GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (2/1751) esas numaralı Emeklilerin Taban Aylığının Belirlenmesine İlişkin Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/52) münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:25
Tarih:03.12.2019

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Atatürk "Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kuvvetiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur." demiştir.

Emeklilerin taban aylığının belirlenmesine dair bir kanun teklifi verdik. Bu kanun teklifinde... Dünyadaki durumumuzu şöyle izah edeyim: Küresel Emeklilik Endeksi'ne Türkiye bu sene eklendi. Listenin sonunda 39,4 puanla Tayland, sondan 2'nci sırada 39,5 puanla Arjantin, Türkiye 42,2 puanla sondan 3'üncü sırada.

Emeklilerimizin yüzde 77,5'i hayatından memnun değil, yüzde 90,2'si maaşlarıyla geçinemiyor. 13 milyon emeklinin 4 milyonu çalışıyor ve çalışmaya devam ediyor. Kiralarını ödeyemiyorlar, 2 arkadaş çay içemiyorlar. "Eurozone"da, avro bölgesinde ise en düşük emekli maaşı ortalamasındayız.

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan şöyle demişti: "Allah'a şükür IMF'ye borcu ödedik. IMF'ye 5 milyar dolar borç verecek hâle geldik." Ekonomisi bu kadar düzgün, kişi başına millî geliri 3 katına çıkmış bir Türkiye'de neden emekli maaşı ve asgari ücret bu kadar güdük ve küçük?

29 Eylül itibarıyla yurt dışında çalışmış olan emeklilerle ilgili apar topar bir genelge çıkardınız. Geçen hafta grup toplantısında Sayın Genel Başkanımız şöyle bir açıklamada bulunmuştu: "Türkiye'de 847.643 kişi bin liranın altında ölüm aylığı yani dul ve yetim aylığı alıyor." İnsanlık dışı bir sayı 847 bin. Toplamda da asgari ücretin altında aylık alan 6 milyon 850 bin kişi var. Yurt dışında emekli olanlarla ilgili 29 Kasım itibarıyla apar topar bir genelge çıkarıldı ve bunların maaşları 2 bin liraya çıkarıldı. Bin liranın altında maaş alan yurt dışı emeklileri vardı, bu söylemden sonra apar topar 2 bin liraya çıkarıldı. Şu anda hâlâ bin liranın altında emekli maaşı alanlarımız var.

Yıllık aldığı maaş Merkel'in 234 bin dolar, Putin'in 136 bin dolar, İngiltere Başbakanının 178 bin dolar; Sayın Cumhurbaşkanımızın aldığı maaş yıllık 197 bin dolar.

2020 bütçesinde Cumhurbaşkanlığına ayrılan ödenek 3,6 milyar TL. Emeklilikte yaşa takılanlara -bugün için 300 bin kişi emekli olsa toplam 3,6 milyar TL yapıyor- verin haklarını, kurtulsunlar.

Gıda fiyatları yüzde 39,9 artmış; elektrik, doğal gaz yüzde 30'ların üzerinde artmış; çaya, şekere yüzde 20'nin üzerinde zam gelmiş bir ülkedeyiz. Eczane ve hastanelerde emeklilerimizden kesilen paralar bir hayli yekûn tutuyor, ay sonu itibarıyla maaşı eriyor. 2008'de çıkarılan yasayla emekliler aleyhine aylık bağlama oranları değişti. Emekli açlık sınırının altında maaş almaktadır, emekli yokluk içinde, emekli aç; bunları görmezden gelemeyiz. "Hayatın merkezine dinî hükümler koyacağız." diyorsunuz. Yetimi, dulu, yolda kalmışı, miskini, zayıfları eziyorsunuz. Sözlerin hepsini dinleyip en güzeline tabi olmuyorsunuz, sonra veto ediliyorsunuz. Emeklilere yaşama ve nefes alma şansı verin.

Cümlelerimi şöyle bağlamak istiyorum: Dünyanın bilmediğimiz, tanımadığımız bir bölgesinde, yine bilmediğimiz ve tanımadığımız bir insanın herhangi bir temel hak ve özgürlüğü çiğnenmişse, bu insan bu yüzden acı çekiyorsa, korkuyor ve çaresizlik içinde kalıyorsa o insan biziz. Bırakın, bu emeklilere nefes alma şansı verelim. Emeklilikte taban aylığını asgari ücrete endeksleyelim. Emeklilikte yaşa takılanların haklarını verelim. 847 bin kişinin, bin liranın altında maaş alan, dul, yetim maaşı alanların insani yaşama şartlarının olmadığını siz de kabul edin. Sözlerin hepsini dinleyin, tekrar veto edilmesin.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)