| Konu: | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 14.11.2019 |
OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Yukarıda, Plan ve Bütçe Komisyonunda bir süredir 2020 yılı bütçesinin görüşmeleri sürüyor ve biz Genel Kurulda bir süredir iktidar partisinin getirdiği yasa tekliflerini görüşüyoruz. Bu yasa tekliflerinin hepsinin ortak bir özelliği var arkadaşlar: Bunların hepsi saraya, yandaş şirketlere ve sermayeye kaynak aktarmak için getirilen yasa teklifleri. Tek derdiniz, kendi ekonomik krizinizin yükünü halka nasıl yükleriz. Bugün aslında o yüzden sizin çaresizliğinizi konuşuyoruz.
Bakın, 2020 yılı bütçesinde halkın en temel yaşamsal ihtiyaçları olan gıda, elektrik, doğal gaz, su gibi hizmetler üzerinden aldığınız dolaylı vergiler bütçe gelirlerinin içinde vergi payının yarısından fazlasını oluşturuyor. Şirketlerin ise hem vergi borçlarını siliyorsunuz hem de onlara istisna ve muafiyet getiriyorsunuz yani diyorsunuz ki: "Şirketlerden alacağım vergilerden vazgeçiyorum. Bu vazgeçtiğim vergilerden de bütçede bir açık oluşacak. Bu açığı da ben zamlarla ve getireceğim ek vergilerle karşılayacağım."
Bakın, dün bu ülkenin büyük, koca koca 3 işçi konfederasyonu bir araya geldi, birlikte bir açıklama yaptı ve Meclise dediler ki: "Vergi adaletini sağlayın." İşçilerin eylemlerinden haberiniz var mı? "Bu ücretlerle ve bu vergilerle geçinemiyoruz." diye eylem yapıyor işçiler ve bir şey talep ediyorlar "İnsanca bir ücret istiyoruz ve vergide adalet istiyoruz." diyorlar. Peki, siz ne yapıyorsunuz? İşçilerin, emekçilerin, halkın sesine kulaklarınızı tıkıyorsunuz, varsa yoksa saraydan gelen talimatlar. Ve vergi adaletsizliğini daha da derinleştiren politikalarınızda ısrar ediyorsunuz.
İşte bugün görüştüğümüz yasa teklifi de dijital hizmet vergisi, konaklama vergisi ve değerli konut vergisi; bütçe açığını kapatmak için getirdiğiniz yeni vergiler. "Dijital hizmetlerin hasılatından yüzde 7,5 vergi alacağız." diyorsunuz, "Konaklama yapanları vergiye bağlayacağız." diyorsunuz yani diyorsunuz ki: "Kendi memleketinde tatile giden halk ayakbastı parası versin." Değerli konut vergisiyle ise "Serveti vergilendireceğiz." diye bir algı yaratıyorsunuz ama müteahhitleri değil, tek bir daire sahibi olanları vergilendiriyorsunuz. Getirilen bu vergiler de tıpkı KDV gibi, ÖTV gibi gelir dağılımındaki adaleti daha da bozan ve halkın ödeme gücünü dikkate almayan vergilerdir. Tekrar ediyorum: Bu getirdiğiniz vergilerin amacı bütçe açığınızın yükünü halkın sırtına yüklemektir.
Bunlar da yetmiyor, sermayeye hizmette sınır tanımıyorsunuz. Bakın, bu yasa teklifiyle 2013'ten beri taahhüt ettikleri çevre yatırımlarını gerçekleştirmeyen ve süreleri 3 defa daha uzatılan termik santrallere dördüncü kez havayı kirletme hakkı tanıyorsunuz. Teklif eğer buradan çıkarsa, yasalaşırsa Türkiye'nin en eski ve en kirli termik santralleri havayı ve doğayı kirletmeye devam edecek ve halk sağlığını tehdit etmeye devam edecek. Buradan size 14 Şubat 2019'da verdiğiniz, hep birlikte verdiğiniz sözü hatırlatmak istiyorum: Sözünüzü tutun, doğa savunucularının, halkın sözüne kulağınızı açın ve teklifi geri çekin. Çevre yatırımlarını altı yıldır hayata geçirmeyen bu şirketler bir yerden cesaret alıyor -bunlar iktidar partisi olarak sizin politikalarınızdır- çevre konusundaki politikalarınızdan cesaret alıyor, talandaki politikalarınızdan cesaret alıyor. Eğer bu geri çekilmezse çevre yatırımlarını altı yıldır hayata geçirmeyen bu şirketler havayı kirletmeye ve halk sağlığına zarar vermeye devam edecekler.
Değerli milletvekilleri, son olarak, damat Bakan bir şey dedi, dedi ki: "'Ekonomi kötüye gidiyor.' diye bir algı yaratmayın." Bakın, bu bir fatura, bu fatura bir algı değil, bu fatura gayet gerçek bir fatura. 2'si çocuk 4 kişilik bir ailenin bir aylık elektrik faturası. Üstelik, çocuklar okulda, anne baba işte çalışıyor bütün gün. Ne kadar biliyor musunuz? 199 lira 90 kuruş. Bu faturanın 30 lira 48 kuruşu KDV, 8 lira 19 kuruşu ise diğer fon ve vergiler. Daha kış gelmedi, o yaptığınız zamlarla oluşan doğal gaz faturaları halka daha ulaşmadı. Bu faturalar gerçek, çarşı pazardaki yüzde 40, yüzde 30 zam gerçek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Ersoy.
Buyurun.
OYA ERSOY (Devamla) - 1,5 milyondan fazla kişinin banka hesaplarına gelen hacizler gerçek yani "Geçinemiyoruz." diyen halk gerçek. Algı yaratmaya çalışan sizlersiniz ama artık "Ekonomimiz iyiye gidiyor." diye bir algı yaratamayacağınızın...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Algıya gerek yok, doğrusu o ya!
OYA ERSOY (Devamla) - ...o kadar farkındasınız ki damat Bakan çıkmış, yargıyla halkı tehdit ediyor ve cezalandırmaktan bahsediyor.
Değerli milletvekilleri, nüfusun yüzde 60'ının yoksulluk, yüzde 20'sinin açlık sınırında veya altında yaşam mücadelesi verdiği bir ülkede halkı ceza tehditleriyle yönetemezsiniz, böyle bir halk ceza tehdidiyle yönetilemez. Artık elinizi halkın cebinden çekin, vergide adaleti sağlayın, vergiyi tabana değil tavana yayın, o şirketlerinize yayın, onlardan alın vergiyi yani kârı ve faizi vergilendirin. Artık "Saraya nasıl bütçe aktarırız?"dan, bunu düşünmekten, buna kafa yormaktan vazgeçin; bu halk nasıl geçinecek, biraz buna kafa yoralım.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)