| Konu: | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 20.11.2019 |
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 128 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 29'uncu maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, genel prensip itibarıyla vergiler geçim durumuna göre az kazanandan az, çok kazanandan çok alınmalıdır, az kazananın üzerindeki zaten var olan yükü artırmamalıdır. İYİ PARTİ olarak Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi milletvekillerimizin gelir vergisi oranlarıyla ilgili önerileri maalesef kabul edilmemiştir. Kabul edilen şekliyle uygulamaya devam edilmesiyle, zaten zamlardan, fiyat artışlarından, hayat pahalılığından bunalıma giren vatandaşlarımız perişanlık yaşamaya devam edeceklerdir. Aslına bakarsanız, vatandaş üç yüz altmış beş gün boyunca sabah akşam vergi ödüyor; yeme, içme, barınma, giyinme, haberleşme ve hayatı için zorunlu olan diğer tüm tüketim mal ve hizmetlerini satın alırken çeşitli dolaylı vergiler ödüyor. Sabah uyanıp musluğu açan vatandaş, kullandığı suyun bedelinden hariç, atık su bedeli, şube yolu bakım bedeli, KDV, çevre, temizlik gibi ilave vergilerle güne başlıyor; elektrik faturasında ise tüketim bedeliyle birlikte yüzde 18 KDV, yüzde 5 elektrik tüketim vergisi, yüzde 2 TRT payı, yüzde 1 Enerji Fonu işlemeye başlıyor, dağıtım bedeline eklenince fatura değeri 2'ye katlanıyor. Arabasına binen vatandaş kontağı çevirdiği anda benzin yerine vergi yakmaya başlıyor; KDV, ÖTV ve diğer vergi ve paylarda pompada litresi 7 TL'yi bulan benzine ödenen paranın üçte 2'si vergilere ödenmiş oluyor. Bu vergi ödemeleri vatandaşın bir günü değil yaşamı boyunca devam ediyor.
Değerli milletvekilleri, ücretlilerimiz emeğinin hakkını alırken de gelir vergisi ödüyor, damga vergisi ödüyor, ayrıca ilave kesintiler var. Seçim bölgem Gaziantep Devlet Hastanesinde hasta bakıcı olarak işletme yüksek lisanslı bir çalışan işçinin ücret tablosundan örnek vereyim: Brüt ücreti gelirler toplamı 3 milyon 689 bin 042 TL, kesintiler miktarı 1 milyon 472 bin 040 TL, eline geçen para 2.217 TL. İnsanlarımız bırakın özel harcamalarından kesmeyi artık gıdasından, beslenmesinden, hatta sağlık harcamalarından dahi kısmak zorunda kalıyor. Bu sıkıntıların önemli sebeplerinden birisi de ülkemizdeki vergi dağılımının adil olmadığıdır.
Değerli milletvekilleri, 2018 yılında toplanan 621.003 milyar TL'lik vergi içinde toplam dolaylı vergilerin oranı yüzde 63'tür. "Adaletsiz vergi" olarak ifade edilen dolaylı vergilerden KDV ve ÖTV toplamı 312.003 TL yani toplam verginin yüzde 51'ini oluşturmaktadır. OECD ortalamasının dolaylı vergilerde yüzde 33 olduğunu hatırlatmakta fayda görüyorum.
Değerli milletvekilleri, vatandaşımız geçim sıkıntısı içinde, vergileri ödeyemez durumda, birçoğu kredi mağduru, iş yapamadan kepenklerini kapatan işletmeler var. İşsizlik rekorlarının kırıldığı, yuvaların yıkıldığı, milletin borç batağında ve 3 milyon 300 bin kişinin hacizli olduğu bir ülkede analar babalar yavrularıyla birlikte intihar ediyorsa şöyle bir durup "Nereye gidiyoruz?" demek gerekmez mi? Bir insana ölmek yaşamaktan daha cazip nasıl gelir değerli milletvekilleri? İnsanlarımızı biraz rahatlatın, üzerlerinden yükü alın.
Peygamber'imize ait olduğu söylenen şu söz oldukça çarpıcıdır: "Vergiyi zenginlerden al, fakirlere ver." Bu sözü Yemen'e görevli olarak gönderdiği Muâz bin Cebel'e söylediği ifade ediliyor. Vergi konusunda ilmin kapısı halife Hazreti Ali'den bir örnek vererek sözlerimi tamamlamak istiyorum. Mısır Valisi Malik bin Eşter'e ilkelerini belirleyen bir ahidname yazmış ve bu ahidnamede vergiyle ilgili şunları söylemiştir: "Vergi yönünden halkı zorlama ve yeni vergi ihdas etme. Onlara öyle davran ki senin hakkında iyi şeyler düşünsünler." ve devam ediyor Hazreti Ali "Ey Malik, şunu unutma ki vergi toplamaktan ziyade, ülkenin kalkınması için çaba göstermelisin zira vergi halka hizmetle elde edilebilir, hizmet vermeden vergi toplama yoluna gitmemelisin." Otoriteleşmeye, her şeyi ben bilirim zihniyetine karşı çıkıyor Hazreti Ali; halkın zulme uğramaması için valisini defaatle uyarıyor.
Bunlardan ders alacağımızı ümit ederek, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)