GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:25
Tarih:03.12.2019

OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Söz almış olduğum maddede, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinde öğrenciliği sona erdirilen subay ve astsubay adaylarının öğrenim masraflarının geri ödenmesine dair bir düzenleme getiriliyor.

Evet, hazır söz gençlerden açılmışken gençlerin durumunu konuşalım istiyorum ben burada ve geçtiğimiz günlerde iktidar partisinin Genel Başkanı, on yedi yılda 9 milyon yeni kişiye iş sağlamakla övündü, bunu bir başarı öyküsü olarak anlattı. Ardından, TÜİK bir açıklama yaptı ve bu rakamı düzeltti, dedi ki: "7 milyon 200 bin kişi istihdam edilmiştir." Bakın, asıl, on yedi yılda çalışabilecek nüfus 13,5 milyon arttı. Şimdi, Nasrettin Hoca'nın kedi-ciğer fıkrasını hepiniz bilirsiniz: "Kedi buradaysa ciğer nerede? Ciğer buradaysa kedi nerede?" der Hoca. On yedi yılda çalışabilir nüfusa dâhil olanların en az yarısı işsiz kalmışsa burada bir başarı öyküsünü siz nasıl buluyorsunuz?

Şimdi isterseniz, bırakalım başarı öykülerini, gerçekleri konuşalım. Son bir yılda ekonomik krizle birlikte işsizlik oranları giderek arttı; hatta, yaz aylarında bile bu artışı engelleyemediniz. Peki, ekonomik kriz en çok kimleri vuruyor biliyor musunuz? Gençleri vuruyor, kadınları vuruyor. Bakın, DİSK'in araştırmalarına göre genç işsizlik yüzde 27,4'le, tarım dışı genç kadın işsizlik oranı ise yüzde 42,6'yla rekor kırdı. Sigortalı işçi sayısı son bir yılda 413 bin kişi azaldı, kayıt dışı çalışanların oranı ise yüzde 36,1 arttı. 1 milyon 916 bin kadın işsiz bu ülkede, 3 milyon 516 bin genç ise ne istihdamda ne de eğitimde var. Şimdi iktidar partisine soruyorum: Bu saydığım veriler sizde yok mu? Yoksa "Nasılsa bizim maaşlarımız yatıyor ve geleceğimiz de garanti altında." mı diyorsunuz?

İşsizlik verileri sadece rakamlardan oluşmaz, sosyal durumu da ortaya koyar. Günlerdir bu ülkede intihar vakaları yaşıyoruz. Bunlarla direkt irtibatlıdır işsizlik verileri ve aynı zamanda, sizlerin istihdam yaratma konusundaki başarısızlığınızın da aynasıdır. Evet, başarısızsınız çünkü siz, kamu kaynaklarını "5'i bir yerde" şirketlerinize seferber ederek tüm otoyolları, tünelleri, köprüleri, havaalanlarını "kamu-özel iş birliği" adı altında yağmaya açtınız. Halkımız hayatında hiç görmediği Osmangazi Köprüsü için yandaşlarınıza bedel ödüyor. "Şehir hastaneleri yapıyoruz." diye yandaş müteahhitlerinizi zenginleştirdiniz, "Cebimizden 5 kuruş çıkmıyor." diye işe başladınız, "Halkımıza hizmet etmek için zarar ediyorsak varsın zarar edelim." noktasına geldiniz. Müşteri garantili hastane yaptınız, halkın önüne 142 milyar dolarlık fatura koydunuz. Bunun adı da halka değil, apaçık, yandaş sermayeye hizmettir.

Değerli milletvekilleri, gerçekler ne baskıyla ne bağırarak çağırarak ne zorla ne manipülasyonla ne ceza tehdidiyle saklanamayacak kadar büyük. İşsizlik, güvencesiz çalışma, zamlar, vergiler, borç batağı altında yaşamak zorunda bırakılan halk çok gerçek. İşte bu koşullar altında asgari ücret tespit çalışmaları başladı. Asgari ücretin belirlenmesi süreci devletin toplumla yaptığı en büyük toplumsal sözleşmedir çünkü asgari ücret, ülkemizde sadece 10 milyon işçinin ve ailesinin değil, emeğiyle geçinen herkesin çalışma ve yaşam koşullarını belirleyen temel parametredir. Bildiğiniz gibi, eylül ayında IMF bu ülkeyle ilgili bir rapor açıkladı ve dedi ki: "Ücretleri, gerçekleşen enflasyon oranında değil, hedeflenen enflasyon oranında artırın." Şimdi, asgari ücret neye göre belirlenecek? IMF'nin talimatları doğrultusunda mı belirlenecek, gerçek enflasyon oranı dikkate alınarak halkın ihtiyaçlarına göre mi belirlenecek?

İktidarın paralel yapılar konusunda üstüne yok. Şimdi de "paralel enflasyon" diye bir şey yarattı. Damat Bakana göre enflasyon yüzde 8,5; devletin aldığı vergiye, harca, cezalara gelince yüzde 22,5; çarşıda, pazarda enflasyon neredeyse yüzde 55'i buluyor. Sendikalar düzenli olarak açlık ve yoksulluk sınırını açıklıyor. Asgari ücreti belirlerken 4 kişilik bir aileyi baz aldığınızda bu sınırların üstünde belirlemek zorundasınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım.

OYA ERSOY (Devamla) - Şimdi, bugün DİSK, 2020 yılının asgari ücretinin en az net 3.200 lira olması gerektiğini açıkladı ve aynı zamanda asgari ücretin yüzde 51'inin vergi ve kesintilere gittiğini ve bu nedenle de asgari ücretin vergi dışı bırakılması gerektiğini söyledi. Şimdi, diyeceksiniz ki: "Para var mı, nasıl verelim?" Evet, para var. Yandaş şirketlere aktardığınız paralardan, onlara uyguladığınız istisnalardan, muafiyetlerden, indirimlerden vazgeçerseniz, evet, para var. Kırk yıldır uygulanan ancak artık iflas eden neoliberal politikaları terk etme zamanı artık gelmiştir. Ücret artışına dayalı büyüme mümkündür ve insan onuruna yaraşır bir asgari ücret lütuf değil, haktır diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)