GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:23
Tarih:27.11.2019

NEVİN TAŞLIÇAY (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Genel Kurul, yüce Türk milleti; kadına saygıya "Evet."

Bugün "kadın" kelimesi ile hiçbir olumsuz çağrışım yapan kelimeyi yan yana kullanmayacağım.

Bugün, günün anlam ve önemine binaen, kadına; tarihin, kültürün, medeniyetin taşıyıcısı kadınlarımıza; Türkiye'nin dünü, bugünü, yarınları kadınlarımıza Türk'ün en çok kıymet verdiği ahlaki değer kavramlarından saygıyı, kadın için, rica edeceğim.

Bizim inancımızda kadın, vatandır; kadın, ülkedir; kadın, gelecektir. Bir bireyin, bir ailenin, bir toplumun neye ihtiyacı varsa o ihtiyaçların çözümü toplumda kadına verilen değer ve gösterilen saygıda saklıdır çünkü kadın eğitendir, yönlendirendir, şekillendirendir. Kadın, zorlukları aşma kudreti, geçmişi geleceğe taşıma inancı ve bir milletin temel harcıdır. Bozulan düzenin anahtarı, toplumsal hastalıkların ilacı kadındadır. Biz Türkler, bu bilinçle, binlerce yıldır kadını erkeğin ne arkasında ne önünde, tam yanında, ona eş tutarız. Kadın, ailenin direği, toplumsal hayatımızın kilit taşıdır. Bizler, bu sebeple üzerinde yaşadığımız ülkeye "anavatan", ülkemizin dirliği için koyduğumuz kanunlara "anayasa", ağzımızda anamızın ak sütü gibi duran dilimize "ana dil", bütün fikirlerimizin özüne "ana fikir" deriz. İstikameti kadınlarımızdan alırız biz. Fikir dünyamızı, medeniyet dilimizi onların etrafında öreriz ve değerler manzumemizde kadim bir yere sahip olan, varlığın bütününe, canlı cansız var olanların tümüne karşı taşıdığımız saygı kavramı. Günlük hayatta sık sık kullanılan, sosyal ilişkilerin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi açısından önemli bir ahlaki değer ve norm olarak saygı. Duygu, bilgi, inanç ve değerler gibi bir subjektif cephesi, bir de saygı tezahürü olan tutum ve davranışlar hâlindeki objektif cephesiyle saygı. O saygı ki Gazi Mustafa Kemal'in deyişiyle düzenin anahtarıdır, o saygı ki ön koşuludur sevginin.

Saygı, haddimizi, sınırlarımızı bilmekle başlar ancak sınırlarımızı her geçen gün büyütüyor, haddimizi aşmakta, bir diğerinin sınırına girmekte hiçbir beis görmüyoruz. Kadına, çocuğa, doğaya, çevreye, hayvana saygımız kalmadı neredeyse. Ellerimizle hep birlikte yaşanmaz hâle getiriyoruz yeryüzünü. Tüm bunları ise ailelerimizden, sosyal ortamımızdan aldığımız öğretilerle yapıyoruz belli ki. Daha çocukken izlediğimiz şiddet dolu diziler, okulda yaşadığımız akran zorbalığı, şiddetle iç içe geçmiş dijital dünya, kendini bilmez fenomenler ve neticede savrulan bir toplum. Şiddet bulaşıcı bir virüs ve bu virüs toplumun her kesimine sirayet etmiş durumda, savrulma son hızıyla devam ediyor. Dün televizyon, bugün sosyal mecralar başaktör. Çocuklar henüz 2 yaşında sosyal medyaya teslim. Çizgi filmler de dâhil şiddet ana tema. Cinsellik, dijital dünyanın temel malzemesi. Müziklerimizi dahi bağımlılık yapıcı maddelere, şiddete araç kılıyoruz kendi ellerimizle. Tüm yaşananlar hadsizliğimizin, sınır tanımazlığımızın sınırını oluşturuyor aslında. Sonuç ise koskoca bir saygısızlık, "Gençlik elden gidiyor." "Toplum dejenere oluyor." çığlıkları, "Ölmek istemiyorum." feryatları içinde çocuğunun yanında katledilen geleceğimiz. Bir çatışmanın ya da güç ilişkisinin içinde hiçbir şey inşa edilemez. Saygıyı yitirdiğimiz gün geldi başımıza olmaz işler. Hunharca yok ediyoruz en kıymetli değerlerimizi, yok ediyoruz insanca yaşamayı. Önce saygıyı, sonra sevgiyi katlettik.

Ve bugün yeniden saygı duvarlarını örmezsek ve bugün yeniden umudu fert fert aşılamazsak ve bugün yeniden kadının mutluluğunu, toplumun huzurunu sağlamazsak yarın tefessüh etmiş bir toplum olarak medeniyetler mezarlığında yerimizi alacağız demektir. Düşünürün dediği gibi "Saygı saygıyı davet eder, saygı sevgiyi getirir. Güven kime gösterilirse onu bu güvene layık olmaya davet eder."

Ve ben terörün son bulduğu, şiddetin hiçbir fertte karşılık bulmadığı, güvenin tüm topluma hâkim olduğu, kadını mutlu, çocuğu umut dolu bir Türkiye temenni ediyorum. Ve bugün yediden yetmişe her bir bireyden kadına saygı rica ediyorum. (MHP, AK PARTİ ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)