| Konu: | Nafaka hakkına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 12.11.2019 |
OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün halk ekonomik krizle, işsizlikle, yoksullukla boğuşurken, insanlar çözümsüzlük içinde intihar ederken, kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı her gün katbekat artarken iktidar bu sefer de kadınların nafaka hakkına göz dikti. İktidarın bu konuda bir yasa teklifi hazırladığını biz, maalesef, milletvekilleri olarak yandaş medyaya yansıyan manşetlerden öğrenmek zorunda kalıyoruz.
Peki, bu göz dikilen ne biliyor musunuz? Ayda sadece 262 lira, evet, ortalama 262 lira. Yani bu Meclis, yüzde 80'i erkeklerden oluşan bu Meclis, eşinden sistematik olarak şiddet gören, şiddet görmesine rağmen aile ve toplumun baskısı nedeniyle evliliğini sürdürmek zorunda kalan ve bu cendereye son vererek boşanmaya karar veren kadınların, halkın yarısı olan kadınların nafaka hakkını kaldıracak öyle mi? Bunu yapacak mı bu Meclis?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Öyle değil, öyle değil.
OYA ERSOY (Devamla) - Değerli milletvekilleri, iktidar, uzun süredir kadınların yaşamlarına, emeklerine ve kazanılmış haklarına, tüm haklarına, yıllardır mücadele ederek kazandığı haklara göz dikiyor. Önce toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef aldınız, Millî Eğitim ve YÖK yönetmeliğinden toplumsal cinsiyet eşitliğini çıkardınız. Müfredattaki toplumsal cinsiyet eşitsizliği yetmedi, 4+4+4 sistemiyle beraber kız çocuklarını eğitimden dışladınız. Bakın, bugünkü veriler: Şu an kız çocuklarının yüzde 62'si maalesef açık öğretimde okumak zorunda bırakıldı.
Diğer yandan, üniversite bitirenlere bakıyoruz, onlar da evlerine dönmek zorunda kalıyor. Evet, TÜİK verilerine göre, kadın istihdamının oranı yüzde 28,9 çünkü siz, kendi ideolojiniz doğrultusunda kız çocuklarını ve kadınları eğitimden dışlayıp evlendirerek ev işini yapmak üzere evin içine hapsetmeye çalışıyorsunuz. "Gidin, ev işini yapın, hastalara, yaşlılara ve çocuklara bakın." diyorsunuz ve o yüzden "Kocalarınıza itaat edin, rahat edin." diyorsunuz. "Kadının en büyük kariyeri anneliktir." diyorsunuz. Bakın, OXFAM raporuna göre, tüm dünyada kadınların yaptığı bakım emeğini tek bir şirket üstlenmiş olsaydı bu şirketin yıllık cirosu 10 trilyon dolar olurdu ama tabii kadınlar bunu tamamen ücretsiz olarak yapıyor zaten. Yani siz, nafaka hakkını gasbederek, yıllarca üstlendiği bakım emeğiyle aile bütçesini ayakta tutan kadınlara boşandıktan sonra "Bütün bu emeklerinizi geride bırakın." diyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, bir süredir "nafaka mağdurları" sözde "nafaka mağdurları" adı altında birtakım çevreler nafaka ve kadın hakları karşıtı kampanya yürütüyor. Ömür boyu nafaka veriliyormuş, erkekler mağdur ediliyormuş kadınlar zenginleşiyormuş; külliyen yalan.
Birincisi: Pompalanan kadın düşmanı propagandanın aksine yoksulluk nafakası kadınlar için bir zenginleşme aracı değildir. Kadınlar nafaka almak için evlenip boşanmıyorlar. Bakın, Kadın Dayanışma Vakfının açıkladığı rapora göre, hükmedilen nafakaların yüzde 66,4'ü 0 ile 500 lira arasında yani ortalama 262 lira. Bırakın zenginleşmeyi, madem o kadar meraklısınız, buyurun, 262 lirayla siz geçinin.
İkincisi: Zaten erkekler bu nafakayı da ödemiyor. Türlü yollarla ekonomik durumlarını gizleyerek nafaka oranlarını düşürmeye çalışan erkekler mahkemelerin hükmettiği nafaka oranlarını da ödemiyor. Şöyle bir veri verebilirim: Nafakaların yüzde 50,7'si hiç ödenmemiş.
Üçüncüsü: Kadınlar, yaşamı çekilmez hâle geldiği için boşanmaya karar verdikten sonra çoğunlukla, bırakın kendisi için istemeyi, çocukları için bile nafaka istemiyorlar. Bu nedenle de mahkemeler tarafından en çok sağlanan nafaka türü yüzde 69,73'le aslında çocuklar için verilen iştirak nafakası. Evliyken müşterek olan çocuk, boşandıktan sonra sadece annenin çocuğu hâline geliveriyor, erkekler kendi çocuklarının sorumluluğunu dahi almak istemiyor.
Değerli milletvekilleri, kadınların sorunlarına çözüm üretmesi gereken Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı bu arada ne yapıyor? İşte bakın, sözde nafaka mağduru babalarla bir araya geliyor, bu fotoğrafı veriyor ama Nafaka Hakkı Kadın Platformuyla görüşmeye dahi cesaret edemiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Ersoy.
OYA ERSOY (Devamla) - Tabii, Bakan kendisi buna karar vermiyor, partisinin ideolojisi doğrultusunda böyle hareket ediyor ve kadınların taleplerine kulaklarını tıkıyor.
Sonuç olarak, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmadığı, 6284 sayılı Yasa ve İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmadığı ve o yüzden de kadına yönelik şiddetin cezasız bırakıldığı koşullarda nafaka hakkını gasbetmek demek kadına yönelik, devlet eliyle ekonomik şiddet uygulamak demektir.
İktidarın amacını biliyoruz, boşanmaları engellemek. Peki, Meclisin görevi ne? Meclisin görevi kadınların yıllardır mücadele ederek kazandığı hakları gasbedecek yasaları çıkarmak değil, toplumsal cinsiyet eşitliğinin kurulması için çalışmaktır.
Buradan bir kez daha iktidara seslenmek istiyorum tüm kadınlar adına: Kadınların haklarından ellerinizi çekin. Kadın cinayetlerinin ve kadına karşı şiddetin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi'ni ve 6284 sayılı Yasa'yı uygulayın.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)