| Konu: | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 13.11.2019 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Değerli Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; temel yasa olarak görüşülmesine karar verilen 128 sıra sayılı Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 1-29 maddelerini kapsayan birinci bölümü hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu yasa bir torba yasa ama önemli bir yasa. Dolayısıyla ana komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna havale edildi ve orada görüşüldü. Meclis Başkanı tarafından tali komisyon olarak 4 komisyona daha havale edilmiş ama bu komisyonlarda maalesef bu görüşülmedi.
Dolayısıyla dijital hizmetlerin vergisi, vergilendirilmesiyle ilgili konunun bence Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda görüşülmesi gerekirdi. Öbür taraftan, seyahat acenteleri ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı vesaireyle ilgili düzenlemeler var. Bu konunun da Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda görüşülmesi gerekirdi. Öbür taraftan, sermaye piyasasıyla ilgili, Kombassan veya Yimpaş gibi geçmişte adı olan şirketlerin bugün yeniden yapılandırılmasıyla ilgili bir düzenleme var, onun da bence Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda görüşülmesi gerekirdi. Bu da İç Tüzük'ün 23'üncü ve 34'üncü maddelerinin amir bir hükmü ama maalesef sadece Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldü. Bence bu da yasanın kalitesini biraz düşürüyor.
Yasa 3 yeni vergi ihdas ediyor. Bunlardan bir tanesi, biraz önce de söylediğimiz gibi 1 ve 7'nci maddeler arasında düzenlenen dijital hizmet vergisi. Bu düzenlemeleri biz İYİ PARTİ olarak destekliyoruz. Yeni bir alan ve dünyadaki genel gidişata, trende, eğilimlere baktığımızda da bu alan giderek vergilendirilecek. Dolayısıyla oradaki düzenlemeler şu anda başka ülkelerde uygulanmakta olan düzenlemeleri bir bakıma esas almış. Bunda da bir sorun görmüyoruz.
Sadece, bu konuyla ilgili olarak yapılan bir düzenlemeden benim şahsen endişem var ve itirazım var, o da şu: Ödeme sistemleri işletenleri verginin güvenliği konusunda sorumlu tutuyor. Hassas bir konu olan ödeme sistemleriyle ilgili olarak bu kişileri buradan sorumlu tutmak sıkıntı yaratabilir. O nedenle kanun maddesi görüşülürken bu konu üzerinde tekrar düşünülmesi gerektiğini düşünüyorum ve bu düzenlemenin buradan çıkarılması gerektiğine inanıyorum. Bilgi ve Teknoloji Komisyonu verginin güvenliğinin sağlanması konusunda eminim bir başka yöntem bulacaktır.
9'uncu maddede konaklama vergisi düzenleniyor. 9'uncu maddedeki konaklama vergisiyle ilgili olarak benden önce konuşan arkadaşlarımız ne tür sorunlarla karşılaşacağımızı söyledi, detayına girmiyorum.
Değerli konut vergisi var, 32'nci, 39'uncu maddelerde düzenleniyor. Bununla ilgili olarak da cevap verilmesi gereken ve akla gelen bir sürü soru var. Uygulamada birtakım sıkıntıların çıkacağını düşünüyorum ama sonuç itibarıyla özellikle dijital vergiyle ilgili düzenlemeleri destekliyoruz.
Bu yasaya dair başka bir husus, var olan vergi kanunlarında ilave düzenlemeler yapıyor, oranları değiştiriyor. Örneğin serbest meslek erbabının, ticaret şirketlerinin bilançolarında, defterlerinde kayıtlı araçlar vesairelerle ilgili olarak birtakım düzenlemeler getiriyor. Hakemlerle ilgili, sporcularla ilgili düzenlemeler var. Vergi tabanının genişletilmesiyle ilgili, beyanname verilmesi var. Toprak Mahsulleri Ofisiyle ilgili düzenleme var. Devlet Malzeme Ofisiyle ilgili düzenlemeler var. Termik santrallerin bacalarına filtre takılmamış olması, onlara süre vermeyle ilgili birtakım düzenlemeler var.
Şimdi, bunları söyledikten sonra, gelmek istediğim asıl nokta şu: Bu yasa teklifinin özü, esası, hedefi, amacı ne? Ekonomi yönetimi, önemli bir politika aracı olan vergiyi kullanarak bütçe aracılığıyla bazı şeyleri hedefler ekonomide. Ya kaynakların dağılımının daha iyi yapılmasını hedefler ya bozulan gelir dağılımının düzenlenmesini hedefler ya da var olan istikrarın bozulmaması için, onun sürdürülmesi için birtakım vergi düzenlemeleri yapabilir. Bazı sektörler arasında dengesizlik varsa onun vergisini azaltabilir veya yükseltebilir. Ekonomide istenmeyen dışsallıklar varsa onların önlenmesi için yapabilir. Bütün bunlar makroekonominin yönetilmesiyle ilgili olarak maliye politikasının amaçlarıdır. Ama bu yasa teklifi böyle bir hedefi amaçlamıyor. Bu yasa teklifinin amacı, teklifin 40'ncı maddesinde ortaya konulan ve ne genel gerekçede ne de madde gerekçesinde hiçbir şekilde zikredilmeyen, adı bile anılmayan borçlanma limitinin artırılmasıdır. Özellikle maliye politikasıyla ilgili olarak makro dengeler, mali disiplin bozulmuştur, bu bozulan disiplini en azından bir müddet daha sürdürebilmek için ek gelire ihtiyaç var; yasa teklifinin asıl amacı, teması budur, bu vergileri almak suretiyle, bozulan bu mali disiplini bir miktar daha sürdürebilmek. Ama eminim, bunu sürdürebilmek o kadar kolay olmayacak, bu da buna yetmeyecek. Dolayısıyla, bu kanun teklifinin ruhu 40'ıncı maddedeki düzenlemedir ve bununla ilgili olarak da maalesef, ne genel gerekçede ne de madde gerekçesinde hiçbir açıklama yok.
Oraya bakıyorum, üç dakikam var, çabukça bitirmem lazım. Söylemek istediğim şey şu: Şimdi, bu yasa teklifinin, dediğim gibi, asıl amacı bozulan mali disiplini yerli yerine oturtmak. Ayın 31'inde, 31 Ekimde Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi 2020 yılı için kamu borçlanması ve dolayısıyla da hazine operasyonlarıyla ilgili bir açıklama yaptı. Bu açıklamadan anladığımız kadarıyla 2020 yılında Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi şu anda toplam iç borç stokunun yüzde 50'sinden biraz daha fazla, 351,2 milyar TL'lik bir borcu çevirmek zorunda. Bunu niçin çevirmek zorunda? Şunun için çevirmek zorunda: Geçen sene, 2018'in Ağustos ayında kurda hareket başladığında faiz oranları yükseldi, haklı olarak hazine tercihini kullandı, kısa vadeli borçlanmaya gitti, uzun vadede borçlanırsa, beş yıllık, on yıllık borçlanırsa oradaki yüksek faizleri beş yıl, on yıl ödemeye devam edecekti, onu yapmamak için kısa vadeli borçlandı dolayısıyla 2020 yılına borçları yığdı. Şimdi, bunların bir kısmı anapara, bir kısmı faiz. Dolayısıyla bu yasa, buraya yardım etmek için yapılıyor.
Uzun zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi net borç ödeyiciydi. 2001 kriziyle ortaya çıkan dönemde yüzde 74'lere, yüzde 75'lere varan -merkezî hükûmet- millî gelir borç oranı yüzde 30'lara, 28'lere kadar düşürüldü ama bugün tekrar yükselme trendinde ve bunun sonucunda da hazinenin iç borçlanma vadesi giderek kısalıyor. Bir ara 71 aya kadar yükselen hazinenin ortalama borçlanma vadesi ağustos ayında ortaya çıkan durumdan sonra ve kısa vadeli borçlanma sonrasında ortalaması 58 aya ve dolayısıyla da bugün itibarıyla aşağı yukarı 28 aya düşmüştür. Bu, 2001 krizi öncesi seviyelere gelmiştir. Buraya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Sürem bitmek üzere, bir dakikam var.
Bunun sonucu ne olacak? Şu ana kadar Hükûmet sürekli olarak Türk bankacılık sistemine "Kredi ver, kredi ver, kredi ver." dedi. Bankacılık sistemi maalesef, bilançolarındaki dönmeyen kredilerinden dolayı kredi vermeye çok istekli davranmadı ama kamu bankaları borç vermeye itildi, üzerlerine baskı yapıldı. Şu an ekonomideki kredi genişlemesi tamamen kamu bankalarının ortaya koyduğu bir genişleme.
2020 yılında biz şunu göreceğiz: Artık Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi ve bizi yönetenler diyecek ki: "Borcu bize ver. Borcu bize ver. Borcu bize ver." Çünkü verilebilecek kaynak özel sektöre giderse hazinenin bu toplam borcu, yüzde 50 üzerindeki borcu çevirmek için yeterli kaynağı yok. Şu an borç çevirme oranı, "rollover" dediğimiz şey yüzde 124'lerde, yüzde 125'lerde. Tabii, bunun sonucunda faizler üzerinde bir baskı olacak, faizler üzerinde baskı olduğu için faizler yükselecek, özel sektör bu konuda çok fazla kaynak bulamayacak, kaynakların tamamı devlete akacak. Dolayısıyla yapılması gereken şey şuydu: İç talep üzerinde yürüyen bir ekonomi modelimiz var bizim. İç talebin bileşeninin bir tanesi istihdam edilenlerin elde ettikleri gelirler artı bankalardan aldıkları krediler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Bir dakika rica edeceğim.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Yılmaz.
DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Şu anda mevcut çalışanların işini muhafaza edemediğimiz gibi, son bir yılda 1,4 milyon kişi işini kaybetti, oradan bir gelir kaybı var, bankalar da zaten kredi veremiyor.
Dolayısıyla, uzun lafın kısası, bu yasa, ortaya çıkan bu sözünü ettiğim soruna kısmi olarak cevap arayan bir yasa. Bu geliri hedefleyen, ekonomide bozulan dengeleri yerli yerine oturtmayı hedeflemeyen, maliye politikasını sözünü ettiğim amaçlarla içermeyen -yan etki olarak belki onlar ortaya çıkabilir- asıl amacı "Bu borcu nasıl çevirebilirim?"in cevabıdır bu yasa.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)