GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:29
Tarih:10.12.2019

AK PARTİ GRUBU ADINA RÜMEYSA KADAK (İstanbul) - Sayın Başkan, çok kıymetli Genel Kurul; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2020 bütçesi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım.

Tabii, böyle özel bir günde, öncelikle genç bir kadın olarak, tüm toplumu derin bir hüzne boğan, Ceren Özdemir, Emine Bulut, Güleda Cankel ve belki ismini burada anmadığımız daha nicesinin, tüm kadınların, tüm mağdurların adına açıkçası söz almak istedim bugün. Maalesef, günümüzde, kadınlar hâlâ en çok şiddet olaylarıyla gündeme geliyor. Aslında, bugün size, üniversitelerden mezun olan öğrencilerin çoğunluğunun kadın olduğundan bahsetmek isterdim ya da üniversite kadrolarına baktığımızda, fırsat eşitliğini yakaladığımızdan, hatta akademisyenlerimizin çoğunun kadın olduğundan bahsetmek isterdim ya da daha 34 yaşında ABD'nin en önemli üniversitelerinin birinde kanser çalışmaları dalında kendi laboratuvarlarında araştırmalarını yürüten Canan Hanım'dan bahsetmek isterdim bugün sizlere.

Bütün bunlardan bahsetmeliyiz, bütün bunları konuşmalı ve gurur duymalıyız bizler aslında. Ülkemizin kadınlarının ve kadınların toplumdaki yerini artırmak için son yirmi yılda attığımız adımları ve elde ettiğimiz kazanımları konuşmalıyız. Fakat topluma baktığımızda, topluma bu denli katkı sağlayan başarılarına rağmen hâlâ toplumsal şiddetin en büyük mağdurları olarak görüyoruz kadınları.

Tabii, şiddetten bahsedeceksek şiddeti de tanımlamalıyız bence. Şiddetin tespitini çok daha doğru yapmalıyız özellikle burada, Genel Kurulda.

Şiddet toplumsal bir problemdir; beraber yaşama kültürümüzün bozulmasıyla, karşılıklı toleransı, iletişimi ve sevgiyi kaybetmemizle ortaya çıkar. Aslında her birimizin kolektif olarak biriktirdiklerimizdir şiddet. Bu nedenle, ancak kolektif bir iradeyle bunun üstesinden gelebiliriz. Bu kolektif iradenin çok ufak nüanslarla bunu başarabilmesi de aslında mümkün. Örneğin, bugün birbirimize daha fazla gülerek, burada konuşan konuşmacıları daha büyük saygıyla dinleyerek, insanların, özellikle çalıştığımız insanların her şeyden öte insan olduklarını hiçbir zaman unutmayarak, birbirimize belki selam vererek ya da gülümseyerek de başlatabiliriz aslında.

Sokakta, Mecliste, futbol sahasında olanlardan aslında her birimiz birey olarak sorumluyuz bugün. O sebeple sizden ricam, hazır 2020 yılına sayılı günlerimiz kalmışken en azından Genel Kurulda bu konuyu dikkate almamız; birbirimize had bildirmek yerine nezaketle, saygıyla birbirimizi eleştirmeyi herkese göstermemiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Çünkü aslında, bizler, burada sadece o anki tepkilerimizle konuşmuyoruz; bizler, burada, aslında bizi seçen insanlara, farklı görüşten insanlarla nasıl iletişime geçileceğini de gösteriyoruz. Keşke sadece burada değil, bugün, asansörde, kuyruklarda, üniversitede, futbol sahasında, Genel Kurulda, aslında her alanda, mesela önümüzdeki Fenerbahçe-Beşiktaş maçında da bunu gösterebilsek. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Maçın sadece başında değil, sonunda da el sıkışabilsek; belki o zaman 17 yaşındaki Muhammed'i kaybetmezdik. Keşke bu toleransı Genel Kuruldan başlayarak toplumun her aşamasında görebilsek bizler. O yüzden, sizden, her birinizden rica ediyorum, sadece sizlerden değil, gençlerden de... Bugün, sosyal medya, maalesef gençlerin en çok kullandığı alan, nefret söylemini en çok barındıran alan olmuş durumda. Birbirimize olan tahammülün bu denli azaldığını, toplumsal şiddetin bu denli normalleştiğini görmek gerçekten çok üzücü. Bazen profillerimiz, isimlerimiz, fotoğraflarımız gerçek olmayabiliyor ama yaydığımız şiddet, aslında topluma kattığımız nefret söylemi maalesef gerçek.

Özellikle genç arkadaşlarımdan rica ediyorum. Bugün, hangi görüşten olursak olalım, fikirlerimiz ne kadar zıt düşerse düşsün, ifade özgürlüğümüzden asla ödün vermeden, nefret ve şiddet yayanlara fırsat vermeyelim. Bu yaydığımız şiddet, bir genç kızın, bir annenin, belki bir futbol taraftarının, çocuğun, bir göçmenin, bir yaşlının, bir hayalin maalesef sonu oluyor; dönüp dolaşıp Muhammed'in, Ceren'in sonu oluyor maalesef. Fikir ve görüş ayrılıklarımız olabilir ama unutmamamız lazım, bu ülke her birimizin. Ne olursa olsun, maçın sonunda el sıkışabilelim lütfen, birbirimize saygı duyalım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Her şeyden önce, kimseye had bildirmeye kalkmayalım mesela. Lütfen, toplumsal olarak şiddeti yayarak başka bir genç arkadaşımın daha canına son vermeyelim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Kadak.

RÜMEYSA KADAK (Devamla) - Ben, öncelikle bu toleransı, burada belki en genç kardeşiniz olarak Genel Kurulda görmek istiyorum. Maalesef, zaman zaman bizi üzen davranışlara da şahitlik ediyoruz. Lütfen, hep birlikte, bu şiddetin aslında ne kadar kolay yayıldığını unutmadan, öncelikle burada "Şiddete hayır." diyelim. Sadece bir "tweet" atıp ertesi gün sorumluluk almaktan çekinmeyelim. Bu sözlerimizin ve burada yaptığımız konuşmaların lütfen arkasında duralım.

Teşekkürler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)