GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:23
Tarih:27.11.2019

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; normlar hiyerarşisinde anayasa ve uluslararası sözleşmeler, bütün normların en üst kısmında yer almaktadır. Peki, şöyle, iktidarın karnesine baktığımız zaman, iktidar bunun neresindedir; Anayasa'ya uyuyor mu, uymuyor mu, birkaç örnekle açıklamak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, siyasi hak ve ödevler, Anayasa'nın 66 ile 74'üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Anayasa'da seçme ve seçilme hakkı madde 67, siyasi faaliyette bulunma hakkı madde 70 şeklinde sıralanıyor. Seçme ve seçilme hakkı, ülkenin yönetiminde bulunma hakkını getirmektedir yani temsili demokrasi. Seçme ve seçilme hakkı, demokrasi ve hukuk devletinin olmazsa olmazıdır. 68'inci madde de vatandaşın serbestçe siyasi parti kurma ve serbestçe üye olma hakkını ifade etmektedir. Yani demokrasiler, siyasi partilerin varlığıyla ortaya çıkmaktadır. Çağımızın demokrasisi, siyasi partilerin varlığıyla anlam kazanmıştır. Siyasi haklara sahip olup o hakları kullanmak, demokratik devlet olmanın da bir başka gereğidir.

Değerli milletvekilleri, bu haklar, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Türkiye'nin taraf olduğu Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesi'nin 25'inci maddesinde düzenlenmiştir. Peki, bu madde neyi getirmektedir? Bu madde, her vatandaşın doğrudan veya seçilmiş temsilcileri aracılığıyla kamu hizmetlerine katılmasını güvence altına almaktadır. Bu madde, dürüst seçimlerde oy kullanma ve seçilme hakkını getirmektedir. Bu maddeyle genel eşitlik ilkesine uygun olarak ülkede kamu hizmetlerine girme hakkı düzenlenmektedir. Ayrıca değerli milletvekilleri, Türk Ceza Kanunu'nun 114'üncü maddesinde siyasi hakların kullanılmasına karşı yapılan saldırılara karşı müeyyideleri içermektedir. Siyasi faaliyetlerin engellenmesi suçu, devletin temel düzenine karşı bir suç tipidir çünkü demokrasi, doğrudan doğruya hedef alınmaktadır. Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası'na göre kurulan partimizin kongre, miting, grup toplantıları ve halkla buluşma gibi faaliyetleri, Anayasa tarafından güvence altına alınmıştır.

Ancak kongre çalışması yapan Gaziantep ilimize yönelik kapsamlı gözaltı ve tutuklamalar yapılmıştır. Ağrı, Diyarbakır, Batman, İzmir, Ankara, Van, Muş, İstanbul ve ülkenin dört bir tarafında gözaltılar, saldırılar ve hak ihlallerinde bulunulmuştur. Partimize yönelik düşmanca yönelimler yaşanmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bu Hükûmet, ne uluslararası hukuk ne Anayasa ne de yasaları tanımaktadır. Aslında, hukukun işlediği ülkelerde siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi için şikâyet unsuru aranmaz. Peki, nedir? Savcıların resen harekete geçmesi gerekmektedir çünkü mağdur olan, tüm yurttaşlardır. Anayasa'nın 2'nci maddesi ise demokratik ve hukuk devleti ilkesini tanımlamaktadır. Ama bu ilke de ne yazık ki bu iktidar tarafından çok açık bir şekilde ihlal edilmektedir, edilmeye de devam etmektedir. Gelin, görün ki bağımsız ve tarafsız bir yargı kalmadığından bizim de adaletten bir beklentimiz ne yazık ki kalmamıştır.

Öte taraftan, değerli arkadaşlar, Anayasa 6'ncı maddesindeki egemenlik kayıtsız şartsız halkındır şeklindeki ilke de ne yazık ki çok açık bir şekilde ihlal edilmiş ve ihlal edilmeye devam etmektedir.

Değerli milletvekilleri, AKP Hükûmeti, egemenliği ne yazık ki halklara bırakmadı, egemenliği tamamen ayaklar altına aldı ve ayaklar altına almaya da devam etmektedir.

Değerli milletvekilleri, egemenlik ve halkın iradesine olan bu şekildeki bu baskının da ve bu yok saymanın da bedeli, size ağır bir şekilde geri dönecektir, bu tarih de yakındır.

Ama halklarımız şunu bilmelidir ki değerli milletvekilleri: Bu halkların, haksızlıkların ve hukuksuzlukların hesabı kanun önünde mutlaka ama mutlaka sorulacaktır.

Teşekkür ediyorum.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)