GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:24
Tarih:28.11.2019

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli üyeler; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Günlerdir süren Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde, Sayıştayın hazırladığı raporlar, her kurumda mali kayıtların çelişki ve usulsüzlüklerle dolu olduğunu açıkça gözler önüne seriyor. AKP Hükûmetinin plansız ve ranta dönük politikalarıyla kamu kurumlarının nasıl zarar ettirildiğini, bunun yanında yandaşın ise nasıl zengin edildiğini üç haftadır tartışıyoruz.

Tarım ve Orman Bakanlığı için hazırlanan 2019 Sayıştay Raporu'na göre taşınmaz envanterleri düzgün tutulmamış, rapordaki mali tablolarla usulsüz bir şekilde düzenlendiği saptanmıştır. Bakanlık da bunu kabul etmiş "Bilgi işlem sistemi yenileniyor." cevabı vermiştir. Mali konularda yetkisiz kişilerin görev yaptığı ve banka hesaplarında usulsüzlükler saptanmıştır. Bakanlığın meraları kiraya verdiği ancak bu meraları kiraya verirken aldıkları depozitoları ve taşınmazları kaydetmediği, mali tablolarda göstermediği belirlenmiştir.

TİGEM tarafından çiftçileri destekleme projesi kapsamında satın alınan hayvanların şartnamede belirtilen ırklardan olmadığı, damızlık olarak alınan hayvanların damızlık çıkmadığı ve şartnamede yer alan özellikleri taşımamasına rağmen satın alındığı tespit edilmiştir. Şartnamede ithal edilen hayvan ırkları ve menşesi görülmediği hâlde, ithal hayvanların çok büyük çoğunluğunun Romanya'dan ithal edildiği ve bu hayvanların yüzde 10'unun karantina bölgesinde öldüğü tespit edilmiştir. Ayrıca, Bakanlığın daha sonraki ithalatlarda ise hayvan telefi olmadan hastalıklı etleri erkenden piyasaya sürmek adına yirmi bir günlük karantina bekleme süresine uymadığı ve sisteme hızlıca giriş yaptığı belirtilmiştir. Yani devlet hastalıklı hayvan ithal etmiş, bu hastalıklı hayvanları sisteme sokmak adına gerekli kılıfı uydurmuş, çiftçiye satmış, en sonunda da halk sağlığını hiçe sayarak vatandaşın sofrasına kadar getirtmiştir.

Raporda tespit edilen usulsüzlüklere devam edelim. Yine hayvan kayıt sistemine sanal hayvan kayıtları yapılarak destekler alınmış ve kamu zarara uğratılmış.

Kanunun müsaade etmediği lüks ithal araçlar kiralanmış. Bazı kiralanan araçlar ise ticari sınıf araç kiralandığı gösterilmesine rağmen binek oto olarak kiralanmış ve kimin altında olduğu belli değil.

Yapılan ihalelerin Kamu İhale Kanunu kapsamında değil, pazarlık usulü kapsamında yapıldığı tespit edilmiş.

Kurumların döner sermayelerinde ve kiralama işlemlerinin neredeyse tamamında usulsüzlükler tespit edilmiş.

Sayıştay ne yapsın, söz konusu AKP hükûmetleri olunca usulsüzlükler say say bitmiyor, nereden tutsak elimizde kalıyor arkadaşlar.

AKP Genel Başkanının "hayalim" dediği şehir hastaneleri de yirmi beş yıl boyunca kamuya getireceği 142 milyar dolarlık yükle cumhuriyet tarihinin en büyük kara deliği olmuş, bir büyük hayaliniz de yine hüsranla sonuçlanmıştır.

Değerli üyeler, Sayıştay bu raporları yazmış olsa da AKP Hûkümeti yine bildiğini okuyor ve milletin parasını, sağlığını, emeğini hiçe sayarak uygulamalarına devam ediyor. Çok şükür ki Sayıştay hâlâ görevini layıkıyla yapıyor da bu usulsüzlükleri ve yönetememezlikleri vatandaşa anlatabiliyoruz.

Aylardır İskenderun Limanı'ndan ülkeye sokulan hastalıklı angusları gündeme taşıyıp çözüm bulunmasını talep ediyoruz; dinleyen, cevap veren yok.

Aylardır çiftçinin anayasal hakkı olan gayrisafi millî hasıla payının ödenmesi ve yerli üretime teşvik verilmesini dillendiriyoruz; dinleyen, cevap veren yok.

Aylardır sel, dolu gibi afetlerden zarar gören çiftçiye destek verilmesi gerektiğini söylüyoruz; dinleyen, cevap veren yok.

Sayın üyeler, 2006 yılında tarıma destek olmak amacıyla çıkarılan kanunla devlet, gayrisafi millî hasılanın en az yüzde 1'ini tarıma vermek zorundadır. 2007 yılından bu yana hiçbir zaman bu destek yüzde 1'i bulmadı. Bu oran sürekli yüzde 0,5-0,7 arasında değişti yani çiftçimiz beklenen desteği bir türlü göremedi, üstüne üstlük Hatay örneğinde olduğu gibi, Türkiye'nin önemli kaynağı patates ve tütün üretimi yasaklandı.

Ülkemizde yıllar boyu yerli yersiz kalemlere hoyratça harcama yapılırken üretimin belkemiği olan tarıma, Anayasa'mızın emrettiği destek dahi verilmiyor.

İthalatın had safhaya çıktığı bu dönemde çiftçiye hakkını vermek, üretimi artırmak için devlet teşviki gerekmektedir. AKP eliyle açlığa, iflasa, ölüme terkedilen çiftçimize sabır dileyerek çözümün üretime dayandığı gerçeğini bir kez daha seslendirerek soruyorum: Devlet çiftçiye olan borcunu ne zaman ödeyecektir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şahin, süre uzatımı yapmıyorum biliyorsunuz, sadece selamlama için açıyorum.

Buyurun.

SUZAN ŞAHİN (Devamla) - Değerli üyeler, Sayıştay raporlarına göre hemen hemen her kurumda zarar gözüküyor. Bir yerde zarar eden varsa kâr eden de vardır. Peki, devlet zarar ederken kimdir bu kâr edenler? Rantiyecilere rant sağlayacak her ihaleye para var.

BAŞKAN - Sayın Şahin, selamlama konuşmanızı rica ediyorum, lütfen.

SUZAN ŞAHİN (Devamla) - EYT'liye, 3600 ek göstergeye, işçiye, çiftçiye, esnafa para yok. Saraylarda, şehir hastanelerinde, havaalanlarında, köprülerde, otobanlarda, belediye ihalelerinde har vurup harman savurduğunuz paralar, zamlarla, vergilerle nefes alamaz hâle getirdiğiniz halktan topladığınız paralardır.

BAŞKAN - Sayın Şahin, teşekkür ediyorum.

SUZAN ŞAHİN (Devamla) - Bir saniye lütfen.

BAŞKAN - Yok, teşekkür ediyorum.

SUZAN ŞAHİN (Devamla) - Yolsuzluklar, yasaklar ve yoksulluk tavan yapmışken ülkeyi batırma noktasına getiren AKP Hükûmeti...

AHMET SALİH DAL (Kilis) - O, 2000'lerden önceydi, önce.

SUZAN ŞAHİN (Devamla) - ...yandaşını besleyip vatandaşı vergilerle ezeceğine, kamu kurumlarını zarar ettirip yabancı dostları ve yandaşlarını kâr ettireceğine kendi vatandaşına baksın.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şahin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SUZAN ŞAHİN (Devamla) - "Bir elinde cımbız./Bir elinde ayna./Umurunda mı dünya!" (CHP sıralarından alkışlar)