| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 27.11.2019 |
GÜRSEL EROL (Elâzığ) - Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlarken geçen hafta, Kenan Evren ve darbeci generallerin adlarının kamu kuruluşlarından, caddelerden, sokaklardan, okullardan, kışlalardan silinmesiyle ilgili bir araştırma önergesi vermiştim; araştırma önergesiyle ilgili, Meclisimizdeki bütün siyasi partilerin bu konuda ortak bir düşünceyi paylaşmış olmasından, buluşmuş olmasından duyduğum memnuniyeti ifade ederek bütün gruplara teşekkür ederim ve burada İçişleri Bakanlığımızın değerli bürokratları, Bakan Yardımcıları, İçişleri Komisyonumuzun hazır bulunduğu bir ortamda da bunu seslendirmek isterim.
Ankara, Türkiye'nin başkenti, başkentin ilçelerinden biri Evren yani 1982 yılında, Kenan Evren'in döneminde atamayla göreve gelen belediye başkanının ismini değiştirdiği bir ilçe. İlçe isminin değişmesi için İçişleri Komisyonundan kanun değişikliğiyle ilgili bir teklif gelmesi lazım. Bu teklifi de Ankara Milletvekilimiz Tekin Bingöl verdiler. Bunun değerlendirilerek Ankara'da, başkentte Kenan Evren'in adının önce ilçenin adından çıkarılmasıyla ilgili talebin değerlendirilmesini Komisyondan ve Bakanlık yetkililerinden rica ediyorum.
Bugün, aslında, maddeyle ilgili değil, ben genelde terörle ilgili konuşmak isterim.
Değerli milletvekilleri, PKK bir terör örgütü müdür? Evet, PKK bir terör örgütüdür. PYD bir terör örgütü müdür? Evet, PYD bir terör örgütüdür? YPG bir terör örgütü müdür? Evet, YPG bir terör örgütüdür. FETÖ bir terör örgütü müdür? Evet, FETÖ bir terör örgütüdür. Aynı zamanda, ülkemizin anayasal düzenine, yurttaşlarımızın can ve mal güvenliğine yönelik her tehdit içerisinde bulunan eylem, terör eylemidir. Bu konuda hiç kimsenin bir endişesi yok. Devlet, kamu düzenini, kamu otoritesini korumak adına, yurttaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamak adına yurt içinde de yurt dışında da operasyon yapma yetkisine sahiptir; operasyonlarda İHA'yı da kullanır, SİHA'yı da kullanır. Devletin böyle bir sorumluluğu vardır çünkü önceliği kendi üniter devlet yapısını korumak, önceliği kendi vatandaşlarının can ve mal güvenliğini korumaktır. Bu, kim iktidar olursa olsun, bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti hükûmetlerinin, herkesin yaptığı uygulamadır ve bunun arkasında Meclis her zaman da durmuştur.
Ama burada şöyle bir sorun var, onu da gündeme getireyim: Ben geçen dönem Tunceli Milletvekiliydim. Tunceli Milletvekilliğim döneminde de bu kürsüde zaman zaman gündeme getirdim. Olayı yalnızca kendi bakış açınızla değerlendiremezsiniz, yalnızca kendi parti politikalarınızla değerlendiremezsiniz. Parlamentonun bir geleneği vardır, Parlamentonun bir saygınlığı vardır. Bu kürsüde, geçmiş dönemlerde, Merve Kavakcı'ya başörtüsünden dolayı, yaşam tarzından dolayı, düşüncelerinden dolayı yemin ettirilmemesi ne kadar büyük bir hataysa milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması da o derecede büyük bir hatadır çünkü terör suçlarında milletvekilleriyle ilgili, dokunulmazlık şart değildir. Terör suçlarında zaten milletvekillerinde dokunulmazlık aranmaz.
Ayrıca, kayyum belediyeleri: Bakın, değerli milletvekilleri, ben bunu bir algı yaratmak için söylemiyorum. Cumhuriyet Halk Partisinin her milletvekili terör karşıtıdır. Ben de Tunceli Milletvekilliğim döneminde Tunceli'de teröre karşı yürüyüş yapmış ve terör örgütünün hedefine oturmuş birisiyim. Ama doğruları, Parlamentonun saygınlığını konuşmamız lazım, siyasetin saygınlığını konuşmamız lazım. Bunları kendi aramızda, kendi siyasi düşüncemize göre yorumlayarak değerlendiremeyiz.
Türkiye'de, siyasi partileri temsil eden milletvekilleri, belediye başkanları suç işleyebilir mi? Evet, işleyebilir, hepimiz işleyebiliriz ama bu ülkenin yasaları var. "Ben seni görevden aldım. Yerine seçime kadar bunu atadım." diyemeyiz.
Devletin kayyum atama yetkisi var mı? Var. Ama yargı süreci sonuçlanmadan, belediye başkanlığı düşmeden, seçimden sonra kayyum belediye başkanı atanması doğru değildir. Ayrıca, eğer bir insan suçla iştigal etmişse, suçla onun görevden alınma gerekçesi doğmuşsa yalnızca görevden de almayacaksın; yargı sonucuna göre cezaevine de atacaksın, cezasını da vereceksin, yalnızca görevden almakla da yetinmeyeceksin. Bakın, mesela bununla ilgili AK PARTİ hükûmetleri döneminde doğru işler yapılmadı mı? Yapıldı. Melih Gökçek'in istifası istendi, belediye meclisi kendi içinden seçti. Kadir Topbaş'ın istifası istendi, belediye meclisi kendi içinden seçti. Ya kendi içinden seçmelidir belediye başkanını ya da seçime götürmelisiniz. Yani Türkiye'deki demokratik düzeni, parlamenter düzeni, siyasi partilerin işleyişiyle ilgili gelenekleri korumak hepimizin görevidir. Bugün Parlamentoda hepimiz bulunabiliriz ama yarın, sıradan bir vatandaş olarak yine seçmenin içine gireceğimizi, karışacağımızı ve bir vatandaş, bir yurttaş olarak yaşayacağımızı unutmamamız lazım.
Ben, bu duygu ve düşüncelerle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bu, yeni gelen kanun teklifinin ülkemize de hayırlı olmasını diliyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)