GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:20
Tarih:20.11.2019

AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Dijital Hizmet Vergisi Kanunu Teklifi'ni görüşüyoruz. Bugün aynı zamanda Dünya Çocuk Hakları Günü. Çocuklar, insanlığın en değerli varlığı. Çocuk, hem ailenin hem milletin aslında hem de tüm insanlığın ortak varlığı. Dünya bu gerçeği anlamış olmakla beraber bunun gereğini yapmakta hâlâ çok başarılı değil.

Çocukların dünyaya gelme hakkı, yaşam hakkı, gelişme hakkı, korunma hakkı, kültür ve sosyal hayata eksiksiz katılma hakkı, dünya ölçüsünde ve en yüksek düzeyde yerine getirilmesi gerekiyor. Bu düşüncelerle Dünya Çocuk Hakları Günü'nü kutluyorum.

Aslında tüm çabamız çocuklarımız için. Memleketimizi, bize bırakıldığı gibi bütün ve milletimizi de birlik, beraberlik içinde yarınlara taşıma gayesindeyiz. Siyaset de kurumları da bunun için var. Gelgelelim hâl böyleyken durum nasıl? Maalesef gençlerimiz hiç olmadıkları kadar umutsuz ve kaygılı. Onları suçlayabilir miyiz? Hayır, ancak durumdan vazife çıkarmamız lazım. Neden kaygılılar, neden başka ülkelere gitme hayaliyle yanıp tutuşuyorlar? Cevap verelim. Kaybettiğimiz huzur ve güven iklimi; aradığımız barış, huzur ve refah.

Birkaç gün evvel işsizlik rakamları açıklandı. Ağustosta işsizlik geçen yılın aynı ayına göre 2,9 puanlık artışla yüzde 14 olmuş, işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 980 bin kişi artmış 4 milyon 650 bin olmuş ve işsizlik oranı ise son on beş yılın rekorunu kırmış.

İşsizlik, Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri ve gençlerimizin kaygı probleminin de ana kaynağı. Gençlerimiz umutsuz ya hani, onlara uzaya yolculuk vaat ederken genç işsizliği uzaya çıkmış. Genç nüfusta işsizlik oranı 6,6 puan artmış ve yüzde 27,4 olmuş. Yükseköğrenim mezunu işsizlerin sayısı artmış, yüzde 14'ten 15,2'ye çıkmış. İstihdamda dibe vurmuşuz, 789 bin kişi azalmış ve istihdam oranı 2 puanlık azalışla yüzde 46,3'e düşmüş.

Değerli arkadaşlarım, durum vahim. Her yol aynı şeye çıkıyor: Türkiye güven ve huzur iklimine geçmeden sorunlarımızı çözemeyiz. Çünkü bu ortam olmazsa yatırım olmuyor, yatırım olmayınca üretim olmuyor, üretim olmayınca ekonomi krizde. Dış borçla ve şu ortamda bulabileceğiniz en yüksek faizli dış borçla ve vergiyi artırarak sorunu çözemezsiniz. Kamu harcamalarının, büyümenin ve kalkınmanın sürdürülebilir finansman kaynağı vergiler. Bu amaçlarla alınan vergilerin ihdasında oranlarının, istisnalarının ve muafiyetlerinin belirlenmesinde ve diğer vergilendirme işlemlerinde tüm ülkeler tarafından dikkate alınan temel vergilendirme prensiplerinden birisi mali güce göre vergi alınma prensibi. Nitekim bu ilke ülkemizde de anayasal olarak hüküm altına alınmış. Kanunla getirilen değerli konut vergisi mevcut vergi sisteminin başarısızlığını gösteriyor aslında. Yıllardır genel bir vergi reformu gerçekleştirilmediğinden ve vergi denetimi gereği gibi yapılmadığından gelir ve kazanç üzerinden alınması gereken vergiler alınamamakta. Ağırlık verilen dolaylı vergilerde de son dönemde istenen vergi tahsilatı gerçekleştirilemediğinden, siyasi irade ortaya çıkan büyük bütçe açıklarını kapatmak amacıyla vergilendirebileceği spesifik alanlara yönelmiş. Değerli konut vergisi düzenlemesi de bunlardan bir tanesi, çok belli. Vergileme adalet ilkesi çerçevesinde kişilerin harcama ve mülkiyet karşısındaki gelir durumu gözetilerek yapılır, aksi durumda kişiler koyulan vergilere karşı kendini korumaya kalkar. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği gibi yapılan düzenlemenin mali güce göre vergilendirme ilkesiyle yapıldığı savı doğru çıkmıyor. Düzenlemeyi getiren siyasi irade bu düzenlemeden beklediği vergi tutarını hesap etmiş görünüyor. Dolayısıyla bütçe açıklarını finanse etmek açısından ilk etapta beklediğinin önemli bir kısmını gerçekleştirebilecek ama kısa vadede beklentiler karşılansa da orta ve uzun vadede beklentiler ölçüsünde bir vergi sağlanması öngörülemez bu şekilde.

Kişiler ellerindeki bu kapsamdaki konutları çıkarabilecekleri gibi tasarrufları başka alternatiflere de yönlendirebilirler. Daha da önemlisi son yıllarda görüldüğü gibi cazip teklifler sunan dış ülkelerden konut alımlarını yoğunlaştırabilirler. Sonuçta, oku atınca hedefi vurmak gerekiyor. Eğer gittiği yerde düzeltilmesi zor yeni yaralar açacak olursanız durum çok daha kötü ve vahim hâle geliyor. Yatırım olmadan, üretim olmadan vergiyi artırarak sadece derinin üzerindeki yarayı tedavi ettiğiniz zaman içeri sirayet eden yara kangrene yol açıyor, ve buradaki kangren tüm vücuda yayıldığı zaman maalesef demokrasimiz kangren olmuş oluyor. Sonuçları ortada: İşsizlik, kaygı, buhran, cinayet, şiddet, intiharlar, yalnızlık.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

AYLİN CESUR (Devamla) - Dünya ülkesi Türkiye iken neredeyse tek başına kalmış bir Türkiye. Şu global dünyada dünyaya meydan okuyan Türkiye'den dünyanın sırtını döndüğü Türkiye'ye gelirsiniz. Ki en başa dönüyorum şimdi: Çocuklarımız ve gençlerimiz kaygı denizindeyken ne size ne bize rahat yok artık bundan sonra gece uykularında.

Türkiye bir an önce parlamenter sisteme geri dönmeli ve demokratik kurumlarını, yargısını, yasamasını, yürütmesini çalıştırmalı değerli arkadaşlar.

Saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)