GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:20
Tarih:20.11.2019

AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; partim İYİ PARTİ adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Hayvancılık can çekişmektedir; evet, yanlış duymadınız, hayvancılık günümüzde can çekişmektedir. Bunu ben demiyorum, bunu seçim bölgem olan Aksaray'da sığır yetiştiricileri, hayvancılıkla geçimini temin eden vatandaşlarımız demektedirler. Onlar hayvancılığın can çekişmesindeki en önemli faktörlerin başında artan yem fiyatları ve buna bağlı olarak ithal yem fiyatlarının döviz kuruna bağlı olması sebebiyle arttığını ifade etmektedirler.

Yine, hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız diyorlar ki: "Biz 2008 yılında sütün litresini 1 liraya satıyorduk, yemin torbasını 19 liraya alıyorduk; günümüzdeyse sütün litresini yaklaşık 2 liraya satmaktayız, yemin torbasını ise 90 lira civarında almaktayız yani 2008 yılında 19 litre süt satıp 1 torba yem alırken günümüzde 45 litre süt satıp ancak 1 torba yem alabilmekteyiz." Yine onların beyanlarına göre, bir hayvanın sadece yem maliyeti yaklaşık 20 litre süte karşılık gelmektedir ve hayvanlar da ortalama 20 litre süt vermektedir. Yani hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız sütten elde ettikleri parayla ancak hayvanların yemini temin edebilmektedirler ve bundan dolayı da üretici kendi kârından vazgeçmiş durumdadır.

Üretici, giderlerinin yüksek olması sebebiyle para kazanamıyor, damızlık hayvanlar kesiliyor; süt desteği düşmüş, süt üreticileri daha önce devletten 25 kuruş süt desteği alıyorken günümüzde bu rakam 10 kuruş civarına düşmüştür. Daha önce 25 kuruş olan çiğ süt primi Mayıs 2019'dan geçerli olmak üzere 10 kuruşa düşürülmüştür, bu da çiftçimizin geleceğe ümitle bakmasının önüne geçmiştir. 2018 yılı desteklemeleriyle neredeyse aynı olan 2019 yılı desteklemeleri enflasyon kaynaklı değer kaybını bile karşılamazken süt desteklemelerinin mayıs ve haziran aylarında 25 kuruş yerine 10 kuruşa düşürülmesi kabul edilebilir değildir.

Süt prim desteklemelerinin yüzde 60 azaltılması ile aynı dönemde Rusya Tarım Ürünleri Denetim Ajansı'nın Türk pazarına süt ürünleri sevkiyatı için veterinerlik sertifikası konusunda Türkiye'yle mutabakat sağlandığını açıklamış olması süt üreticilerini büyük kaygıya ve endişeye düşürmüştür. Onlar "Rusya'dan buğday, et alırken bundan sonra acaba süt ürünleri mi alacağız?" düşüncesiyle kara kara düşünmeye başlamışlardır.

Üreticilerimiz süt prim desteklerinin düşürülmüş olmasını ve süt ürünlerinin ithal edilmesi konusunda yapılan çalışmaları endişeyle takip etmektedirler. Bu yanlışlardan dönülmesini ve üretime köstek olmak yerine, Tarım Bakanlığının süt üreticilerine destek olmasını beklemektedirler.

Hayvancılık sektörü yedi gün yirmi dört saat bir fabrika edasıyla çalışırken bu desteklerin azalması ve maliyetin fazla oluşu üreticinin belini bükmektedir.

Hayvancılık sektörü istihdam için güzel bir sektör ama sektörden soğutulan işveren ve işin olumsuz koşullarından ötürü işi beğenmeyen işçiler olduğu sürece bu sektör can çekişmeye devam edecektir.

Devlet tarafından desteklerin artırılması ve yem fiyatlarının düşürülmesi ya da fiyatların en azından sabit kalması üreticileri kısmen de olsa rahatlatacaktır.

Şehre göçenlerin çoğalması da sektöre zarar vermektedir çünkü şehre göç eden bir daha köye dönmek istemiyor. "Gerekirse asgari ücretle çalışır, gene dönmem" bakış açısı hâkim insanlarımızda.

Sanayi sektörüne, inşaat sektörüne verilen desteğin tarım ve hayvancılık sektörüne de verilmesini beklemektedirler. Sanayi sektöründen önce tarım ve hayvancılık gelir. Elbette sanayi sektörü önemli fakat tarım ve hayvancılık olmadan, ham madde olmadan sanayi sektörünün de ilerlemesi düşünülemez diyor; bu düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)