| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 27.11.2019 |
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu ve bizleri izleyen yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Biraz önce 4'üncü maddede Adana Milletvekili Ayhan Barut konuştu, Sayın AK PARTİ Grup Başkan Vekili de hararetle karşı çıktı. Sanki ilk defa duydu tek adam yöneticiliğini ya da Türkiye'de liyakat sisteminin içinde bulunduğu durumu ilk defa duymuş gibi müthiş bir reaksiyon verdi, hatta hızını alamadı, yalancılıkla niteledi. E, şimdi bakalım "tek adam yönetimi" demeyelim de "monokrasi" diyelim. Peki, durum nedir Türkiye'de? Yeni sistemde, adı üzerinde, tek başına yönetimin adı nedir? Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi yani 1 kişi. O kişi ne yapıyor? O kişi bakanları atıyor -hatta bu yasanın içerisinde var, bakanlara ilişkin maddeler de var- bakanı bir bürokrat gibi atıyor. Kim atıyor? Cumhurbaşkanı. Varlık Fonunun başında kim var? Cumhurbaşkanı. Rektörleri kim atıyor? Cumhurbaşkanı. İhaleleri kim veriyor? İşte "Sayın Cumhurbaşkanı bana söyledi, ben de ne yapayım, kıramadım, bunu aldık." dedi. Nerede konuşuldu bu? İş dünyasında. İhaleleri kim veriyor yani? Cumhurbaşkanı. Basını kim dizayn ediyor? Bir havuz medyası oluşturulmuş; bazen bir bakıyorsunuz, bir gazetenin başında, televizyonun başında bir iş adamı, bir bakıyorsunuz o iş adamı bir başka iş adamına orayı devrediveriyor. Bunların dizaynını biz bilmiyor muyuz? Bir havuz medyası olduğunu bilmiyor muyuz? Bu işin başında kim var? Yine Cumhurbaşkanı. Peki, Cumhurbaşkanın görev şeması çizildiğinde bakıyorsunuz, orada neler var? Yeni sistemde Politikalar Kurulu var; onun başında kim var? Cumhurbaşkanı. Ofisler kuruldu; onun başında kim var? Cumhurbaşkanı. Kuruluşlar kuruldu; onun başında kim var? Cumhurbaşkanı. O zaman bu sistemin adı nedir? Tek adam yönetimidir. Bunda gocunacak bir şey yok, bunu zaten söylediniz ve bunu da kürsülerden söylediniz, seçimlerde söylediniz "Cumhurbaşkanı gelecek, yönetecek." dediniz.
RECEP ÖZEL (Isparta) - O sistem olsa böyle konuşabilir misin?
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Ne olacak?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Böyle konuşabilir misin sen o sistem olsa, dediğin sistem olsa?
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) - Tek adam olsa orada konuşabilir misin?
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Siz niye rahatsız oldunuz? Niye rahatsız oldunuz?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Rahatsız olmadık ki! Hadi sen cevap ver.
ORHAN SÜMER (Adana) - Dinle, laf atma, dinle!
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Siz de Grup Başkan Vekili gibi çıkın, bir söylenin.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Söyleriz.
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bu yaşananlardan bu ülke daha önce çekti. Nerede çekti? 15 Temmuzda çekti. Niye çekti? Yine aynı liyakat sistemini, devletin olanaklarını FETÖ'cülere açtığınız için çekti. (CHP sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) - Bu, mukayese edilecek şey mi ya!
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - "Ne alaka?" demeyin; sizler, üniversite sınav soruları çalındığında iktidardaydınız, KPSS sınav soruları çalındığında iktidardaydınız, kurmay albaylık sınavlarına müdahale edildiğinde iktidardaydınız, Emniyete her türlü görevlendirme yapıldığında, FETÖ'cüler müdahale ettiğinde görevdeydiniz. Bu ülkenin yargısına, polisine, askerine, üniversitedeki akademisyenlere müdahale edildiğinde oradaydınız. Devlet ihaleleri, belediyede... Yine sizler tarafından "...parsel parsel verildi." denildiğinde yine sizler vardınız. Şimdi de "FETÖ borsası var." denildiğinde yine siz iktidardasınız. O vesileyle, bu "liyakat" dediğimiz şey bozulduğunda kanserli hücrenin yayılması gibi, vücudun tüm direncini bozması gibi devletin yapısını da bozar. O zaman ne çıkar? Siz ne kadar namuslu olsanız da, başınızdaki yöneticiler ne kadar namuslu olsa da yapı bozulur; yapı, yolsuzluğa, yoksulluğa mahkûm olur; bunları önlemek için, konuşanı engellemek için de yasaklara mahkûm olur.
Kâhin olmak gerekmiyor, yarın da bozuk, gelecek de kötü görünüyor. Neden? Çünkü Türkiye'de liyakat sistemi... Biraz önce bahsettiğimiz FETÖ sisteminin benzeri yine yapılıyor. Bu nereden başladı? TÜBİTAK'ın başına hayvanat bahçesi müdürünün atanmasıyla başladı, sonra devam etti. Bu ülkede tıp fakültesinin başına veteriner hekim dekan olarak atandı. Yine, Sağlık Bakanlığı yönetimine, müzik eğitimi alanında lisans ve yüksek lisansını tamamlamış bir kişi atandı. Yine, onun yardımcılığına sağlıkla hiçbir alakası olmayan, KOSGEB'de görev alan bir kişi atandı. AK PARTİ'li bir milletvekilinin kardeşi Urfa Birecik Devlet Hastanesi Müdürü yapıldı liyakati olmadığı hâlde. Türk Hava Yollarının yönetiminde kimler var, hepiniz biliyorsunuz.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Kartal İmam Hatip mezunları.
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Bu kadar tesadüf olur mu, Kartal İmam Hatip mezunları o kurumu tüm doldurmuş durumda.
Yine, Hazinenin en önemli birimine, Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğüne bu birimde daha önce hiç çalışmamış birisi atandı. Buradan yığınla örnek verebilirim: Devlet Demiryollarına atadıklarınız, büyükelçi olarak atadıklarınız... Fars dili uzmanını Atatürk'le ilgili bir kurumun başına getirdiniz. Yine, AKP'li bir eski bakanın oğlu ile Yargıtay Başkanının oğlunu beş yıllık tecrübe kuralını çiğneyerek Futbol Federasyonuna atadınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Hemen bağlıyorum Başkanım.
BAŞKAN - Bağlayın, söz vermiyorum.
Buyurun.
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Açıyordunuz ama Başkanım.
BAŞKAN - Açmıyorum, açmıyorum, süre vermiyorum artık.
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Niye vermiyorsunuz?
BAŞKAN - 5-6 sefer söyledim bunu, lütfen...
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Söylediniz ama açıyordunuz.
Bağlayacağım.
BAŞKAN - Açalım arkadaşlar.
Selamlayın, buyurun.
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Bununla ilgili, 31 Mart sonrası da yeni görevler var.
Rektörlere ilişkin de bir cümle söyleyeyim: 11 rektör iki sene içerisinde atandı, bunların, bu rektörlerin hepsi ilahiyat mezunu.
Son söz olarak size şunu ifade edeyim: Koçi Bey, risalesinde IV. Murat'a şöyle bir şey söylemiş: "Sultanım, bu 30-40 kişiyi mutlu etmek için halkı perişan etmeye değer mi?"
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)