GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:20
Tarih:20.11.2019

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yine bir torba yasa görüşülüyor ancak ülke resmen batıyor -bilmiyorum farkında mısınız- iktidar oturmuş tali işlerle uğraşıyor; kış kapıya dayandı, doğal gaz inanılmaz pahalı, elektrik resmen çarpıyor. Suni gündemlerle nereye varacaksınız? Demokrasi, hukuk yerlerde, işsizlik had safhada, eğitim, sağlık bitmiş durumda. Tüm bu sorunların bir çözümü var değerli milletvekilleri; tüm bu sorunların çözümü diyalog ve tüm bu sorunların çözümü barıştan geçer.

Tarihten bir sözü size hatırlatmak isterim: "Ekonomi zorlanıyor, kriz ve işsizlik artıyor, memnuniyetsizlik yayılmaya başlıyordu. Herkesi bir araya getirecek milliyetçi bir dalgaya, bunu yaratacak bir savaşa ihtiyaç vardı." Yanlış anlamayın; bu, Mussolini'nin sözü. Maalesef, şu an içinde bulunduğumuz durum tam da bu. Ülkede kriz var, memnuniyetsizlik var ve artık iktidar politika üretemiyor, çözüm üretemiyor ve bu sebeple Kürt düşmanlığı üzerinden de bugün Rojava'da bir savaş politikası devam ediyor. Bu yanlış arkadaşlar. Biz bu sorunları çözmek zorundayız. İşsizliği de krizi de yoksulluğu da çözecek olan barıştır. Bunu öncelikle net bir şekilde belirtmek istiyorum.

Yine, AKP'li vekil arkadaşlarımıza şunu belirtmek isterim: 2002'den önce, seçilmeden önce Hazreti Ömer'in mumunu, Dicle'nin kenarındaki kuzuyu, parmağınızdaki yüzüğü gösterdiniz "Kuyuya atılan Yusuf'uz. Harun'uz." dediniz ama makamı, mevkiyi kendi saltanatınıza çevirmede, hukuksuzlukta, zulümde, haksızlıkta maşallah Karun'a tur üstüne tur bindirdiniz. Hani, yanlış anlaşılmasın, daha önce bu Harun-Karun meselesini bir milletvekilimiz söylemişti ama...

Şunu net söyleyelim: Kendi çizgilerinizi gerçekten savunabiliyor musunuz? 2002'den önceki AKP ya da AKP iktidarının ilk yıllarındaki çizginiz ile bugünkü çizginiz birbirini tutuyor mu? Lütfen, bir gözden geçirin. Çünkü bugün bu ülkedeki yoksulluğun, yolsuzluğun, haksızlığın, hukuksuzluğun temel nedeni maalesef ki Kürt düşmanlığıdır. Kürt düşmanlığı bugün bu ülkeye çok ağır bedeller ödetiyor. Açıkça söyleyeyim: Evet, kayyumlar atanıyor; evet, siyasetçi arkadaşlarımız, milletvekili arkadaşlarımız tutuklanıyor; siyasi tutsak olarak, rehine olarak cezaevlerinde tutuluyor; her gün neredeyse bir veya birden fazla il ve ilçe yöneticisi arkadaşımıza -bazen sayılar 50'leri, 100'leri buluyor- siyasi soykırım operasyonları düzenleniyor. Bu, hiçbir sorunu çözmüyor değerli milletvekilleri. Kürtler, demokrasiye inananlar pes etmez. Kürtler Zilan'da, Koçgiri'de, Dersim'de, Halepçe'de, Roboski'de, Cizre'de bedel ödedi ama vazgeçmedi. Bu işin çözümü barıştır, bu işin çözümü diyalogdur.

Dün, AKP Grup Başkan Vekili Sayın Özkan -Kürtleri tabii kastederek- Amerika'yla, Rusya'yla iş tutmaktan bahsetti, çözümün onlar olmadığını ve onların Orta Doğu'ya barış getirmeyeceğini söyledi. Evet, hemfikiriz ancak şunu da söyleyelim değerli arkadaşlar, biz de size söyleyelim: Bir Amerika'ya gidiyorsunuz, bir Rusya'ya gidiyorsunuz ama size söyleyeyim, İmralı ikisinden de daha yakın. Çözüm İmralı'da, çözüm bu Mecliste, çözüm bu ülkenin sınırlarında. Çözümü biz üreteceğiz, çözümü başkasından beklemeyeceğiz. Ama maalesef ki yerleşik olan bu Kürt düşmanlığı ve Kürt düşmanı politikalar iktidarın gözünü bürümüş durumda, hiçbir şey göremiyor.

Biz, 1917 Amasya Tamimi'ne, Sivas Kongresi'ne, Erzurum Kongresi'ne, 1921 Anayasası'na yoğunlaşacağız, bunun üzerinde çözüm üretmeye çalışacağız ve bu ülkedeki Kürt meselesini çözeceğiz, bu ülkedeki yoksulluğu da yolsuzluğu da hukuksuzluğu da hep birlikte çözeceğiz. Başka çözüm de yoktur.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)