GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:21
Tarih:21.11.2019

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şu an Genel Kurulda yine bir torba yasayı görüşüyoruz. İktidar partisi istisnai olan bu durumu esas hâline getirdi. Öncelikle, usule ilişkin bu itirazımızı belirtmek istiyorum.

Yine, tam şu anda 3 belediye eş başkanımız haksız ve hukuksuz bir şekilde siyasi rehine olarak gözaltında. Yine, bugün 10 Ekim gar katliamının duruşması vardı Ankara Adliyesinde. Yine, bugün, gar katliamında kızını ve eşinin kardeşini kaybeden belediye eş başkanımız tutuklandı. Maalesef ki AKP iktidarı döneminde siyasi soykırım operasyonları tüm hızıyla devam ediyor.

Değerli milletvekilleri, bu ülkede sadece bir Kürt olarak sorun yaşadığımızı düşünürdük eskiden, çocukluk yaşlarımızda, ilk gençlik yaşlarımızda ama sonradan fark ettim ki bu ülkede hakikaten büyük bir demokrasi sorunu var. Bu ülkede, evet, Anayasa'da yazıyor, temel haklar var, yazılmış ama Kürt'e, muhalife yok.

Dün Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri Bakanı hiç yüzü kızarmadan -yanında yeni Emniyet Genel Müdürü ki kendisi Şırnak eski Valisi- dedi ki: "HDP daha önce 100 belediye kazanıyorken niye şu an 50 küsur belediye kazanıyor?" Yani dedi ki: "Kürtler bizi destekliyor." Yani dedi ki: "Kürtler bizim güvenlikçi politikamızı destekliyor." Hayır, şunu net söyleyelim size: Kürtler bu politikanın Kürt düşmanı bir politika olduğunun farkında.

Size söyleyeyim mi o belediyeleri nasıl kazandınız, daha doğrusu nasıl gasbettiniz? Bire bir şahidi oldum hem bir Kürt olarak hem bir hukukçu olarak hem bu ülkenin bir yurttaşı olarak; içim acıyarak bire bir hukuksuzluğu gördüm; şahit oldum bu ülkede Anayasa, bu ülkede demokrasi nasıl ayaklar altına alınıyor. Bunu yapanlar da "Ben devletimin bekası için yapıyorum." diyenler, "Ben yerliyim, millîyim." diyenler ama arkadaşlar, söyleyeyim: Yerli, millî olmak bu devleti, yaşadığımız devleti... Milletin hakkını, hukukunu savunmak bu değildir. Ne yapıldı, size söyleyeyim: Daha önce teşhir ettik; binlerce, on binlerce asker, polis kaydırıldı, seçmen kütüklerine kaydedildi. Şırnaklıyım, Şırnak'ta 24 Haziran ile 1 Ocak arasında herhangi bir altın madeni bulunmadı, turizm cenneti ilan edilmedi, ne oldu da aniden seçmen sayısı 8 bin arttı birkaç ay içerisinde? Bu seçmen artışındaki listeyi kontrol ettiğimizde, hepsi asker, polisti. Bunları nereye kaydettiniz? 51 yatak kapasiteli öğretmenevine 500 küsur kişi kaydedildi, 200 yatak kapasiteli polisevine yaklaşık 2 bin kişi kaydedildi -yandaşların evine yapılan kayıtları söylemiyorum bile, hem milletvekilinizin hem de o dönemki belediye başkan adayınızın evine yapılan kayıtları söylemiyorum bile- hatta hızınızı alamadınız, iki yıl önce terk edilmiş, virane hâlde olan karakola bile 205 asker kaydedildi. Son olarak, Uludere'de -görüntüsü de mevcut- ahıra bile 9 seçmen kaydedilmişti, ahıra bile kaydedildi.

Değerli arkadaşlar, evet, bu ülkede başat sorunlar var, bu ülkede kangrenleşen sorunlar var ancak bunları çözmezsek yarın öbür gün, Orta Doğu cehenneminde gördüğümüz bu sorunun maalesef ki buraya da sirayetini bize gösterecektir. Bu ülkede bizim tek ihtiyacımız olan şey adalettir, demokrasidir, hukuktur.

Sözlerimi bitirmeden önce, Yuval Noah Harari'nin "Sapiens" isimli bir kitabı var, ilgimi çeken bir söz vardı orada: "Barış için çok sayıda akıllı insan gerekir ancak savaş için tek bir aptal yeterlidir." der. Ben, bu ülkede barış için elini taşın altına koyacak yüzlerce, binlerce akıllı insan olduğunu düşünüyorum, bu inancımı koruyorum ve bunun için de diyorum ki: Bu ülkede barışın, çözümün adresi demokratik cumhuriyetten geçer, demokrasiden geçer.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)