| Konu: | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 20.11.2019 |
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aziz milletimizi ve yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
128 sıra sayılı torba kanun teklifi, iktidarın üretim ekonomisinin uzağında tüketim ve dış borçlanmayla yürüttüğü ekonomi politikalarının sebep olduğu derin krizi, vergi oranlarını artırıp yeni vergiler ihdas ederek gidermeye çalışacağını ifade ediyor. Vergi dilimleri üzerindeki adaletsizliği gideremeyip üstüne üstlük cefakâr milletimize artık taşımayacağı kadar yüklenilen ilave vergilerle insanlarımız geleceklerine nasıl umutla bakacaklar? Toplumun tümünü ilgilendiren bu tür yasal düzenlemelerin ilgili ihtisas komisyonlarında geniş bir katılımla tartışılması gerekirken geçtiğimiz yasama yıllarından kalan kötü bir alışkanlıkla sadece Plan ve Bütçe Komisyonunda alelacele görüşülmesi, kuruluşunun 100'üncü yılını kutlayacak Gazi Meclisimizin felsefesine yakışmıyor ve uymuyor.
Yasama faaliyetlerimizin kalitesini artırıp Meclisimizin saygınlığını korumak tüm milletvekillerinin sorumluluğundadır. İçinde bulunduğumuz hükûmet sistemi, ortak aklın egemen olmasına engel oluşturuyor maalesef. Bu tarifsiz sistemin Meclisimizi işlevsiz hâle getirmesini önlemek, milletimizin devletiyle olan mesafesini açmamak için, yüz elli yıllık bir tecrübeye sahip olduğumuz iyileştirilmiş parlamenter sisteme geçişi bir an önce sağlamalıyız.
Sayın milletvekilleri, teknik konular içeren bir maddeyle ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşacağım. Üzerinde söz aldığım maddeyle, sahte belge düzenleyenlerle etkin mücadele edilmesi amaçlanıyor. Bu bağlamda kayıt dışı ekonominin de bertaraf edilmesi hedefler arasında gösterilmiş. Sahte belge düzenleyenlerin tespit edilmesi için mükellefiyet süresi, aktif ve öz sermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, çalışan sayısı, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği gibi bilgiler Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılacak risk analiz çalışmalarında kullanılacak. Elde edilen sonuçların, hedeflenen amaçların sağlanmasında etkin olarak kullanılacağı ifade ediliyor. Ayrıca, analiz neticesinde sahte belge düzenlemede yüksek riski bulunduğu değerlendirilen mükellefler hakkında incelemeye sevk, mükellefiyet kayıtlarının terki, mükellefiyetlerinin devamını isteyenlerden teminat istenmesi, teminatların iadesi gibi yapılacak işlemler düzenlenmiş. Ancak mükelleflerin neden sahte belge düzenleme yoluna gittiklerini maddede göremiyoruz. Hayat pahalılığının günden güne arttığı, kâğıt üzerinde gösterilen fiyat ortalamalarının ve enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığı, iktidarla ilişki kabiliyetini geliştirmiş şirketlerin açıkça kayırıldığı bir mali ortam, sahte belge düzenlenmesinin teşvik edici nedenleri olabilir mi mesela? Milletin kan ağladığı, hayat pahalılığının alıp başını gittiği bir kriz ortamında ülkenin Hükûmeti enflasyonu yüzde 8,5 olarak hesap edebiliyorsa bunu örnek alan mükelleflerin evrakta neler yapabileceğini varın siz düşünün.
Değerli milletvekilleri, "sahte belge düzenleme riski" kavramının çerçevesinin çizilmesi ve uygulamasının belirli bir hâle getirilmesi gerekmekte. Zira tanımı ve uygulaması belli olmayan bir sahte belge düzenleme riski kavramı, fiiliyatta Hazine ve Maliye Bakanlığının keyfî uygulamalarına ve bu nedenle mağduriyetlerin oluşmasına sebebiyet verebilir. Bu bağlamda risk kavramını tanımlayan alt hususlar da detaylıca belirlenmeli. Sahte belge düzenleme ve kullanma fiiline karşı mevzuatta ağır cezaların öngörülmesine karşın yıllar itibarıyla sahte belge düzenleme giderek yayılmakta, bir kangren gibi sistemi sarmaktadır. Defter kayıt ve belge sistemini çökertip büyük vergi kayıplarına da yol açan sahte belge düzenlemesi, yürütülen vergi incelemelerinin de çoğunluğunu oluşturuyor. Dolayısıyla sahte belge düzenleme ve kullanma fiiliyle mücadelede vergi incelemelerinin yanı sıra, vergi mevzuatındaki açıkların giderilmesi de aynı derecede önemlidir. Örneğin, mükellefiyet kaydının vergi dairesince terkin edileceği hüküm altına alınmış olsa da esas işi sahte belge düzenlemek olanlar vergi incelemesine girmemiş iseler faaliyetlerine devam edebiliyorlar. Diğer yandan, mükellefler vergi incelemesine alınmış olsalar bile vergi incelemeleri uzun sürebilmekte ve nihayetinde hakkında rapor düzenlenene kadar mükellefiyet kaydı devam edebilmekte. Hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediği belirtilip mükellefiyeti terk olunanlar veya onunla ilişkili kişiler bir başka mükellefiyet tesis ettirmek suretiyle sahte belge düzenleme faaliyetlerini maalesef sürdürebilmekteler.
Giderilmek istenen düzenlemeyle yolun başında sahte belge düzenleme ve kullanma fiiline engel olunmaya çalışıldığı görülmekte. Doğru bir adım olarak atılmış olsa da sahte belgeyle mücadelede kesin çözüm sağlayacak yeterli bir düzenleme değil. Örneğin, suçun gerçek faili farklı ve suçun işlenmesi çok daha organize olabilmekte; ayrıca, suçun tespiti hâlinde yargı süreçleri de uzun sürebilmekte. Bu nedenlerle Hazine ve Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığının görüş ve talepleri doğrultusunda yasal bir düzenleme yapılması daha doğru olacaktır.
Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)