birinde ihtiyaç doğarsa onun yerine getirilebilecek düzenleme zaten var. Bu, Merkez Bankasının itibarını zedeler ve dolayısıyla da son tahlilde hepimiz bundan zarar görürüz.

Sonuç itibarıyla, yapılması gereken şey olarak, bu düzenleme bu güzel teklifin içerisinden çıkarılsın diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)