| Konu: | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 19.11.2019 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 18'inci maddesi üzerinde söz aldım.
Teklif kamuoyuyla paylaşılırken vergi sistemini daha adil hâle getireceğinden söz edilmekteydi, bu söz konusuydu, bu iddia edilmekteydi. Aslında muhalefet olarak gerçekten adil bir vergi sistemine ihtiyacımız olduğunu her seferinde söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz. Gerek Plan ve Bütçe Komisyonunda gerek Genel Kurulda birçok kez bu sorunu da gündeme getiriyoruz çünkü bize göre, vergi daha çok dezavantajlı kesimlerden alınmakta ve tabana yayılmamakta, Türkiye'deki en zenginlerden vergi daha az alınmakta.
18'inci maddedeki düzenlemeyse mükelleflerin vergiye uyumluluk sağlaması amacıyla yeni indirim ve teşvikler sağlamayı hedefliyor. Etkin, tarafsız bir denetim kurulmadan, böyle bir mekanizmayı işletmeden vergiye uyumluluk sağlamak çok güç çünkü adil ve eşit bir sistemin oturması için denetimin olması lazım, şeffaf bir sistemin ilerlemesi lazım. Ne oluyor daha çok bizde? Vergi indirimleri, çeşitli cezalara aflar ve ertelemeler. Bu olduğu sürece aslında toplumda büyük bir çoğunluk da tekrar bunu beklemekte ve mükellefler bunun geleceğiyle ilgili teşvikleri öngörmekte.
Peki, yaşamakta olduğumuz on yedi yıllık süreçte AKP iktidarı gelir dağılımından hiç sorumlu değil mi? Derinleşen bir eşitsizlik var. Az önce Sayın Katırcıoğlu da söyledi. Türkiye'de belli bir sayıdaki kesim giderek daha zengin olmakta, büyük çoğunluk daha yoksul olmakta ve gelirleri daha da düşmekte. Bu büyük çoğunluk dolaylı, dolaysız vergiyi her aşamada vermekte; bu azınlık ise birçok kez vergi aflarıyla, vergi indirimleriyle, vergi düzenlemeleriyle kurtulmakta.
Peki, Türkiye toplumunda ne olmakta? Büyük çoğunluk açlıkla karşı karşıya, yoksullukla karşı karşıya, işsizlikle karşı karşıya ve tümüyle öyle bir hâle geldi ki birçok kişi, içi yandığı için ve tabloyu gördüğü için, intiharlardan söz etmekte, şiddetin yaygınlaşmasından söz etmekte. Şiddete bağlı saldırıların, cinayetlerin, yoksulluk, işsizlik, açlık ve bu gelir adaletsizliği yüzünden ortaya çıktığını görmekteyiz. Ama arkadaşlar, şunu da biliyoruz: Bir taraftan bunlar olurken toplumun büyük çoğunluğu, yüzde 90'ına yakın kesimi bir mağduriyet yaşarken yüzde 10'luk bir kesim şatafat içinde yaşamakta ve lüks restoranlarda düzenledikleri, sosyal medyada paylaştıkları gösterilerle -adı neyse, bebek doğumlarından, nişanlarından, törenlerden- kendi inançlarını ve aslında, toplumdaki eşitsizliği giderek daha da yaralamaktalar. Hepimizin hayatı böyle iken, aslında tablolara baktığımızda, istatistiklere baktığımızda Türkiye'de yoksulluk giderek artarken, işsizlik giderek artarken tek avantajlı kesim var; büyük şirketler "beş" diye tanımlanan ve onların etrafında çalışan kesimler.
Peki, bu durumda ne oluyor? Bir de bakıyoruz ki bir kısım şeyler yetmezken krizle beraber, toplumda birçok şeyi muhalefet dile getirirken muhalefetin susması için "Vatan hainisin." "Yapma bunu." "Milliyetçi bir dönem var." "Sesini çıkarma" "Teröristsin..."
Bir taraftan bakıyorsunuz ki göller kurutuluyor, bir taraftan bakıyorsunuz ki tarihî değerler yok ediliyor, bir taraftan bakıyorsunuz ki Munzur Dağları'nda birçok alan madenlere açılıyor, bir taraftan bakıyorsunuz bütün doğa tahrip ediliyor, tarih tahrip ediliyor ve öyle bir aşamaya geliyor ki insanların kendi dilini kullanabileceği mekanizmalar yok ediliyor. Bakın, kayyum, kayyum... Her seferinde söylüyoruz ve söylemeye devam edeceğiz. Bismil Belediyesine atanan kayyum, ilk, oturduğu gibi "web" sayfasından "Kürtçe"yi kaldırıyor. Bununla ilgili yapılan düzenlemeler olduğu sürece, siz eşitliği yaraladığınız sürece, bu eşitsizliği açtığınız sürece, makası açtığınız sürece toplumda barış, adalet, hukuk, birçok şey yaralanmış oluyor.
Bunun için ne yapmak lazım? Gerçekten barıştan yana olmak lazım, daha adil olmak lazım, hukuktan yana olmak lazım. Bunu yapmadığınız zaman birçok şeyde siz kamuoyu vicdanını yaralamış oluyorsunuz, eşitsizliği daha da artırmış oluyorsunuz ve getirdiğiniz tek düzenleme sizinle beraber hareket eden büyük şirketlere, sizi kollayan firmalara yönelik oluyor ve toplumun büyük çoğunluğunu mağdur ediyorsunuz. Gelin, saraydan ısmarlama gelen yasalarla, kanunlarla değil, hep beraber, toplumun geniş kesimine hem barış hem huzur getirebilecek...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Vekil.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - ...hem de eşitsizliği giderebilecek daha iyi günler için hazırlık yapalım; bununla ilgili vergi düzenlemesi yapalım, bununla ilgili hukuksal düzenlemeler yapalım. Meclisin asıl görevi budur. Birileri için hazırlanmış yasalar, düzenlemeler değil, toplumun büyük çoğunluğu için eşitsizliği giderebilecek düzenlemeler yapmak gerekiyor bu konuda.
Hepinizi saygılarla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)