| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 03.12.2019 |
CHP GRUBU ADINA ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Divan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bugün itibarıyla cezaevlerinde 286 bin hükümlü ve tutuklu var, normal kapasite aslında 220 bin; 66 bin fazla tutuklu ve hükümlü var. Bunlardan 11 bini kadın, 2.500'ü çocuk, sayın vekilimin dediği gibi de 780'i 0-6 yaş arasında, mahkûm olmayıp annesinin yanında kalan bebek ve çocuk var.
Son altı ayda biz 6 cezaevi ziyareti yaptık ve tespitlerde bulunduk. Şimdi bu yaptığımız tespitler başta şöyle, sizinle de paylaşmak isterim, kişi cezaevine ilk girdiğinde süreç şöyle başlıyor: Önce, kişiyi çırılçıplak soyup arıyorlar; bu, şu veya bu cezaevinde değil, bütün cezaevlerinde standart bir uygulama hâline gelmiş; insan haklarına aykırı ve onur kırıcı bir uygulama. Onun dışında, bu aramadan sonra, bazı cezaevlerinde -istisna cezaevleri- bunlarda da "hoş geldin dayağı" atılıyor, telefon kulübesine benzer bir yerde, kameraların olmadığı bir yerde "hoş geldin dayağı" uygulanan bazı cezaevleri var. Bunu da suç niteliğine göre ayıran cezaevleri var. Yani isnat edilen suçun niteliğine göre bu arama ve bu dayak oluyor, olmuyor. Onun dışında, bu fasıl geçtikten sonra, kişi tecride alınıyor, tek başına bir hücreye konuluyor, bunun herhangi bir süresi yok; bu hücrede bir gün kalıp genelde başka ilgili koğuşlara suç vasfına göre tasnif edilip gönderilebiliyor ama buna dair herhangi bir uygulama birliği yok. Beş yüz gün, yargılaması devam ederken hücrede kalan mahkûmları bizzat biliyorum. Şimdi, bu tecritten sonra kişi, koğuşa yönlendirildiğinde, suçun vasfına göre 3 kişilik, 9 kişilik ve bazen de 50 kişilik koğuşlara sevk ediliyor. Bu 50 kişilik koğuşları bizzat gördük, bilfiil Komisyon olarak girdik, inceledik. 6 kişilik koğuş olarak dizayn edilmiş, sonra buralara ikişerli, 2 katlı 3 tane ranza konulmuş, bu 1 kişilik odalar 6 kişi olmuş, toplamda 36 kişi etmiş; yetmemiş, ortak kullanım alanlarına da ranzalar konulmuş; bu ranzalar da yetmemiş, yerlere yataklar serilmiş. İçeride nefes alacak yer olmayan, maalesef, koğuşlar var.
Mahkûmlar genelde şundan şikâyetçi: "Biz burada hastalanıyoruz, doktora çıkmak istiyoruz ancak doktor sıramız, iyileşip tekrar hasta olup, tekrar iyileşip tekrar hasta olunca anca geliyor; aylar bekliyoruz." diyorlar. Neden? Bir, az önceki bahsettiğim doluluk; ikinci bir sebebi daha var, bin hastaya sadece bir doktor verilmiş Sağlık Bakanlığıyla yapılan protokol gereği.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Teşekkür ederim.
Adalet Bakanlığının Sağlık Bakanlığıyla yeni bir protokol girişimi var, bunu 700'e indirmeye çalışıyorlar. Bu da yetmez, bu da çözüm olmayacaktır.
Onun dışında, mahkûmların yine baş şikâyetlerinden biri de şu: "Bizim zaten doktora sevkimiz zor oluyor ama doktordan hastaneye sevkimizde bizi kelepçeliyorlar, bu kelepçeleri de askerlere kelepçeliyorlar ve bizi böyle doktora götürüyorlar ring aracında." deniliyor. Bu da insanlık dışı bir uygulama ve doktorun kararına kalmış hastaneye gittiğinde de. Doktor "Kelepçelerini çıkartın." demediği sürece o hâliyle muayene ediliyor, hasta da bunu kabul etmediği sürece tekrar muayene olmadan dönüyorlar. Bu da insanlık onuruna aykırı bir uygulamadır. Mutlaka buna da bir düzenleme getirilmeli.
Şimdi, başka bir sıkıntıdan daha bahsedeceğim, ziyaretçilere uygulanan arama ve kötü muamele. Ziyaretçiler çok uzaktan geliyorlar. Bazıları diyor ki: "Benim evim ile cezaevi arasında bir gün var, otobüsle geliyorum, sadece yarım saat görüş yapıp sonra bir gün yola gidiyorum ve bu yetmiyor."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Sayın Başkanım, çok az bir süre daha...
BAŞKAN - Tamamlayalım.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Şimdi, yönetmelik şunu söylüyor, diyor ki: "Yarım saat ile bir saat arasında görüş yaptırabilirsiniz." Ama bazı cezaevleri buna hücresinden alıp görüş yerine getirene kadarki süreyi dâhil ediyor ve kişi yirmi-yirmi beş dakika görüşebiliyor o kadar uzaktan gelen yakınıyla, bazıları da bir saat görüşüyor. Burada da mutlaka bir uygulama birliği olmalı ve süre uzatılmalı.
Son olarak, bu dışarıdan gelen ziyaretçilere yapılan arama ve sert müdahale sebebiyle de ziyaretçiler artık yakınını görmeye çekiniyor. Hasretlik var ama yapılan eziyetten de bezmiş durumda ve bu sebeple, mahkûm "Artık görüşüme gelme." deme boyutuna gelmiş; arada hasretlik var ama yakınının, o uygulama karşısında, görüşe gelmesini istemez hâle getirilmiş. Böyle bir çile de devam ediyor.
Şimdi, sonuç itibarıyla şunu söyleyeceğim: Bir ülkede her geçen gün cezaevi sayısı artıyorsa ve büyük büyük duruşma salonları inşa ediliyorsa o ülkede işler iyiye gitmiyor demektir. Sayın Adalet Bakanlığımız yeni bir müjde verdi, dedi ki: "88 bin kapasiteli 137 cezaevi daha açacağız." İşler iyiye gitmiyor, gerçekten işler iyiye gitmiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SALİH CORA (Trabzon) - Yargı reformunu takip edin.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - İnşallah, bir gün hep birlikte bu cezaevlerinin kapanışını yaparız. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)