GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:27
Tarih:05.12.2019

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, milletvekilleri; 69'uncu maddeyi kaçırdığımız için değinmek durumundayım. Gerçekten 5 konuşmam vardı, 1'e indiğine göre umuyorum ki en az 5 maddede uzlaşma sağlanmıştır. 69'uncu madde, radyo ve televizyon yayınlarında uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklarla mücadele yükümlülüğünü öngörmüştür. Evet, uyuşturucu tamam ama uyuşturucu yanında, "zararlı alışkanlıklar" kavramı, öznel bir kavramdır. Bu kavram, yaşam tarzına müdahale riskini beraberinde getirmektedir. Demokratik toplum, çoğulcu toplum ilkesine aykırılık teşkil edebilir. Bir tür toplum mühendisliği kuralıdır. Bu bakımdan, hukuk devleti ilkesine, Anayasa madde 13'e, 17'ye, İnsan Hakları Sözleşmesi madde 8'e açıkça aykırıdır.

Dördüncü bölüme geçiyorum. Dördüncü bölümde çok sayıda sorunlu madde bulunmaktadır. Bu bölümde yer alan birçok madde, temel hak ve özgürlüklerle çelişen ve Anayasa'ya aykırı hükümler öngörmektedir.

1) Türkiye'ye girişlerine izin verilmeyecek yabancıların, işlemleri sonuçlanıncaya kadar sınır kapılarında bekletilmesine ilişkin olarak yasallık ilkesine aykırı bir düzenleme getiren 73'üncü madde, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını ihlal edecek bir kapsamdadır.

2) Sınır dışı etme kararlarına karşı, idari yargıya başvurmaya ilişkin olarak öngörülmüş on beş günlük süreyi ciddi bir hukuki başvuru için hiçbir anlam ifade etmeyecek kısalıkta olan yedi güne indirmeyi öngören 78'inci madde, hak arama özgürlüğünün özüne dokunmaktadır.

3) Sınır dışı kararında ihlale teşebbüs edenler ölçütünü kanunlaştırmayı öngören 79'uncu, madde geri gönderme yasağıyla çelişen durumlar yaratma riskini belirgin şekilde içermek suretiyle yabancı kişinin temel hak ve özgürlüklerini bütünsel olarak tehdit etmektedir. Dolayısıyla "ihlale teşebbüs suçu" diye bir suç da olamaz zaten.

4) Yabancıların uyruklarının tespiti amacıyla hâkim kararı olmadan elektronik cihazlarının ve iletişim cihazlarının incelenebileceğine ilişkin olan ve yabancının kişisel verilerinin korunmasına ilişkin olarak hiçbir güvence getirmeyen 80'inci madde, özel yaşam hakkına aykırıdır.

5) İdari gözetime seçenek olarak elektronik izlemeyi öngören 81'inci madde, yine özel yaşam hakkına aykırıdır.

6) Sınır dışı edilecek yabancıların mevcut parasının temel gereksinimleri karşılayacak miktar haricinde hazineye irat kaydedilebileceğine ilişkin 83'üncü madde, mülkiyet hakkını ihlal etmektedir, Türkiye'nin onurunu uluslararası toplum önünde zedelemektedir.

7) Refakatsiz çocuk olan kardeşlerin mümkün olduğu ölçüde bir arada bulundurulacağına ilişkin kuralı kaldırmayı öngören 85'inci madde, aile yaşamına saygı hakkıyla çelişkili durumlara yol açma riskini beraberinde getirmektedir.

8) Herhangi bir sağlık güvencesi olmayan ve ödeme gücü bulunmayan yabancıların 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümlerine uluslararası koruma başvuru kaydından itibaren tabi olacakları süreyi bir yıla indiren 90'ıncı madde, zorunlu göçün yol açtığı fiziksel ve psikolojik sorunları yaşayan, düzenli geliri bulunmayan, çalışma izni alamayan yüz binlerce kişinin temel bir hakkı olan sağlık hakkına erişmelerinin engellenmesi tehlikesini beraberinde getirmektedir.

Ben sadece birer cümleyle bunları belirtebildim. Tabii ki bu acelecilik, bu koşturma -Divanda bile bu maddelerin birbirine karıştırılması, Divanın kusuru değildir tabii- belki bu kadar baskı yapan, nitelikli yasadan vazgeçtik, bir yasanın temel ilkelerini yansıtan bir metin olarak ortaya çıkmasını engelleyen bu hızlı süreç, bizim ancak bu kadarıyla yetinmemiz sonucunu doğuruyor.

Bu itibarla, eğer böyle bir yöntemin bizim açımızdan Anayasa madde 17'yle, insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir muamele olduğunu belirtirsek, bizim yaptığımız bu yasanın, bir yasanın temel ilkelerine ne kadar uygun olduğunu anlayabiliriz, tahmin edebiliriz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen, bir dakikada toparlayalım Sayın Kaboğlu.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Bu vesileyle, tekrar hatırlatıyorum sayın Komisyona: 11'inci maddede, gerçi geçen hafta burada bazı vekiller Anayasa dersi vermeye kalkıştı ama tam bir gün sonra, tam da bizim "Niçin Anayasa'ya aykırıdır?" biçiminde sorduğumuz soruya yanıt olarak "Sözlü sınavın nasıl yapılacağı kanunla belirtilir." dedik ama "Hayır." dendi, ısrarla, inatla geçirildi. Anayasa Mahkemesi tam da o ölçütü kullanarak bir başka yasayı iptal etti. Bu vesileyle, tümüyle oylamada 11'inci maddeyi de oylayacağımıza göre, madde 152/(3)'e 153 sona açıkça aykırı olacak. Bunu da dikkatlerinize sunuyorum.

Çoğu zaman, anayasallık sorununu dile getirdiğim zaman bazı vekiller buna çok kızıyorlar ama hepimizin Anayasa'ya göre Anayasa'ya sadakat yeminini ettiğimizi, hak ve özgürlükleri koruma yeminini ettiğimizi, andını içtiğimizi ve hak ve özgürlükleri koruma andının yabancıların da hak ve özgürlüklerini korumayı içerdiğini ve bunu namus ve şerefimiz üzerine yaptığımızı hatırlatarak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Hocam.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan, selamlıyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - ...vekillerin, lütfen, "Anayasa" dediğimiz zaman kızmamalarını, özellikle ant metnini tekrar okumalarını... Çünkü eğer biz Anayasa'ya saygı göstermezsek, hani, 69'a koyduğumuz zararlı alışkanlıklar, bizim zararlı alışkanlığımız bizi Anayasa dışına iter. Her ne kadar cebir ve şiddet kullanmıyor olsak da Türk Ceza Kanunu madde 309'un öngördüğü Anayasa'yı ihlal suçunu daha ağır sonuçlar doğurması açısından işleme riskine koşarız.

Hepinize saygılar sunarım efendim. (CHP sıralarından alkışlar)