GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:20
Tarih:20.11.2019

HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ilgili kanun teklifinin 21'inci maddesi üzerinde söz aldım ama maddeye geçmeden önce, seçim bölgem Trabzon'da yaşanan bir hadiseye dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

Seçim bölgem Trabzon'un Düzköy ilçesi Haçka Yaylası'nda birkaç gündür yaşanan yayla evlerinin yıkımı operasyonuna dikkatlerinizi çekmek isterim. Buradaki yıkımlarla vatandaşlarımız mağdur edilmektedir. Burada yaşayan insanlarımız geçimini tereyağı, süt, peynir satarak sağlamaya çalışan, atadan kalma evlerini eskidiği için tadilat yaparak korumaya çalışan vatandaşlarımızdır. İktidar, seçim öncesi bu insanlarımıza "İmar barışı var, gelin müracaat edin." deyip paralarını alarak yapı kayıt belgesi vermiştir. Şimdi soruyorum: Bu insanların evlerini yıkacaktınız da neden bu insanlara yapı kullanma belgesi verdiniz? Konuyla ilgili olarak 8 Ekim günü Türkiye Büyük Millet Meclisine bir önerge vermiş ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum'a "İmar barışıyla başvurusunu yapan ve harcını ödeyen, dekontu elinde olan ancak Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasındaki anlaşmazlık sonucu mağdur olan vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi için herhangi bir çalışmanız var mıdır?" diye sormuştum. Bakanlıktan bu önergemize bir cevap gelmediği gibi, orada yaşayan vatandaşlarımız bir sabah vakti kolluk kuvvetlerimizle karşı karşıya getirilmiştir. Seçim öncesinde o bölgede gezen "Çayırbağı'nı yatırıma boğacağız." diyenlere sesleniyorum: Çayırbağı şimdi feryat ediyor, bu feryadı duyuyor musunuz?

Değerli milletvekilleri, söz konusu maddeyle ilgili düşüncelerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu maddede yapılan değişiklikle sporcuların yarıştıkları liglere göre vergi oranları yeniden düzenlenmektedir. Aslında şuna dikkat etmemiz gerekir diye düşünüyorum.

Değerli milletvekilleri, ne yazık ki futbol, transfer merkezli bir oyun hâline geldi. Kulüplerin transfer yarışı son yıllarda saha içi rekabeti gölgede bıraktı. Birden fazla talibi olan futbolcuyu renklerine katan kulüpler bunu zafer gibi kutladı. Başkanlar, yöneticiler transfer ettikleri futbolcuların adlarıyla hatırlanır oldu. Bu anlayış, yöneticileri tribünlerin istediği isimleri transfer etmeye yönlendirdi. Böylece ipin ucu bir daha yakalanmamak üzere kaçtı. Taraftarlar, yeni transferleri karşılamak için havaalanlarını stadyuma çevirdi. Yapılan transferlerin kulübe maliyeti ise unutuldu. Camialar, parasını almadan antrenmana veya maça çıkmak istemeyen oyuncularla tanıştı. Hatta, kulüpler, kadro dışı bıraktığı oyunculara milyonlarca dolar ödemek zorunda kaldı. Bu durum çoğu zaman Türk futbolcular için Futbol Federasyonuna, yabancılar için de FIFA'ya yansıdı. Yaşanan ekonomik kriz sonrası ülkemizin en büyük kulüpleri UEFA yaptırımlarıyla karşı karşıya kaldı, Avrupa kupalarından menedilmenin yanı sıra transfer kısıtlamaları gündeme geldi. Kısaca yüksek faizli banka kredileri, kaosu krize çevirdi. Bankalarla yapılan anlaşmalarla borçlar yeniden yapılandırıldı.

Burada bir hususu da söylemeden geçemeyeceğim. Yapılandırmayla TFF'nin yürürlüğe koyduğu lisans talimatları gereği her kulübün kendi finansal verilerine göre oluşturulmuş harcama limitleri var. Öyle bir kulüp bu limitlere uysun, diğeri uymasın ama göz yumalım olmasın diyorum. Bu haksız rekabeti doğurur ki buna da tepkisiz kalamayız.

Ekim ayında Trabzon'daydım, Trabzonspor'un divan toplantısına katılmıştım. Bu toplantıda Trabzonspor'un Değerli Başkanı şöyle demişti: "Trabzonspor'umuz tüm bu kriterleri sağlamış durumda." Sağlamış ama nasıl sağlamış? En başta alabileceği oyuncular varken almayarak sağlamış. Bugün bir sürü sakat oyuncusu olduğu gerçeğinden hareket edersek bunun Trabzonspor için ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek yok. O yüzden, bir kulüp bu yaptırımlara uyabilmek adına kısıtlı kadrolarla hareket ediyorsa kuralların herkese eşit uygulanması gerektiğini TFF'ye buradan hatırlatıyor, bu durumun takipçisi olacağımı da söylemek istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) - FIFA'nın, UEFA'nın talimatları bunlar.

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Değerli milletvekilleri, yaşanan ekonomik kriz sonucu birçok Anadolu kulübünün kapısına kilit vurulduğunu hepimiz biliyoruz. 4 büyük kulüp ise borç sarmalını yeni kredilerle eritmeye çalışıyorlar.

Son olarak şunu söylemek istiyorum: Artık kulüplerimiz ayağını yorganına göre uzatmayı öğrenmeli, gelir gider dengesini gözeten transfer politikaları izlenmeli ve ülke futbolu için olmazsa olmaz olan altyapıya gereken önem verilmelidir diyorum.

Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)