| Konu: | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 20.11.2019 |
DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; görüşülmekte olan 128 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 35'inci maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ilgili kanun maddesinde Türkiye sınırları içerisinde bulunan mesken niteliğindeki konutlara yeni bir vergi kalemi olarak eklenen değerli konut vergisi üzerine düzenlemeler yapılmaktadır. Yani AKP Hükûmetinin vatandaşlarımızın sırtına yüklediği vergilere yeni maddeyle bir yenisi daha eklenmektedir. Bu görüşülen kanun teklifi yasalaşırsa vatandaşın ödediği vergilere 3 yeni vergi daha eklenecektir. İktidar her ne kadar "Bu kanunla az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alacağız." diyerek algı oluşturmaya çalışsa da bugün hâlâ asgari ücretten vergi kesintisi yapılmaya devam edilmektedir. Her gün kişilerin harcamaları üzerinden alınan dolaylı vergilere zam yapılmaktadır. Görülen o ki bu vergiler, yoksulun yükünü hafifletmek için değil, sarayın bütçe açığını kapatmak için getiriliyor ama israf ve harcama o kadar fazla ki bu vergiler, ülkemizin bir yıllık bütçe açığını kapatmayı bırakın, bir aylık bütçe açığını bile kapatmaya yetmeyecektir.
Değerli milletvekilleri, siyasi iktidar her fırsatta "Kriz yok." naraları atsa da, damat "Kriz var." diyenleri terörist ilan etse de, "Enflasyon düşüyor, ekonomimiz büyüyor, uçuyor; işsizlik yok, kimse iş beğenmiyor." dese de attığı adımlar, aldığı kararlar ve çıkardığı kanunlar bu durumun tam tersini gösteriyor. Bakınız, çıkarılan bu kanun maddesi dahi krizin varlığını ortaya koyuyor. İktidar, bütçe açığını vatandaşın cebinden çalarak kapatmaya çalışıyor; yeni vergiler koyuyor, olan vergileri artırıyor, zam üzerine zam yapıyor ama kesinlikle yandaşlarına dokunmuyor. Tam aksine, yandaş şirketlere ait vergi borçlarını siliyor, bakanlara özel teşvikler çıkarıyor, yandaşlarını kurtaracak düzenlemeler yapıyor, kendi oluşturdukları zengin sınıfı daha da zengin etmek için uğraşıyor. Yani mevcut iktidar, ülkemizi, sadece parası olanın para kazandığı bir rant ekonomisine mahkûm ediyor.
İktidar tarafında bunlar yaşanırken vatandaşın yaşadığı geçim sıkıntısı, milyonlarca işsiz gencimizin iş beklemesi, atanamayan üniversite mezunlarının feryatları, iktidar sahiplerinin umurunda bile değil. İnsanlar, son günlerde, geçim sıkıntısı yüzünden toplu intiharlara başladı. İstanbul'da aynı evde yaşayan 4 kardeş siyanür içerek intihar etti. Alanya'da yaşayan 4 kişilik Şimşek ailesi yaşamına son verdi; baba Selim Şimşek'in geride bıraktığı mektupta "Herkesten özür diliyorum ama artık yapacak bir şeyim yok, hayatımıza son veriyoruz." yazıyordu. Daha geçtiğimiz günlerde ise Bakırköy'de, karı koca ve 6 yaşındaki çocuklarının cansız bedeni bulundu, ağır borç batağındaki aile ne yazık ki yaşamlarına son verdi. Bu intiharlara ilaveten Samsun'da intihar eden baba, adliyenin önünde intihar eden anne, çocuklarını ısıtamadığı için kendisinin canına kıyan, asan anne, atanamadığı için kendi canına kıyan genç öğretmenler artık Sayın Cumhurbaşkanıyla aynı gemide değiller. Tüm bunlar olurken şimdi burada iktidar, yeni vergiler koyarak vatandaşı ezmeye devam ediyor.
Değerli milletvekilleri, maalesef, iktidarın vatandaşın sorunuyla ilgilenmek gibi bir derdi bulunmuyor. İktidar, kendi yanlış politikalarının ve damadın neden olduğu krizin bedelini emeğiyle geçinen yoksul kesimlere ödetmeye devam ediyor. Vatandaş bu denli büyük bir krizle boğuşurken iktidar sahipleri "İtibardan tasarruf olmaz." diyerek savurganlık ve yolsuzluk içinde yaşamaya devam ediyor. AKP'li belediyelere kadar uzayan bu savurganlık ve yolsuzluklar, Sayıştay raporlarında açık bir şekilde yer alıyor.
Halkı tasarrufa çağıran yöneticiler büyük bir şatafat ve lüks içerisinde yaşamaya devam ederken halkın yoksulluğa mahkûm edilmesini kabul etmiyoruz. Krizin bedelinin zaten sıkıntıda olan halka, çiftçimize, işçimize, memurumuza, emeklimize ödetilmesine "Hayır." diyoruz ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)