| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 05.12.2019 |
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu olan 144 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin bu maddesi için söyleyeceğim çok fazla şey yok. Özellikle, tarif edilen güvenlik personeline kullandırılacak olan ilaç ve tıbbi sarf malzemelerinden ücret veya katılım payı alınmayacağı yönündeki öngörü yerindedir diye düşünüyorum. Çünkü biz, sosyal devletin, sağlık hakkını tüm yurttaşlara parasız olarak sağlaması gerektiğini düşünüyoruz ve aslında sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak da sağlığın ticarileşmesinin durdurulması ve tüm yurttaşlara sağlık hakkının eşit bir şekilde sağlanması lazım.
Biz, bu yasa tekniğine dair de bir şeyler söylemek istiyoruz. Şimdi, sürekli olarak torba yasalar getiriliyor yamalı bir bohça gibi. Bu, aslında fiilî olarak OHAL sürecinin devam ettiğinin her defasında göstergesi oluyor. OHAL devam ediyor, KHK'lerin bütün etkileriyle sürdüğünü görüyoruz ve OHAL uzantısı torba yasalar ve buradaki maddeler de önümüze geliyor. Bir an önce bu fiilî OHAL durumunun ortadan kaldırılması gerektiğini ve bu OHAL uzantısı yasa yapma tekniğine son verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yani ceberut bir devlet anlayışıyla yürütülen, sürdürülmeye çalışılan bir iktidar var ve bunun yarattığı sonuçlar her gün yurttaşları hem ekonomik krizin ağır şartlarına itiyor hem de halk üzerindeki istibdat rejimi yoğunlaşarak, artarak kendini sürdürüyor.
Bugün burada bahsedildi, dendi ki: "Biz bir vesayet rejimini ortadan kaldırdık." 5 Aralık vesilesiyle söylendi. Bir vesayet rejimi belki ortadan kaldırıldı ama başka bir vesayet rejimi ortaya konuldu. Bunun göstergeleri neler diye baktığımız zaman, örneğin Demirtaş 6,5 milyon insanın iradesini temsil ediyor ve tutsak. Bugün cezaevinde sağlık hakkının gasbedilmeye çalışıldığına tanıklık ediyoruz. Yine, tutsakların cezaevlerinde sağlık hakkına müdahale edilerek ekstra cezalandırıldığını görüyoruz.
Değerli arkadaşlar, AKP vesayet rejimini kaldırmadı, aslında yeni bir vesayet rejimiyle bu süreci sürdürüyor. Bugün AKP'nin partimize yönelik yaptıklarının, KHK'lilere yönelik yaptıklarının, muhaliflere yönelik yaptıklarının aslında "Başörtülü eşi olan Cumhurbaşkanı olamaz." mantığıyla aynı olduğunu, bire bir eşit olduğunu düşünüyoruz. O yüzden de şunu söyleyeceğim ben: Saray korkusu ahiret korkusunu çoktan aştı.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Sen ahiretten korkuyor musun?
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Onca kul hakkının hesabını AKP milletvekilleri, AKP nasıl verecek; onu bilemiyoruz.
Şimdi, biraz da asgari ücrete dair konuşmak istiyorum. Asgari ücretin belirlenmesi için toplanılıyor. Bir kere, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun tamamen sermaye yanlısı bir komisyon olduğunu ve tamamen patronların ve devletin, Hükûmetin çıkarlarına göre kararlar aldığını ve yine, devletin, kendilerinin belirlediği TÜİK verilerine göre bir asgari ücret belirlediklerini görüyoruz. Dolayısıyla Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısının tamamen değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve bu Meclisin hak gasplarıyla dolu bu torba yasaları değil de işte böyle yasalar çıkartması gerektiğini düşünüyoruz. Asgari Ücret Tespit Komisyonunda işçilerin ağırlığı artırılmalıdır, sermayenin ve devletin koltuk sayısı orada azaltılmalıdır diyoruz.
Yine, asgari ücretten vergi alınmaması gerektiğini düşünüyoruz çünkü bu ülkede vergiler tamamen ücretlilerden ve yurttaşlardan alınıyor, yüzde 90'ına yakını bu şekilde toplanıyor ve krizin faturası da yine halkımıza ödetiliyor ve şu anda büyük bir ekonomik krizle yurttaşlar karşı karşıya. Asgari ücretten vergi kaldırılarak bir nebze olsun, bir miktar olsun bu sorunun hafifletilebileceğini düşünüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Yine, asgari ücret belirlenirken, asgari ücret sadece Türkiye'deki ücretlilerin alacağı en az ücreti belirlemiyor, asgari ücret pek çok şeyi de belirliyor; örneğin emekli maaşlarını, SGK primlerini, işsizlik ödeneklerini ve evde bakım hizmetleri gibi pek çok şeye etki ediyor. O yüzden işçilerden, emekçilerden yana bir şekilde çok daha dikkatle ve düzgün planlanmalı. Bunun için, örneğin bakanlar, vekiller, sendika konfederasyonları o masada bordrolarını da oraya koymalılar ve kendi bordrolarına bakarak asgari ücrete yaklaşmalılar. Asgari Ücret Tespit Komisyonu işçiler lehine yapılandırılmış olmalı ve böylece de belirlenebilmeli diye düşünüyoruz. Ekonomik krizin faturası yine işçilere ödetilmemeli, işçiler müzakere sürecinde grev ve toplu eylem haklarını kullanabilmeliler ve büyümeden asgari ücretliler ve emekçiler pay almalı diyoruz.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)