| Konu: | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 21.11.2019 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 44'üncü maddeyle Toprak Mahsulleri Ofisinin faaliyet alanına giren tarımsal ürünlerin ithalatının İhale Kanunu'na bağlı olmaktan çıkarılması üzerine söz almış bulunmaktayım.
Değerli arkadaşlar, yine karşımızda bir torba yasa, yine birden fazla alanı ilgilendiren konuda bir kanun teklifi.
Değerli arkadaşlar, dünkü konuşmamda başka bir konuyu dile getirmiştim, üniversitelilerin genel durumuyla ilgili bir söz almıştım. Bugün kaldığım yerden devam etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, Anayasa 130'ncu maddede, üniversitelerin bilimsel araştırma yapmak ve insanlığa hizmet amacıyla kanunla kurulacağına ilişkin diye bir hükmümüz var ve bu şekilde devam ediyor. "Üniversiteler ile öğretim üyeleri ve yardımcıları serbestçe her türlü bilimsel araştırma ve yayında bulunabilirler." diye maddenin diğer fıkralarında bir hüküm daha var ancak bu madde böyle ihdas edildikten sonra hemen arkasından gelen "ancak" kelimesiyle bu mevcut olan özgür bir şekilde araştırma anlayışı yeniden olumsuzlanmaktadır.
Değerli arkadaşlar, burada, işte tam da burada sorun başlıyor. Üniversiteler, sözüm ona, bilimin üretildiği, eleştirel yaklaşımın yapıldığı kurumlar olarak bilinmektedir ancak son günlerde üniversiteler de yine başka birtakım saldırı olaylarıyla maalesef gündeme gelmektedir. Üniversitelerde radikal eleştiri yapma, olaylara ilişkin korkusuzca bilimsel çalışma olanağı ne yazık ki kalmamıştır. Üniversiteler, dogmatik bilgilerin saklandığı alanlar hâline getirilmiştir; bu yüzden ilerici, statükocu paradigmayı yıkıcı, insanlık yararına olabilecek düşünce üretiminden ne yazık ki uzaktır. Bu tür eleştirel ve bilimsel olabilecek olan üretimler bu kurumların dışında vücut bulmaktadır. Yani başka bir anlatımla, resmî ideoloji ve resmî tarih üreten bu yüksek lise durumundaki kurumlar, ülkenin daha da karanlık bir döneme girmesine ne yazık ki kaynaklık etmektedir.
Bilimlerin tam tersine üniversiteler özgür düşüncenin, eleştirel düşüncenin ve resmî ideolojiye yönelik eleştirilerin boğulduğu alanlar hâline getirilmiştir. Türkiye'nin durumuna bir bakar mısınız değerli arkadaşlar? "Barış olsun." demek bile üniversiteden bir kovulma sebebi sayıldı ve on yıla yakın bir cezayla karşı karşıya kaldı hocalar.
Son günlerde yine üniversitelerden çeşitli saldırı haberleri geliyor. Ankara Üniversitesi ve Türk Tarih Kurumu tarafından Siyasal Bilgiler Fakültesinde düzenlenen Türkiye'nin Modernleşme Süreci ve Mekteb-i Mülkiye Sempozyumu'na fakültede okuyan öğrenciler ne yazık ki alınmadı ve bu öğrenciler, özel güvenlik görevlilerinin coplarla saldırısına uğradı. Bu sırada başka grup öğrenciler de bu öğrencilere saldırdılar değerli arkadaşlar.
Üniversiteler, bir ülkenin minyatür bir demokrasi aynasıdır, geleceğe olan bakışının da yansımasıdır değerli arkadaşlar. Peki, Türkiye'deki tablo ne düzeydedir? Türkiye'deki tablo şöyle: Üniversiteler "YÖK" diye bir kurumun denetimine alınmıştır. Sözüm ona rektör seçimleri yapılıyor, en az oy alan veya seçime dahi katılmayanlar rektör atanıyor. Ağzını açan öğretim elemanları ne yazık ki dışarı atılıyor. Muhalif olan üniversitenin öğrencileri dahi sempozyumlara alınmıyor. Üniversiteleri irade değil kayyumcu zihniyet yönetiyor. Üniversitelerdeki kürsülerin, resmî ideolojinin çizgisinden çıkmadıkları ve çıkmalarının da mümkün olmadığı görülüyor. Üniversiteler, akademik ve ilerici mirası hiçe saymakta ve saymaya devam ediyor. Akademik anlamda YÖK eliyle kıyımlar gerçekleştiriliyor. Polis ablukası kampüslerde devam ediyor. Üniversiteler, bilimsel üretimde dünya sıralamasında ne yazık ki en alt sırada yer alıyor. İşte, özgür bilimin üretildiği kurumun genel fotoğrafı bu değerli arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'deki antidemokratik uygulamaların birbirinden bağımsız olmadığı bir gerçektir. Bir bütün olarak üniversiteler, siyasi partiler ve özellikle yasalar, Terörle Mücadele Yasası ve bütün bu yasalara kaynaklık eden Anayasa'nın tümden ve radikal bir şekilde değişikliğinden başka çare kalmamıştır.
Teşekkür ediyorum değerli arkadaşlar. (HDP sıralarından alkışlar)