GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SERMAYE PİYASASI KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:35
Tarih:06.12.2012

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'de 48 banka var; bunların 23'ü, neredeyse tamamı yabancı sermayenin elinde, geri kalan 12 tanesinde de yabancı sermaye payı var; yani bu 48'in 35'inde yabancı sermaye söz ve güç sahibi. Bir de yabancı sermayeli bankalar, Türkiye dışındaki global bankaların uzantıları ve bunlar, sadece İstanbul ve çevresinde kredi vermeye odaklanmış kuruluşlar olarak örgütlenmişler. Hedef müşterileri Türk bankaları ve holding merkezli yatırım firmaları. Türkiye genelinde yaygın şubeleri yok. Küçük üreticiye yönelik kredi politikaları da mevcut değil.

Şimdi, burada, işi kredi vermek olan bankalar yüksek faiz uyguluyor; bundan dolayı da kredi ihtiyacı olan yatırımcılar, bu faizin riskine girmektense yatırım hedefinden vazgeçmekte ve elindeki nakitle spekülasyona yönelmektedir.

Şimdi, bu çerçevede baktığımız zaman, bu maddenin buradan çıkarılmasını isterken? Çok net, işte, yatırım kuruluşlarının tazmini, bir de bankaların tazminiyle ilgili bir madde bu yani yabancı bankaları koruyoruz.

Peki, son olarak, ilginizi çekmiştir diye söyleyeyim: İran'dan doğal gaz alıyoruz, İran'a doğal gaz karşılığında para yerine altın veriyoruz. Hatta Enerji Bakanının bugün bir açıklaması var: "Altın yerine patates de verebiliriz." Yani mal. Yani 21'inci yüzyılda "trampa" uygulanıyor.

BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) - Ne güzel!

HASİP KAPLAN (Devamla) - Peki, soruyoruz bunu, çok güzel de, buranın güzel olmayan noktasını söyleyeyim: Kardeşim, bu işi alır verirken, bu ülkeye para girer çıkarken, biri kazanırken bunun vergisi yok mu? Hadi vergisi yok, almıyorsunuz, bunun zekâtı da mı yok kardeşim? Vergi de ödemiyorsunuz, zekât da ödemiyorsunuz. Söyler misiniz, hangi ülkede bu kadar başıboş, bu kadar denetimsiz bir piyasa ekonomisi vardır? Mesele bu. Verginizi verin, yalnız emekçiden almayın. Zekâtınızı da, Müslüman'sanız onu da verin. Hani zekât olmuyor, resmen vergi verin.

Şimdi, İranlılar alıyor, altını götürüyor; sonra o altın tekrar kaçak olarak kamyonlarda yakalanıyor dikkat ederseniz, şimdi burada mesele bu.

Şimdi, Türkiye üretimde gereken düzeyde olmadığı hâlde rakamları şişiriyoruz. Elbette ki isteriz güçlü olsun ama Çin, Brezilya, Arjantin gibi yükselişte olan ülkeleri aşan veri sonuçları gerçekçi değil, işte Türkiye'deki bu rakamlar, hatta spekülatif ve tamamen parasal hareketlere bağlı olarak uygulanıyor. Bunun Halkbank örneğini iyice inceleyin. Halkbank hisselerinin yüzde 80'ni birdenbire yabancı oldu ve nasıl, geldi, Türkiye'de Meclis de dahi milletvekillilerinin maaşının yatacağı ihaleyi birden alabildi? Yani, şu an Meclisin milletvekilleri yüzde 80'ni yabancı sermaye olan bankaya paralarını yatırıyorlar. Hani milliyetçi, mukaddesatçı, muhafazakâr, dini bütün, memleketini seven bu güzelim Meclisi güzel yöneten Hükûmeti, söyledikleriniz hep söz de mi kalıyor ya? Kardeşim, getirmişsiniz işte, devletin bankaları var, bilmem neleri var ama "serbest piyasa" demişsiniz, isteseniz de istemeseniz de bunu yapmak zorundasınız. Çünkü, Türkiye gibi ülkelerde -merkez Türkiye- Batı merkezli siyaset biraz da ABD eksenli olunca Patriotlar, füze savunma sistemleri, NATO devreye giriyor çünkü Irak, Suriye sınırında. Bu ülkelere müdahale, operasyonların olduğu vakitlerde, ekonomiyle yapılır. Ekonominin zayıf karnı ise işte, bu yasayla korunaksız olarak. serbest piyasa kanunudur arkadaşlar. Türkiye'nin en zayıf noktası budur. İstedikleri anda sıcak parayı götürürler, istedikleri iktidarı da götürürler. Bizden size uyarması. Kimse sizi bedava bu kadar nasihat etmez, aklınızı başınıza alın.

Saygılarımla.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.