GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:22
Tarih:26.11.2019

İYİ PARTİ GRUBU ADINA ABDUL AHAT ANDİCAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizin bildiği gibi, tarihî arşivler bir milletin, bir devletin en değerli hazineleridir. Osmanlı arşivleri özellikle sadece Türkiye'nin değil, Osmanlı İmparatorluğu topraklarından çıkan yaklaşık 60'a yakın ülkenin de tarihini yakından ilgilendirdiği için çok daha önemlidir, çok daha değerlidir. Osmanlı arşivleri dediğimizde yaklaşık 100 milyon belgeden bahsediyoruz, 370 bin civarında defterden bahsediyoruz, bu kadar kapsamlı bir arşiv.

2010 yılına kadar bu arşiv Babıali'deki tarihî binada saklanıyor ve çok doğru ve haklı olarak, saklama sorunları, yer darlığı olduğu için, o dönemde Hükûmet, arşivi yeni bir bina yaparak oraya taşıma kararı alıyor -çok doğru ve yerinde bir karar- fakat seçilen yer ilginç, seçilen yer ilginç. Kâğıthane'de Cendere Deresi ya da Cendere Vadisi denilen bir dere yatağında yer seçiliyor. Yerin orada seçildiği anlaşılınca kamuoyunda itirazlar başlıyor, uyarılar başlıyor. Özellikle Mimarlar Odası, şehir planlamacıları, Mühendisler Odası vesaire hatta ve hatta Devlet Su işleri "Bu bölgede baskın tehlikesi vardır, taşkın tehlikesi vardır." diyor ve daha da önemlisi "Su toprak içerisinde emilir ve bütün vadiyi nemli hâle dönüştürür." diyorlar. Bunları söylüyorlar. Sonuç: Dere yatağına arşiv binası yapılamaz; söylenen şey bu.

Şimdi, yer seçimini kimin yaptığını bilmiyoruz, buna kimin onay verdiğini de bilmiyoruz ama Sayın Cumhurbaşkanının kupon araziler konusundaki hassasiyetini hatırlarsak ya da daha sonra Bakan olan Sayın Bayraktar'ın "Ben ne yaptıysam Sayın Başbakanın emriyle yaptım ve bilgisi dâhilinde yaptım." dediğini hatırlarsak Sayın Başbakanın o dönemde bu konuda bilgisi olduğunu düşünebiliriz. Bütün itirazlara rağmen, sonunda, TOKİ ihaleyi yapıyor, Siyahkalem İnşaat diye bir inşaat firması 165 milyon bedelle alıyor ve 13 bloktan oluşan arşiv binasını inşa ediyor.

Açılış töreninde, dönemin TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar "Cendere Vadisi'ne yapılan Millî Arşiv Külliyesi'nin deprem ve sel başta olmak üzere her türlü doğal afete dayanıklı olduğunu" söylüyor, bir de hızını alamıyor "Nükleer ve biyolojik, kimyasal saldırılara karşı bile dirençlidir." diyor. Sayın Cumhurbaşkanı da, bu itirazları hatırlatarak "Kâğıthane'de böyle bir şey yapılmasına niye karşı çıkılıyor anlamıyorum; gerek mimarlarımız ve mühendislerimiz ve bu işin projesini yapanlar bir sıkıntı yaşanmaması için hassasiyet içerisinde bu işi ele alıyorlar." diyor ve daha sonra Mimar Hilmi Şenalp'e dönerek "İndi İlahî'de bunun hesabını verirsin eğer bir sorun çıkarsa; biz önce Allah'a, sonra da sana inanarak yola çıktık." diyor.

Tabii ki kimse Sayın Cumhurbaşkanına "Efendim, bu belgeler zarar görürse müteahhidin indi İlahî'de hesap vermesi yetmez, onunla birlikte siz de Türk milleti önünde hesap vermek zorunda kalabilirsiniz." demiyor; belki de söylüyorlar ama Sayın Cumhurbaşkanı bu işte biraz şerbetli. Hatırlayacaksınız İstanbul'daki Onaltı Dokuz kulelerini, İstanbul'un o tarihî silueti estetik minarelerin arasından göğe doğru yükselen o ikiz kuleleri. O kuleler için mahkeme kararıyla yıkılma kararı alındı fakat müteahhit yıkmadı. Daha sonra Sayın Cumhurbaşkanına sordular, Cumhurbaşkanımız -o zaman Başbakan, yine söylüyorum- dedi ki: "Ben ona küstüm, konuşmuyorum." Şimdi, bu meselede de böyle bir şey söyleyebileceğini düşünmüş olabilir.

Beş yıl bile geçmeden arşiv binası dere yatağından sızan sudan etkileniyor, depolarda rutubet kokusu yayılmaya başlıyor, araştırmacıların önüne getirilen bazı evrakların ıslak olduğu ortaya çıkıyor. "Bunlar iddia" diyebilirsiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Andican, sözlerinizi tamamlayın lütfen.

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Bu yılın Ocak ayında, 2019'un Ocak ayında TOKİ "İstanbul ili Kâğıthane ilçesi Talatpaşa Mahallesi vesaire..." diyerek susuzlaştırma ihalesi açıyor. Ne demek susuzlaştırma? Temel altı susuzlaştırma tedbirlerinin alınması, ihale bu. Yani söylenen doğru. Şu anda susuzlaştırma ihalesi sözde kasımda tamamlanacaktı ama devam ediyor.

Değerli arkadaşlar, burada, Cumhurbaşkanlığı başarılı bir arşiv verememiştir. Bu noktada Meclisi göreve davet ediyorum. Bu mesele partilerüstü bir meseledir. TBMM olaya el koymalıdır, durumu saptamalıdır, alınacak önlemler varsa almalıdır. Önlemlerle çözümlenemiyorsa yeni bir binaya taşınma konusunu gündeme getirmeliyiz. Biliyorum, muhalefetten gelen her teklife asker gibi el kaldırıyorsunuz, reddediyorsunuz fakat arkadaşlar, 1990'dan beri siyasette olan, birkaç dönem milletvekilliği, bir dönem bakanlık yapmış bir arkadaşınız olarak bir şeyi söylüyorum: Milletvekilliği geçici, geride, milletin yararı işler için el kaldırdıysanız gurur, zararına işlere el kaldırdıysanız utanç kalıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Sayın Başkanım, son cümlem.

BAŞKAN - Son cümlenizi alayım.

Buyurun.

ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) - Ben burada, gurur da utanç da kalbinizde ve ruhunuzda, ömrünüz boyunca sizinle beraber gidiyor; hangisini seçeceğinize siz karar verin diyorum. Umuyorum gururu seçersiniz.

Saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)