| Konu: | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 14.11.2019 |
İSMAİL OK (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi üzerinde İYİ PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifi üzerinde gerek grubumuzdan gerekse diğer parti gruplarından birçok arkadaşımız konuşmalar yaptı. Ben, bu akşam, özellikle seçim bölgemde ve ülkemizde tarımın içinde bulunduğu durumla ilgili konuşmak istiyorum. Ama konuşmama geçmeden önce, rengini şehitlerimizin kanından alan Millî Takım'ımız, biraz önce Avrupa yolunda -futbol olarak istenilen bir futbol oynamadı ama- berabere kalarak Avrupa Şampiyonası'na katılma hakkını elde etmiş oldu. Bu vesileyle, başta bu sahada ter döken gençlerimiz olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; seçim bölgem Balıkesir özellikle tarım ve hayvancılıkta Türkiye'yi doyuran il olarak bilinmektedir. Bugünlerde, Balıkesir'imiz başta olmak üzere özellikle sahil kesimlerimizde zeytin hasadı başlamıştır, ben öncelikle bu hasat döneminin hayırlı olmasını diliyorum. Gerçekten, yazın sıcaktan, kışın soğuktan elleri çatlayan, yüzleri yanan çiftçilerimizin alın terinin, emeğinin karşılığını almasını diliyorum. Ama maalesef, tarım politikalarında Hükûmetimiz birçok konuda yanlış uygulamalar yapmaktadır. Bunlardan biri de ithalata dayalı bir tarım politikası izlenmesidir. Her yıl bu hasat dönemi geldiğinde zeytin ürünleri, özellikle zeytinyağı ithalatı yapılmaktadır. Bu da çiftçimizin alın terinin, emeğinin karşılığının alınmasında en büyük engellerden bir tanesidir. Oysaki özellikle girdi maliyetlerindeki -mazot, gübre, ilaçlamadaki- artış dolayısıyla çiftçimiz zaten alın terinin karşılığını alamamaktadır. Ve özellikle bu sene seçim bölgemde ilaçlama zamanında yapılmamıştır, ciddi bir kayıp vardır. Önümüzdeki yıllar için şimdiden önlemlerinin alınmasını diliyorum.
Sadece zeytin ve zeytinyağı ürünlerinde mi; maalesef, Türkiye'yi doyuran il olarak övünmemize rağmen, yanlış politikalar sonucunda bu kış Türkiye'nin birçok ilinde olduğu gibi Balıkesir'in merkezinde de patates kuyruğuna girmiştir hemşehrilerimiz. Peki, bunun çıkış yolu nedir? Bir: İthalat derhâl durdurulmalıdır. Çok kıymetli bölge Vekilim Adil Bey bu konuşmama pek katılmadı galiba ama bu acı gerçeği beraber yaşadık. Balıkesir'in merkezinde bunları, o uzun kuyrukları beraber gördük, bundan tabii üzüntü duyuyoruz. İki: Köylü küstürüldü. Özellikle, Avrupa Birliğine gireceğiz diye çiftçi aşağılandı, ölçüsüz bir şekilde köyden kente göçler sağlandı, topraklar boş kaldı -biraz önce de ifade ettiğim gibi- girdi maliyetleri inanılmaz bir şekilde arttı ve artık köylerde neredeyse 50 yaşın altında insanımız kalmadı. Artık, maalesef, peygamber mesleği diye övündüğümüz çobanlık için, memleketimizde genç kalmadığı için dışarıdan çoban ithal etmeye başladık. Biraz önce "Çiftçi küstü." demiştim, toprağı da küstürdük. Niye? Özellikle seçim bölgemde, nehirlerimiz, göllerimiz ve göletlerimiz, insafsızca sanayi atıklarının ve evsel atıkların arıtılmadan sulara deşarj edilmesi dolayısıyla, artık bu sulardan bereket değil, rahmet değil, zehir akmakta ve böylece topraklarımızdan, daha önceden bal damlayan, ürün fışkıran bu topraklardan maalesef bugün çiftçimiz emeğinin karşılığını alamıyor. Özellikle Büyükşehir Yasası'yla birlikte binlerce köy bir anda mahalle oldu ve köy tüzel kişiliğine ait olan araziler satışa çıkarıldı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Ok.
İSMAİL OK (Devamla) - Sözümü tamamlıyorum.
...ve bu yağma, bu satışlarla, çiftçilikle ilgisi olmayan insanlar maalesef köylülerin elinden bu kıymetli arazileri almakta ve bu arazilerde üretim yapılamamakta. Bu konularda ne kadar söz söylesek azdır ama ben buradan son olarak şunu söylüyorum: Gerçekten Türk tarımını ve çiftçilerimizi kurtarmak istiyorsak, ithalata dayalı ve özellikle her ithalatta yandaşın zenginlediği bu politikalardan vazgeçelim, çiftçimize doğrudan destek verelim ve böylece dünyada stratejik... Önümüzdeki kısa sürede göreceksiniz, göreceğiz, eğer böyle tedbirler alınmazsa sağlıklı gıda bulamayacağız, sağlıklı gıdaya ulaşamayacağız. Ben, onun için Hükûmeti, bu yanlış politikalardan derhâl vazgeçerek özellikle seçim bölgem Balıkesir'de ve Türkiye'de Türk köylüsüne ve çiftçisine sahip çıkmaya davet ediyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)