| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 05.12.2019 |
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu torba kanun teklifinde, keyfîliğin önünü açacak, vatandaşların kişisel verilerinin gizliliğinin çiğnenmesine neden olabilecek çok sıkıntılı maddeler olduğunu açıkça görüyoruz. Mesela, 1700 sayılı Dahiliye Memurları Kanunu'nda yapılan değişiklik planına göre, birinci sınıf memurların bu statülerini kaybetmelerinde nihai karar yetkisi İçişleri Bakanına veriliyor. Ömürlerini devlete hizmete adamış kişilerle ilgili nihai kararı bir siyasinin vermesi kabul edilemez. Partisi ya da siyasi kimliği ne olursa olsun bir siyasetçiye devletin tecrübeli memurları hakkında bu kararları alabilme yetkisini vermek çok büyük bir yanlış olur; bu, devlet geleneğimizle bağdaşmaz. Birinci sınıf devlet memurlarına bu unvanı, kendileri gibi tecrübeli devlet adamlarından oluşan bir komisyonun vermesinin ve geri almasının doğru olduğunu düşünüyorum.
Bir de Dernekler Yasası'yla ilgili madde var. 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 23'üncü maddesi değiştirilerek derneklere, tüm üyelerini ve bunların kimlik bilgilerini idareye bildirme zorunluluğu getiriliyor. Demokrasiyle bağdaşmayacak, sivil toplum örgütlerine çok büyük zarar verecek bu maddenin burada görüşülüyor olması bile abestir, sivil toplum kuruluşlarının ruhuna ve varlık sebebine aykırıdır. Bu, zaten güçlükle ayakta duran sivil toplum kuruluşlarının üye bulamamalarına neden olur.
Bir ülkenin sivil toplum kuruluşları ne kadar güçlüyse o kadar güçlüdür. Sivil toplum kuruluşları hayatın içinde ne kadar fazla olursa, ülkenin sorunlarına ne kadar fazla eğilirse ülkemiz daha yaşanabilir bir ülke olacaktır. Bizlere düşen de sivil toplum kuruluşlarını desteklemek, onların sivil kalmalarını sağlamaktır. Ancak bizler sivil toplumu güçlendirecek yasaları, sivil toplumların bağımsızlıklarını teminat altına alacak çalışmaları yapmak yerine, sivil toplum örgütlerinin yeni üye bulmalarını zorlaştıracak kanunları konuşuyoruz burada.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin çok değerli üyeleri, bizler milletin vekilleriyiz, önceliğimiz millet ve milletin sorunları olmalı. Bugün kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinin yıl dönümü. Kadına seksen beş yıl önce bu hakları veren bir devlet bugün kadın cinayetleriyle boğuşuyor. "Birini öldürecektim, rahat öldüreceğim birini aradım." diyen bir manyak elini kolunu sallaya sallaya sokaklarda dolaşıyor, gencecik kızımızı katlediyor; biz burada "Hayatını devlete adamış memurun elde ettiği bir sıfatı İçişleri Bakanı kaldırabilsin mi?"yi tartışıyoruz. İnsanlar yokluktan, açlıktan, çaresizlikten kendi evlatlarını, eşlerini öldürerek intihar ediyor; biz burada "Trafikte kimlerin arabasında çakar olsun?"u tartışıyoruz. Asgari ücretliler perişan, çiftçi artan maliyetler nedeniyle toprağını ekemeyecek hâlde, emekli pazara gitmektense mezara gitmeyi tercih eder durumda, pazarda zamlanmayan ürün neredeyse yok; bizler ise "Hangi yetkiyi verelim?"i oyluyor ve konuşuyoruz. Cumhurbaşkanına hakaret edenlere karşı tavrınızı asayiş için de bekliyoruz. Adam elini kolunu sallaya sallaya cezaevinden kaçmış, potansiyel suç makinesi; biz burada ülke daha iyi olsun diye çalışan sivil toplum kuruluşlarının üyelerini fişlemeyi konuşuyoruz. İstanbul'da, Ankara'da, Bursa'da, Gaziantep'te, Urfa'da, Hatay'da hiç Türkçe konuşulmayan mahalleler var, aç kalsan Türkçe isteyerek ekmek bulamayacaksın.
ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Gaziantep'te öyle bir şey yok.
TUBA VURAL ÇOKAL (Devamla) - Gidip gezin o zaman.
Haydi, Suriyelileri "savaş" falan dediniz, doldurdunuz. Bu kadar Afgan'ın, Afrikalının, Libyalının, Iraklının, İranlının elini kolunu sallaya sallaya bu ülkeye gelmesi normal mi? Tabii ki değil. Eğitim diyoruz, devlet okullarının yarısı tek kelime Türkçe konuşmayan göçmen çocuklarla dolu. Senin ülkene kaçak giriş yapan, kimseye hesap vermeden yaşayan milyonlarca kişinin kaydını almayan devlet, derneğe üye olanın kimlik bilgilerini bilmek istiyor. Sağlıkta skandallar almış başını gitmiş, fıkra gibi bir ülke. Son dönemlerde yaşadıklarımızı ancak fıkralarda görürüz.
On iki bin yıllık Dipsiz Göl'ü define aramak için devlet gözetiminde yok ettiniz. Bunu başka bir ülkede ancak absürt bir komedi filminde görebilirsiniz, tabii hayal eden bir senarist bulabilirseniz.
AKP tarafından Meclise getirilen ve AKP oylarıyla Meclisten geçen yasayı aynı zamanda AKP Genel Başkanı olan Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan veto etti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Çokal.
TUBA VURAL ÇOKAL (Devamla) - Yüz binlerce kişinin sağlığını hiçe sayan bu yasayı Meclise getiren arkadaşlar da yasayı veto ettiği için Cumhurbaşkanına teşekkür etti.
Ha, bir de bebeğe tektaş yüzük takan müşavirler var bu ülkede. Hukuk olan bir ülkede bu müşavire "Bu şatafatı nasıl yaşıyorsun, nasıl aldın, nasıl elde ettin?" diye hesap sorarlar. Çok sevdiğim bir benzetmeyi buradan söylemek istiyorum: "Bu ülke, emeklilikte yaşa takılanlardan sonra emeklerken tektaşa takılan bebekleri bile gördü." deyip Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)