GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:35
Tarih:06.12.2012

METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu belirtip bir konu üzerine görüşlerimi aktarmak istiyorum.

Ombudsmanlık ve kamu denetçiliği yeni bir kurum. Hoş geldi, memnun olduk. Dün, seçtiğiniz Başdenetçi Türkiye Büyük Millet Meclisinde yemin etti. Bende bu yeminin uyandırdığı duyguları sizlerle paylaşmak istedim.

Bu kurumun saygınlık kazanabilmesi, herkesin güvenebildiği, partiler üstü kişilerden oluşmasına bağlıdır. Bakın, çıkardığınız kanunda kamu denetçiliğini nasıl tanımlıyorsunuz, aynen şöyle: "Kamu hizmetlerinin işleyişinde bağımsız ve etkin bir şikâyet mekanizması oluşturmak, idarenin her türlü eylem ve işlemlerini, insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek ve önerilerde bulunmak amacındadır." Bunları halkı ve uluslararası çevreleri uyutmak için böyle yazacaksın, sonra da buraya tamamen kendi adamlarını yerleştireceksin ve demokrasiden söz edeceksin.

Değerli milletvekilleri, Kültür Bakanı Sayın Günay "Seçimin isabetli olmadığını hep söyledim." diyerek şunları belirtiyordu: "Ombudsmanın, Türkiye'de herhangi bir tartışmanın tarafı olmayan, bütün toplumun, gerçekten, hiçbir ön yargı olmaksızın güvenebileceği, hukukunu yargının da ötesinde ve öncesinde emanet edebileceği bir isim tarafından temsil edilmesi gerektiğini düşünüyorum." Sayın Bakan söylüyor bunları ve Sayın Bakan devam ediyor: "Seçildikten sonraki açıklamalarını okuduktan sonra bu tereddüdüm ortadan kalkmadı, görüşüm kuvvetlendi." Şimdi, Sayın Bakan açıkça, bu işin doğru olmadığını, dilinin döndüğü kadar ifade ediyor. Bu açıklamalar karşısında sakın ola "Bizde demokrasi var, onun için herkes konuşabilir." gibi bir açıklamada bulunmayın çünkü Sayın Bakan daha önce de ucubeye de değinmişti ve de değindiğiyle kalmıştı. Aldığı cevap ilginçti, "Allah bizleri o duruma düşürmesin." demiştiniz.

Yine geçen hafta içerisinde milletvekili dokunulmazlıklarıyla ilgili "Grup kararı olmayabilir." açıklamalarınızın önü, AKP Genel Merkezinde milletvekilleriyle gruplar hâlinde toplantı yapılarak Başbakan tarafından engellendi. Örnekler o kadar çok ki? Sizler demokrasi havarisi geziniyorsunuz ama değilsiniz, maalesef değilsiniz.

Değerli milletvekilleri, Kamu Başdenetçisi ile kamu denetçilerinin ne yazık ki AKP ile organik bağı olan kişilerden oluşması AKP'nin ileri demokrasi anlayışını gösteriyor.

Devamlı eleştirdiğiniz İsmet İnönü var ya, hani o rahmetli İsmet İnönü, ondan demokrasi dersi almanız lazım ki bir devlet adamının iktidarı kaybedeceğini bile bile ülkeyi tek partili rejimden çok partili rejime kansız bir şekilde nasıl geçirdiğini anlayabilesiniz. İsmet Paşa düşünmedi mi ki iktidarı kaybedersem ne olur diye, elindeki birçok gücü kullanamaz mıydı? Ancak sizler yeni bir telaş içerisindesiniz. Attığınız her adım, günden güne çatlayan iktidarınızı yamamak ve geleceğinizi garanti altına almak amaçlı.

Değerli milletvekilleri, işte AKP'nin bu amaçla seçmiş olduğu Başdenetçi ve kamu denetçilerinin hayatlarındaki AKP bağları:

Başdenetçi Mehmet Nihat Ömeroğlu: Oğlunun Kadıköy'deki nikâhında Başbakanı şahit yapmış birisi.

Muhittin Mıhçak: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiğinin kesinleştiği kararın temyiz başvurusunda Sayın Erdoğan'ın mahkûmiyet kararının bozulmasını isteyen tek muhalif üye. 

Bir diğer üye, Abdullah Cengiz Makas: AKP'den milletvekili aday adayı olmuş, basına vermiş olduğu demeçlerde AKP'nin hizmet kervanının aksamayacağını söyleyen birisi; kervanın aksamadığını kanıtladı.

Zekeriya Aslan: 23'üncü Dönem AKP'den Afyonkarahisar Milletvekili, kamu denetçiliğine gayet uygun.

Serpil Çakın: AKP kadın kolları teşkilatında ve Merkez Yönetim Kurulunda görev yapan birisi.  Kadınkolları. akp.org.tr adresine girin, 1 Temmuz 2008 tarihli açıklamayı okuyun: "Irak İslami Dava Partisi temsilcileri AKP Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığını ziyaret ettiler. Görüşmede Kadın Kolları Başkanlığı Yerel Yönetimler Başkanı Nur Özkaya, Halkla İlişkiler Başkanı Serpil Çakın, heyete Kadın Kolları Başkanlığının teşkilatlanma yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi verdi." Serpil Hanım'ın bilgi vermeye bundan sonra da devam edeceği kesin.

Mehmet Elkatmış: Adalet ve Kalkınma Partisi kurucu üyesi, Refah Partisinden 19, 20, 21'inci; AKP'den 22'nci Dönem Nevşehir Milletvekili. Seçilmek için daha ne olsun, ileri demokrasi için tüm şartları taşımakta!

Değerli milletvekilleri, AKP'yle yolları kesişen bir kişi daha var; eski Anayasa Raportörü Osman Can. AKP'ye eylül ayı içerisinde üye olup yapılan kongrenin sonucu MYK'ya girebilme başarısını gösteren Osman Can. Üye olurken de şu ibareyi imzaladı: "Parti tüzüğü, program ve yönetmeliklerine uymayı taahhüt ediyorum." Seçmiş olduğunuz Kamu Başdenetçisi ve diğer denetçiler de aynı ibareleri imzaladılar.

Değerli milletvekilleri, Başbakan Erdoğan, bir Sivas mitinginde şöyle sesleniyordu: "Yargı CHP'nin arka bahçesi oldu, bunu hep yaşadım. Bana cezayı kesen Yargıtayın üst dairesindeki yargıçların daha sonra CHP'nin üst kurullarında nasıl yer aldıklarını biliyoruz." Görünen o ki Başbakanın sözleriyle kendisinin yaptıkları birbirini tutmuyor. Bizler de Başbakanla yolu bir şekilde kesişenlerin nasıl AKP yönetim organlarında yer aldıklarını, hatta diğer kurumlarda da küçük AKP'cikler oluşturulduğunu ibretle izlemekteyiz. Son icraatınızla iktidardan ayrılınca tarafsız olabilecek kamu denetçilerine bile güvenemeyecek kadar suçluluk telaşı içinde olduğunuzu kanıtladınız. Bu, demokrasi değildir; bu, talandır.

Değerli milletvekilleri, yıllarca "Valiler CHP'nin il başkanlığını yaptı." açıklamalarıyla halka yalan yanlış bilgiler verdiniz. Gelecek nesil göbek bağıyla AKP'ye bağlı olan bürokratları sayarak bitiremeyecek. Sizin görüşünüzü yansıtan ve siyasi parti temsilcilerinden oluşan bir Kamu Denetçiliği Kurumu olamaz. Bu kurum ölü doğmuştur.

Yaptıklarınızdan sonra ağzınıza "demokrasi" kelimesinin artık hiç yakışmayacağını, yama gibi duracağını belirtmek istiyorum. Bu talanı içine sindirenleri, Necip Fazıl Kısakürek'in "Aynalar" şiirini okuyarak, vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.

Aynalar

Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;

İşte yakalandık, kelepçelendik!

Çıktınız umulmaz anda karşıma,

Başımın tokmağı indi başıma.

Suratımda her suç bir ayrı imza,

Benmişim kendime en büyük ceza!

Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!

Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!

Nur topu günlerin kanına girdim.

Kutsi emaneti yedim, bitirdim.

Doğmaz güneşlere bağlandı vade;

Dişlerinde, köpek nefsin, irade.

Günah, günah, hasat yerinde demet;

Merhamet, suçumdan aşkın merhamet!

Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:

Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?

Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.

Bakamam, aynada, aynada vicdan;

Beni beklemeyin, o bir hevesti;

Gelemem, aynalar yolumu kesti."

İnşallah, aynalara bakamaz, bu şiiri okuyamaz durumuna bir daha düşmemeniz dileklerimle saygılar sunarım.

Çok teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.