| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 27.11.2019 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım; Genel Kurulu, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
3'üncü madde Özel Harekât Daire Başkanlığının yapısını düzenleyen bir madde ve 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Özel Harekât Daire Başkanlığı 51 şehit verdi. Adları tarihe kazınan bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Biz razıyız, Cenab-ı Allah da onlardan, hepsinden razı olsun.
15 Temmuz darbe girişiminin vatandaşımız üzerinde yarattığı en büyük travma, güvenliğimizin teminatı Emniyet teşkilatına hain terör örgütünün sızmasıydı. FETÖ'nün Emniyette sızamadığı tek alan ise Özel Harekâttı ve bu nedenle ilk hedef olarak burayı seçtiler. Görev tanımı; terör örgütlerinin meskûn mahal veya kırsal alanlardaki silahlı eylemlerini engellemek, gerçekleştirilen eylemlerin faillerini etkisiz hâle getirmek veya yakalamak; uçak, araç, gemi, metro, tren, bina gibi kapalı alanlarda rehin alınan kişi veya kişileri kurtarmak; yüksek tehdit altında bulunan devlet büyüklerinin güvenliğini sağlamak; sivil havacılığa açık havaalanlarında operasyon gerektiren olaylara müdahale etmek olsa da özel harekât eşittir "cesaret" "fedakârlık" ve "kahramanlık" diye de tanımlayabiliriz. Hepsi gönüllülük esasına göre çalışan hilal bıyıklı kardeşlerimi bu hain yapının içlerine girmesine izin vermediği için bir kere daha tebrik ediyorum.
Bu arada hatırlatmak gerekir ki Fetullahçı çetenin Özel Harekâta sızma girişimini engelleme çabalarıyla tanınan, teşkilatın en parlak yöneticilerinden Özel Harekât Daire Başkanı Behçet Oktay'ın vefatı üzerindeki muamma hâlâ çözülemedi. İntihar süsü verilmiş cinayeti çözmek iktidarın boynunun borcudur.
Değerli milletvekilleri, tabii ki Emniyet teşkilatımızın gözdesi Özel Harekâtçılarla ilgili düzenlemeye karşı değiliz. Hükûmet 15 Temmuz sonrası bir kanun hükmünde kararnameyle Özel Harekât Daire Başkanlığının statüsünü yükselterek Özel Harekât Başkanlığını kurdu. Başkanın kıdemini de 4 yıldızlı emniyet genel müdür yardımcısına denk gelecek seviyede belirledi; bu, yapılması gereken bir jestti ve yapıldı. 23 Mayıs 2018'de Bakanlar Kurulu kararıyla Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığı bünyesinde Özel Harekât Şube Müdürlüğü kurulması kararı Resmî Gazete'de yayınlandı. Kararda Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığı bünyesinde "1 adet" diye özel olarak bir bildirim yapılmış. Emniyet teşkilatımızın kuruluş yapısı bellidir. Teşkilat Emniyet Genel Müdürlüğüne, Emniyet Genel Müdürü de İçişleri Bakanına bağlıdır. Kurumların bir geleneği vardır, buna "devlet geleneği" denir. Bildiğimiz gibi Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığı, Koruma Hizmetleri Genel Müdürlüğüne dönüştü; İçişleri Bakanlığına bağlı Emniyet Genel Müdürlüğünün görev ve yetkisinden çıkarılıp Emniyet Genel Müdürlüğüyle aynı yetkilerde bir genel müdürlük kuruldu. Şimdi de 1 adet Özel Harekât Şube Müdürlüğü Cumhurbaşkanlığı Koruma Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlanıyor. Bu ihtiyaç 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrası oluşan güven eksikliğinden mi kaynaklanmaktadır bilemeyiz ama Özel Harekât Dairesi polisleri gibi devletine bağlı olmuş, devletin de güvenini kazanmış bir birimin kendi içerisinde farklı birimlere ayrılmasını doğru bulmuyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanı 17-25 Aralık süreci ve devam eden 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Emniyet teşkilatıyla arasında bir güven eksikliği yaşadı. Ancak, güven tazelemek kurumların iç yapısını, dengesini bozarak gerçekleşmez. Devleti yönetenler kurumlar arası hiyerarşi, görev dağılımı ve iş birliğini sağlamakla mükelleftir. Ama önce Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayınlanıp; kurumların yapısını, hiyerarşisini değiştirip; atamalarını, görevlendirmelerini yapıp bir buçuk sene sonra Meclis Genel Kurulunda onaylatarak olmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevi noterlik değildir.
Meclisin de AK PARTİ'ye kadar böyle bir geleneği vardı; gelen kanun tasarı ve teklifleri ihtisas komisyonlarında görüşülür, gerekiyorsa ilgili alt komisyona gönderilir, kanun teklifi Meclise gelmeden, milletvekillerini geçin, kamuoyunun haberi olurdu. Bugün görüştüğümüz kanun teklifi Meclise 95 maddelik bir çuval kanun teklifi olarak geldi, bir de bunu Meclise uyarlamak için 3 madde daha eklendi, oldu mu 98 madde. Kanun teklifi Komisyondan kaçırıldı, alt komisyon uygulaması zaten rafa kaldırıldı. Milletvekilleri ise kanun teklifinin sıra sayısını kanun teklifinin görüşülmeye başlayacağı gün saat on bir buçukta görebildi. Baktığımızda, 1 milletvekiliyle verilebilen teklifi 104 AK PARTİ milletvekili arkadaş imzalamasına rağmen, kendi imzasının bulunduğu kanun teklifinin bile takip edilememesi Meclisin etkinliğini ve saygınlığını tartışmaya açar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Tamamlayabilir miyim Sayın Başkan?
BAŞKAN - Süre uzatımı yapmıyoruz.
Sözlerinizi toparlayın lütfen.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Mevcut sistemin zafiyeti olarak gördüğümüz bu uygulamalar Cumhurbaşkanlığı başkanlık sisteminin kusurlarını yansıtmaktadır. İnşallah, iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem bir an önce geri gelir ve yüce Meclis eski etkin günlerine geri döner diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)