GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:16
Tarih:12.11.2019

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Maddeyle ilgili konuşmama başlamadan önce iki hususa dikkat çekmek istiyorum. Öncelikle Tarım ve Orman Bakanlığının yetkililerine sesleniyorum: Orman Genel Müdürlüğünde çalışan bir şube müdürü Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıl dönümünde sosyal medyada içindeki kinini kusuyor. Mesajında Gazi Paşa'ya "put" diyen, "İslam'la savaşan diktatör." diyen bu şube müdürü hâlen görevde. Bir ülkenin onurlu hiçbir evladı yemek yediği kaba pislemez. Bu ülkenin vefalı hiçbir evladı ülkesinin kurucusuna terbiyesizlik etmez. İnançlı hiçbir insan da ebediyete intikal etmiş kişinin arkasından konuşmaz. Sen bu ülkenin ekmeğini ye, Atatürk'ün kurduğu okullarda oku, milletin ödediği vergilerle maaş al ve sonra da ülkenin kurucusuna hakaret et, küfür et, nankörlük et; devletin lokması boğazına dizilir inşallah! Bu şube müdürü bu desteği, bu cesareti kimden almaktadır? Bu sütü bozuk kişinin karakteri, görüşü elbette onu o makama getirenlerce bilinmektedir. Yapılması gereken, hemen görevden alınmalı ve hakkında soruşturma başlatılmalıdır. Eğer bu adamın arkasında duracak olursanız, kendisiyle ilgili işlem yapmaz iseniz siz de aynı zihniyetin ürünüsünüz.

İkinci husus ise 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Türk Bayrağı Genelgesi kapsamında camilerimize asılan Türk Bayrağı, memleketim Denizli'nin Tavas İlçe Müftüsü tarafından Aliağa Camisi İmamına "O şeyi kaldır." talimatı verilerek kaldırtılmaya çalışılmıştır. Müftü efendi, unutma ki Millî Mücadele'de ilk tepkiyi veren müftü Ahmet Hulusi Efendi gibi bir kahramanın çıktığı topraklardasın. Şehitlerin kanlarıyla sulanmış bayrağımız ilelebet dalgalanacaktır. "O şey" dediğin Türk milletinin mukaddesatıdır, şerefidir, namusunun simgesidir. Bayrağımıza art niyetli bakan her kim olursa olsun, makamı ne olursa gözünü oyarız. Diyanet İşleri Başkanlığına açık çağrımdır: Bu gibi onursuz girişimler sizlerin pervasız politik yaklaşımlarından cesaret almaktadır. Kursağınızdan devletimizin ekmeği geçiyor, yediğiniz ekmeği Allah indinde de millet nezdinde de helal ettirin.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifi ödeme ve para ilişkisini düzenliyor. Teklifteki "elektronik sanal para ve ödeme hizmetleri" başlığına takılmazsak hani vatandaşın hep aklında olan ve elinde olmayan iki kavramın sistemsel boyutunu görüşüyoruz. Keşke paranın elektronik boyutunu, ödemenin hizmet boyotunu değil de reel anlamda vatandaşın cebine girecek bir kuruş fazla para ve ödenemeyen banka borçlarını, patlayan kredi kartlarını görüşebilsek ve buna ortak bir çözüm bulabilseydik.

Bakın, 2019 Türkiyesinde borcunu ödeyemeyen küçük ve orta ölçekli işletme sayısı 356 bin. Eylül ayı itibarıyla vatandaşın takibe alınan tüketici kredisi ve kredi kartı borcu ise 21,1 milyar lira. İcra dairelerinde 21 milyonun üzerinde dosya var ve her gün yenileri ekleniyor yani 82 milyonluk ülkemizin dörtte 1'inde ödeme gücü kalmamış.

Değerli milletvekilleri, Hükûmetin açıkladığı rakamlar var; enflasyon rakamları, ihracat rakamları, Merkez Bankasının açıkladığı yurt dışı borçlanma rakamları. Ekonomi normal akışında olsa ve Türkiye İstatistik Kurumu da nerelerden bu kadar ucuz alışveriş yaptığını açıklasa hepimiz bu pembe tabloya inanacağız. Bizim gibi ekonomilerde kural şudur: Faiz her zaman enflasyon oranının çok az üstünde olmalıdır. Ekonomi Bakanı enflasyonu 8,55 olarak açıklayınca Merkez Bankası da temel para politikası faiz oranını düşürüyor. Normali bu mudur? Evet, budur? Ama normal olmayan, TÜİK'in ısmarlama düşük enflasyon rakamlarını açıklaması ve bunu baz alan Merkez Bankasının faiz indirmeye devam etmesidir.

Şu an bankalar mevduat toplayamıyor çünkü vatandaş kendi parasına güvenmiyor, yatırımını dövize yapıyor, ekonomide oynanan tiyatronun farkında olanlar bütün parasını dolara çeviriyor, eline para geçtikçe de dolar almaya devam ediyor. Hükûmet ekonomik paketler, faiz indirimleri açıklıyor ama bunların merhem olacağına hiçbir ciddi çevre inanmıyor.

Bankalar yurt dışından dolar üzerinden aldıkları kredileri halka Türk lirası olarak kredi verdikleri için büyük bir kur riskiyle karşı karşıya kalıyorlar. Dövizde bir patlama olursa bankalar bunun altından kalkamaz. O yüzden, özel bankalar kredi vermekten uzak duruyor, hepsi panik hâlinde.

Ortada sağlıklı bir teşhis yok. Damat Bey ekonomi yönetimini eline yüzüne bulaştırdı. Milletin yedek akçesi bile kullanıldı ama Hazine hâlâ boş. Devlette israf hâkim ve muktedirler bu israfa dur demek için kılını kıpırdatmıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Öztürk.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Vatandaşın cebinden daha çok para alacak formüller bulup bundan mucize çözüm bekliyorlar. Mucize vatandaşın unuttuğu paranın sıcaklığını hissetmesiyle olur, mucize piyasada sıcak paranın dolaşmasıyla olur.

Değerli milletvekilleri, Merkez Bankası Kanunu'nda şu hüküm yer alır: "Banka, bu Kanun ile kendisine verilen görev ve yetkileri, kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır." Sayın Cumhurbaşkanı AK PARTİ'nin grup toplantısında tam da bu bağımsızlık hükmünü rafa kaldıran bir konuşma yaptı. "Merkez Bankası Başkanını görevden aldık çünkü laf dinlemiyor adam. Yeni arkadaşımıza 'faizi düşüreceğiz.' dedik." Merkez Bankasının ne kadar bağımsız olduğunu buradan sormamıza gerek yok, Sayın Cumhurbaşkanı zaten söylemiş; ağanın lafı üstüne laf olmaz. Ne diyelim, bürokratınızın bakışı bu. O zaman biz de şöyle diyelim: Hatalarınızı görmezden gelip yanlışta ısrar ettiğiniz sürece, kısacası bu kafayla giderseniz askere erken alırsınız tezkere! (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)