GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:20
Tarih:20.11.2019

MHP GRUBU ADINA ESİN KARA (Konya) - Sayın Başkan, büyük Türk milletinin değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 128 sıra sayılı Dijital Hizmet Vergisi Kanunu Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Kanun teklifinin bazı maddeleri vergi kanunlarında değişiklik yaparak tüm gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine uygulanmak üzere, bazı hükümleri ise sektör bazında uygulanmak üzere düzenlemeler getirmektedir. Harçlar Kanunu'nda değişiklik yapılarak gayrimenkullerin tapuda alım satım işlemlerinde emlak vergisi değerinin yanında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce yapılan ya da yaptırılacak olan değerleme sonucunda belirlenmiş olan bir değer bulunması, bu değerden az olmamak kaydıyla gerçek devir ve iktisap değeri üzerinden harç alınacağı hükmünü düzenlemiştir. Ülkemizde gayrimenkullerin büyük çoğunluğunun alım satımı banka kredili olarak gerçekleşmektedir. Bankalar gayrimenkul kredisi verirken binalar için ekspertiz yaptırmakta, kredi verdikleri kişilerden ekspertiz masrafı tahsil etmekte ve ekspertiz değerinin belli bir yüzdesi kadar kredi kullandırmaktadırlar. Vergi daireleri geçmiş yıllarda banka kredi kayıtları üzerinden denetim yaparak eksik tahsil edilen harçları tespit etmişlerdir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün yapacağı değerlemenin bankalar tarafından kabul edilmesine yönelik yapılacak bir düzenleme, kredi kullanan vatandaşlarımızın cebinden fazladan ekspertiz masrafı çıkmasını engelleyecektir. Ayrıca, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün yapacağı değerlemeler imar planlarında yapılan değişikliklerle güncellenmelidir. İmar rantından dolayı gelir elde edenlerin vergilendirilmesi de bu çerçevede düzenlenmelidir. Ekonominin sıkıntılı olduğu durumlarda ya da acil finansman ihtiyacı nedeniyle gayrimenkuller gerçek değerinin altında alınıp satılabilmektedir. Muvazaa olmaksızın yapılan bu işlemlerde alım satım devrini yapanların gerçek değerinden daha fazla harç ödeme durumunda kalabileceklerini de göz ardı etmememiz gerekmektedir.

Kanun teklifiyle, Türkiye'de bulunan mesken niteliğindeki taşınmazların bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değeri 5 milyon Türk lirası ve üzerinde olanlar değerli konut vergisine tabi tutulmaktadır. Bu gayrimenkullerde paylı mülkiyet olması hâlinde maliklerin hisseleri oranında mükellef olacağı hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda, birden fazla maliki olan ve değeri 5 milyon TL'nin üzerinde olan bir konuttan dolayı her malik hissesi oranında vergi verirken tek kişiye ait olup değeri 4 milyon 900 bin TL olan bir konuttan dolayı maliki ya da intifa hakkına sahip olan kişi vergi ödemeyecektir ya da değeri 5 milyon TL'nin altında olan, toplamı ise 5 milyon TL'nin üzerinde olan birçok konuta sahip olanlar vergi mükellefi olmayacaktır. Bu hüküm, servet üzerinden vergi uygulamasında adalete ve eşitliğe aykırılık teşkil etmeyecek şekilde düzenlenmelidir.

Kanun teklifinde, sıfır binek otomobillerin alımında gider olarak yazılabilen ÖTV ve KDV tutarı 135 bin TL, amortismana tabi taşıt bedeli ise 250 bin TL'yle sınırlandırılmıştır. Teklifte, bu durumun suistimal edilmesi gerekçe gösterilmiştir. İşletmelerde kayıt altına alınan taşıtların muvazaalı olarak başkalarına ait olduğunun tespit edilmesi hâlinde mükelleflere ağır ceza getirilmesi daha uygun bir uygulama olacaktı. Sıfır araç alımı vergiden kaçırma değil, vergiden kaçınma niyetinde olan mükelleflerin dönem sonlarında, özellikle yılın son üç aylarında sıfır araç alma yoluyla daha az vergi ödemek için başvurdukları yöntemlerden biridir. Bu maddeyle, mükellefler açısından sıfır araç alımı cazibesini yitirecektir ki bu da otomotiv sektörünün önümüzdeki yıllarda olumsuz etkilenmesine yol açabilecektir. Bu gerekçeyle kanun maddelerinin etkilerinin iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Sıfır otomobil satışının etkilenmesi bütçe gelirleri içerisinde önemli yeri olan özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi gelirlerinde düşme yaşanmasına neden olabilecektir. Bu maddenin uygulamaya girmesiyle vazgeçilen fayda-maliyet analizi bize 2020 yılının sonunda ancak gerçek verilerini verecektir. Madde yapılırken yerli otomobile bir istisna getirilerek yerli otomobillerin satışının artmasına destek olacak düzenlemeler yapılabilirdi.

Teklifte, Toprak Mahsulleri Ofisine, tarımsal ürünlerle ilgili olmak üzere, üretimin yetersiz kalması nedeniyle ürün fiyatlarında oluşabilecek dalgalanmaların önlenmesi, fiyat istikrarının sağlanması için Kamu İhale Kanunu'nda istisnalar getirilmesi düzenlenmiştir. Ülkemizin tarım ülkesi olması nedeniyle ithal edilmek yerine, tarım politikalarımızın gözden geçirilip kendi tüketimimizi, kendi çiftçimizin üretip fazlasının ihraç edilmesini, dışarıdan mahsul alımının ancak beklenmeyen doğal afetler sonucu olmasını sağlayan millî bir tarım politikasının düzenlenmesi esas alınmalıdır.

Çiftçimizin üretim yapabilmesi için Uluslararası Su Kanunu'na göre başka ülkelere akan sularımızın dış havzalar yerine iç havzalara taşınmasına yönelik sulama proje yatırımları acil olarak yapılmalıdır.

Tarım girdilerindeki her türlü verginin kaldırılarak çiftçimizin önünün açılması, çiftçilerimizin tarımsal kredi borçlarının yeniden yapılandırılması ivedilik arz etmektedir. Çiftçilerimizin en önemli sorunlarından birisi, hasat öncesinde gelen yüklü elektrik ve su bedelleridir. Faturası ödenmeyen çiftçilerimizin elektrik ve suyu kesilmektedir. Bu durum çiftçilerimizin hasadına az bir süre kala bütün emeklerinin boşa gidip mahsulünün tarlada kurumasına yol açmaktadır. Çiftçilerimizin elektrik ve su bedellerinin hasat sonunda olmasını sağlayan düzenlemeler ivedi olarak yapılmalıdır.

Kuraklık ve afet dönemlerinde bölgesel olarak tarımdan başka geliri olmayan çiftçimize destekler verilmelidir. Özellikle Konya Ovası'na dış havzalardan su getirilmesi sağlanır ise bereketli olan Konya Ovası, geçmişte olduğu gibi ülkemizin tahıl ihtiyacını karşılamanın yanında, dünyanın tahıl ihtiyacının da büyük bir kısmını karşılayacaktır.

Kanun teklifinde gelir vergisinde yapılan değişiklikle, tek işverenden elde ettikleri ücretin Gelir Vergisi Kanunu'nun 103'üncü maddesinin dördüncü diliminin üzerine çıkmış olan mükelleflerin beyanname vermesi düzenlenmiştir. Geliri sadece ücret geliri olan mükelleflerin beyanname vermeleri vergisel açıdan onları etkilemeyecektir ancak başka bir nedenle gelir vergisi veren mükellefler istisnadan yararlanamayacaktır; bu da, geliri 499 bin TL olan kişi vergi ödemez iken 501 bin TL olan kişinin yüksek miktarda vergi ödemesini sağlayacaktır. Bu kısım ise 500 bin TL'lik kısma istisna getirilerek düzenlenebilirdi.

Yasa teklifinde, vergi müfettişlerinin alanlarına göre ihtisaslaşması öngörülmekte iken, her çıkan kanunu takip edip her sektörün mevzuatını bilerek uygulayan, her sektörün uzmanı olan mali müşavirlerin de sorunlarına değinmek gerektiğini düşünüyorum.

Ülkemizde, en çok vergi kanunları üzerinde düzenlemeler yapılmaktadır; bu durum, vergi kanunlarımızın karmaşık, anlaşılması zor bir hâle gelmesine sebep olmuştur. Vergi kanunlarımızın yeniden düzenlenmesi ve yeni bir vergi reformunun yapılması ivedilik arz etmektedir. Kayıp ve kaçağın önlenmesine yönelik reformlar yapılmalıdır. Vazgeçilen, zaman aşımına uğrayan ve tahsil edilmeyen vergilerin önüne geçilmesi ülke bütçe gelirleri açısından önem arz etmektedir. Kurumlar vergisi ve ücretliler haricinde gelir vergisi mükelleflerinden toplanan vergilerin bütçemizin yüzde 10'luk payına tekabül etmesi ve gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin mali tablolarının büyük çoğunluğunun gerçeği yansıtmaması kayıp ve kaçağın ne kadar yüksek olduğunu bizlere göstermektedir. Kayıp ve kaçağın önüne geçmek ancak vergilerin tarhını, tahakkukunu yapan; uygulamanın hem idare hem mükellef boyutunu çok iyi bilen serbest muhasebeci ve mali müşavirler sayesinde olacaktır. Vergi reformu yapılırken meslek mensuplarının da bulunduğu bir komisyonun kurulması ülkemiz gelirlerinde kayıp ve kaçağın engellenmesini sağlayacak, adil ve eşit bir vergi reformunun önünü açacaktır.

Bu yeni kanun teklifiyle, dijital hizmet vergisi, değerli konut vergisi ve konaklama vergisi de hayatımıza girmektedir. Bu vergilerin beyannameleri, bürolarında iş yoğunluğundan dolayı başlarını kaldıramayan meslek mensuplarına yeni bir iş yükü getirecektir. Meslek mensupları acil olarak sorunlarının çözümünü beklemektedir. Adı "mali tatil" olan ama beyanname verme süresini bir gün bile uzatmayan Malî Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun'un yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Mali müşavirler otuz, kırk günlük bir mali tatil değil, sadece beyanname verme sürelerinin beş gün uzatılarak 31 Temmuz olmasını beklemektedir.

Yine, mücbir sebep olan düzenlemede eksiklikler bulunmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın Sayın Kara.

ESİN KARA (Devamla) - Hastalık, doğum ve her meslek mensubuna ömründe bir kez olmak üzere hac vazifesini yerine getirmek üzere, getireceği dönemi de içine alan mücbir sebep düzenlemesi yeniden yapılmalıdır. Meslek mensuplarının meslekte on beş yılını dolduranlarına yeşil pasaport hakkı verilmesi, meslek mensubundan müteselsil sorumluluğun kaldırılması, katma değer vergisinin yüzde 8'e düşürülmesi veya tevkifat uygulaması getirilmesi ve tahsilat sorunlarının da düzeltilmesi gibi birçok sorunların mali reformla birlikte düzeltilmesi çok daha yerinde olacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz olarak 19 Haziranda siyanür ve insan sağlığına zararlı maddelerin satışının internet ve diğer ortamlardan kolay bir şekilde erişimini engelleyen bir yasa teklifi vermiştik. Ülkemizde son dönemde yaşanan, ruh sağlığı yerinde olmayan aile fertlerinden birinin tüm aileyi cinayet işleyerek öldürmesi ve en sonunda kendini intihar etmesiyle sonuçlanan bu cinayetlerin son bulması için desteğinizi bekliyorum.

Gazi Meclisimizi ve ekranları başında bizi izleyen büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)