GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:19
Tarih:19.11.2019

FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 128 sıra sayılı Yasa Teklifi'nin 17'nci maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ahıska Türklüğünün davasının takipçisi Yunus Zeyrek'i rahmetle anıyorum, ruhu şad olsun.

Bu yasa teklifiyle iktidar, ekonomik krizin faturasını, vergi yükünü artırarak vatandaşa kesmektedir. Üstelik bunu sözde "Vergide adalet sağlanacak." sözleriyle yapmaya çalışmaktadır. "Lüks konutlarda emlak vergisini artıyoruz." diyerek güya lüksü vergilendirir gibi görünürken asıl yükü çalışanların ve dar gelirlilerin çektiği dolaylı vergileri artırmaktadır. Öte yandan, şirketlerin ödeyeceği kurumlar vergisini düşürmekte ve bundan sonra yapılacak düzenlemeler için Cumhurbaşkanına yetki vermektedir. Şimdi soruyorum: Cumhurbaşkanı bu yetkiyi kimin lehine kullanacaktır? Tabii ki, yandaş ve candaş şirketlere kullanacaktır.

Asgari ücretle çalışanlar dâhil olmak üzere, ücretli çalışan işçiler, memurlar haziran, temmuz aylarından itibaren artan vergi dilimine girerek daha çok gelir vergisi ödemektedir. Kurumlar vergisinin oranının düşürülmesi, bırakın vergide adaleti sağlamayı, tam tersine, vergide adaletsizliği daha da artıracaktır.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Kurumlar vergisi yok burada.

FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - Bu durumda, yine, çok kazanandan az, az kazanandan çok vergi alınacaktır.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Tam tersi.

FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - Vergide adalet demek, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması demektir. Nitekim, Anayasa'nın 73'üncü maddesinde "Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır." denmektedir. Ancak dünyanın en adaletsiz vergi sistemlerinden birine sahip olan Türkiye, yıllardır bütün vergi yükünü ücret geliriyle yaşam mücadelesi veren dar gelirlinin omuzlarına yüklemiştir. Bu ülkede asgari ücretten bile vergi alınmaktadır. Asgari ücret, bir kişinin yaşamını idame ettirebilmek için ihtiyaç duyduğu en az ücrettir ki ülkemizde uygulanan asgari ücret açlık sınırları içerisinde kalmaktadır. Bundan bir de vergi alınıyor ki varın asgari ücretli çalışanın hâlini siz düşünün. Asgari ücretten kaynakta kesme suretiyle vergi alıyorsunuz ancak şirketiniz varsa ve harcamalarınız karşısında kâr etmediğinizi beyan ederseniz vergi ödemiyorsunuz. Sizce bu durum adil mi?

Cumhurbaşkanı maaşına yüzde 26 zam yaparken işçi, memur maaşlarına yüzde 4 zam yapıyorsunuz ama doğal gazdan elektriğe pek çok hizmete ve temel tüketim mallarına da yüzde 50'den fazla zam yapıyorsunuz..

Değerli milletvekilleri, biraz önce söylediğimiz gibi, devlet doğrudan gelir ve kurumlar vergisini toplayamıyor, dar gelirliye yükleniyor ve günlük alışverişler sebebiyle KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerle acısını yine dar gelirliden çıkarıyor. Elektrikten petrole, doğal gazdan iletişime, yiyecekten giyeceğe, sigaradan içkiye tüm tüketim maddelerinin üzerine bindirilen ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergilerin yükü doğal olarak nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan dar gelirlilerin omuzlarındadır.

Avrupa Birliği ve OECD ülkelerinde doğrudan vergi oranı yüzde 60'larda iken bu oran ülkemizde tam tersidir. Bu durum korkunç bir adaletsizlik doğurmakta, dar gelirliyi daha fazla mağdur etmekte, en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz duruma getirmektedir.

Değerli milletvekilleri, vergi gelirleri içindeki dolaylı vergiler payının bu derece yüksek olması elbette vergi adaleti bağlamında olumsuz bir parametredir. Vergi gelirlerimiz içerisinde gelir ve kurumlar vergisinin payı çok azdır. Bu durumun çaresi gelir ve kurumlar vergisi oranlarının düşürülmesi ve muafiyet sağlanması değildir. Bu durumun çaresi, gayrisafi millî hasılanın yüzde 20 ila 25'ini oluşturan kayıt dışı ekonominin azaltılması ve bu kaynaklardan etkin şekilde gelir ve kurumlar vergisi alabilmekten geçmektedir. Eğer Türkiye'de vergi alanında bir reform yapmak istiyorsanız çalışanların aleyhine olan bu adaletsiz yapıyı değiştirmelisiniz, çalışanlar üzerindeki vergi yükünü azaltmalısınız, vergiyi geniş kitlelere adil bir şekilde dağıtmalısınız. Bir ülkede adil hukuk sistemi ne kadar önemliyse adil bir vergi düzeni de o kadar önemlidir. Bir ülkede vergi adaleti yoksa yargı ve hukuk adaleti de olmaz diyorum.

Bu vesileyle, Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)