GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:16
Tarih:12.11.2019

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu teklifle Merkez Bankasının yetkilerine dair birtakım değişiklikler öngörülmektedir. Kimin ihtiyacına göre bu teklif geldi, ona bakmak lazım. Ekonomik krizle boğuşan halkın, toplumun isteğine uygun, derdine çare olabilecek bir teklif olmadığı aşikârdır. Bu iktidarın pratiğine baktığımızda demokrasinden yana, şeffaflıktan yana bir düzenlemenin olmadığını da söyleyebiliriz. Seri kanun üretimiyle neredeyse her hafta bir değişiklik yapılıyor ama çare olamıyor ne yazık ki. Türkiye'nin demokrasi karnesi içler acısıdır. Yargı güvenilirliğini kaybetmiş durumdadır. Yürütmenin yargı üzerindeki tahakkümü neredeyse mutlak düzeydedir. Kuvvetler ayrılığı rafa kaldırılmıştır. Yargının topluma yaklaşımı sorunludur. Sulh ceza hâkimlikleri militanca kararlar vermektedir. Yargıda tekçi ve cinsiyetçi bir yaklaşım hâkimdir. Siyasi görüşe göre, makama göre, kişiye göre kararlar verilmektedir. Kamu görevlilerine yönelik cezasızlık ilkesi hâkimdir. Tutuklama tedbir olmaktan çıkmış, ceza hâline gelmiştir. Her türlü siyasi çalışma, terör tanımı geniş yorumlanmak suretiyle siyasi soykırımlar gerçekleştirilmektedir. Belediyelerimize yönelik olan kayyumlar, belediye eş başkanlarımızın cezaevine atılması gibi durumlar bunlara örnektir. En son olarak HDP gençlik meclisi üyelerine yönelik gözaltılar ve sistematik işkenceler de bunun başka bir göstergesidir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bütün bunların bir yansıması da ne yazık ki 2911 sayılı Yasa'dır. Bu yasa toplantı ve gösteri yürüyüşlerini düzenlemektedir.

Anayasa'nın 34'üncü maddesinde "Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir." deniyor. Yine 2911 sayılı Yasa'nın bu ruhunda da aynı husus söz konusudur. Ancak bütün yasalarda olduğu gibi, verilen bir hak "ama" ile geri alınmaktadır. Bu yasanın 9'uncu ve 10'uncu maddelerinde mülki idare amirlerine bildirim şartı getirilmiştir. 2911 sayılı Yasa'yla mülki idare amirlerine verilen bildirim hakkı kimlere veriliyor? Vali veya kaymakamlara verilmektedir. Bu vali ve kaymakamlar da AKP'nin birer memurlarıdır.

Bakın, bugün itibarıyla sistematik olarak Ağrı'da, Van'da, Diyarbakır'da ve ülkenin birkaç ilinde on beşer günlük periyotlarla her türlü gösteri ve yürüyüş yasağı getirilmiştir. Tabii, bu yasakların sonuçları nasıl ortaya çıkıyor? Partimize yönelik kayyum gaspları var, demokratik tepki gösteremiyoruz. Toplumda ciddi bir ekonomik kriz var, ses çıkarılamıyor. Sokak tamamen demokratik eylemlere kapalı, iktidar korkuyor, halk öfkeli, kin ve bastırılmışlık duygusu hâkimdir.

Değerli arkadaşlar, bu gördüğünüz fotoğraf işçilerin eylemine yönelik olarak işçilere gösterilen muameleyi gösteriyor. Bu, partimizin bir basın açıklamasına ilişkin olarak gösterilen muameleyi gösteriyor. Bu, halkın barışçıl eylemine karşı kolluk kuvvetlerinin göstermiş olduğu muameleyi gösteriyor. Bu, bir işçinin kendi hakkını savunmak için ortaya koymuş olduğu eyleme karşı kolluk kuvvetlerinin göstermiş olduğu muameleyi gösteriyor.

Değerli arkadaşlar -tek çare kalıyor- aile dramları, toplu intiharlar, şiddet ve faşizm topluma reva görülüyor. Bu kanunun artık uygulanmadığına ilişkin bir Meclis araştırması önergesi verdik ve aynı zamanda bir kanun teklifinde bulunduk. Bu demokratik hakkın yeniden işlemesi için acilen harekete geçilmelidir. Demokratik bir hak olan 2911 sayılı Yasa'nın yeniden düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)