| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 10.12.2019 |
AK PARTİ GRUBU ADINA ZEYNEP GÜL YILMAZ (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa Mahkemesinin bütçesi hakkında AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Bildiğimiz üzere, Anayasa Mahkemesinin, yasaların Anayasa'ya uygunluğunun denetlenmesi, siyasi partilerin denetlenmesi ve Yüce Divan sıfatı gibi üç görevi vardır; 1961 Anayasası'yla sisteme girmiş, bugüne kadar birtakım yapısal düzenlemelerle görevine devam etmiştir. İktidara geldiğimiz 2002 yılından bu yana, temel hak ve özgürlüklerle hukuk devleti zemininde ciddi reformlar ve yapısal değişiklikler hayata geçirilmiş, bunun yanında ulusal yükümlülüklerimizden de taviz verilmemiştir. Bu bağlamda, Anayasa'nın 90'ıncı maddesine eklenen ve 2004 yılında yürürlüğe giren temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmalar ile kanunların aynı konuda çelişmesi durumunda milletlerarası anlaşmalara üstünlük tanınacağı hüküm altına alınmıştır.
Devrim niteliğinde bir düzenleme de 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle 148'inci maddesinde getirilen bireysel başvuru hakkıdır. Bireysel başvuru, kamu gücü tarafından temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kişilerin başvurdukları olağanüstü bir kanun yoludur. Temel amacı, hak ihlaline neden olan durumları tespit ederek kamu makamları tarafından giderilmesini sağlamak ve yeni ihlallerin ortaya çıkmasını önlemektir. Bireysel başvuru Türk hukuk sistemine önemli yenilikler getirmiş, Anayasa Mahkemesi sadece normların Anayasa'ya uygunluğunu denetlemekten çıkmış, bu kapsamda bireysel başvuru uygulamasının başladığı 23 Eylül 2012 tarihinden bu zamana kadar toplam bireysel başvuru sayısı da 244.783 olmuştur. Anayasa Mahkemesi bu başvuruların yaklaşık yüzde 80'ini karara bağlamıştır. Toplam karara bağlanan dosya sayısı ise 197.761'dir; bu dosyaların yüzde 89'u kabul edilmezlik kararı, yüzde 6'sı ise ret şeklindedir, yüzde 4 oranında başvuruya ise hak ihlali kararı verilmiştir, 47.022 dosya hâlen derdest olup bu da yüzde 19'unu teşkil etmektedir. Bireysel başvuru sonrasında yapılan düzenlemeyle, Anayasa Mahkemesinin üye sayısı da artırılmış, Türkiye Büyük Millet Meclisine, Anayasa Mahkemesine üye seçme yetkisi de verilmiştir.
Bireysel başvuru uygulamasının yanı sıra, Adalet Bakanlığı bünyesinde İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı da kurulmuştur. 2013 yılından itibaren faaliyet gösteren bu Komisyona, bugüne kadar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yönünden 8.934 başvuru yapılmış, bu başvuruların 8.931'i karara bağlanmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu Komisyonu iç hukuk yolu olarak kabul etmiş ve yapılan birçok başvuruyu, İnsan Hakları Tazminat Komisyonuna başvurulabileceği gerekçesiyle reddetmiştir. Bu düzenlemelerle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular da oldukça azaltılmıştır.
Tabii, bunun yanında eleştirebileceğimiz noktaları da vardır Anayasa Mahkemesinin. Bireysel başvuruyla temel insan hak ve özgürlüklerinin olay bazında belirlenmesi, ihlal edilen hakkın onarılması ve gerekli önlemlerin alınması için Anayasa Mahkemesine verilen yetki, yüksek mahkemeler başta olmak üzere, mahkeme kararlarına yönelik bir denetim mekanizması asla değildir. Anayasa Mahkemesinin zaman zaman ilk derece mahkemelerin yerine geçerek yerindelik denetimi dahi yapması, mahkemenin kararlarını maalesef tartışılır hâle getirmiştir. Örneğin, Can Dündar ve akademisyenlere ilişkin 26/7/2019 tarihli kararı gibi. Anayasa Mahkemesinin, Türk Ceza Kanunu'nda ve Terörle Mücadele Kanunu'nda suç sayılan eylemleri işleyenlerin, terörü övenlerin, terör yanlısı tavır takınanların ceza almasını hak ihlali sayması, bir kere hukuki açıdan büyük bir problem olup bu karar milletimizin kamu vicdanını da yaralamıştır. Sonucunda terörün haklı çıktığı bir kurgusal hukuk mantığı kabul edilemez. Bu, aynı zamanda evrensel hukuk kurallarına da aykırıdır. Tam da özellikle yurt içi terörle mücadelede sona gelindiği, sahada kahraman güvenlik güçlerimizin ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu kahraman Mehmetçiklerimizin büyük fedakârlıkla mücadele ettiği bir zamanda, bu şekilde kararlarla onların da moral motivasyonunun olumsuz etkilenmesi ihtimaline karşı Anayasa Mahkemesinin çok daha dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika ekliyorum, toparlayalım.
ZEYNEP GÜL YILMAZ (Devamla) - Bu tür kararlar, özellikle başta PKK, FETÖ gibi terör örgütleri olmak üzere, Türkiye'deki bazı terör odaklarına ve bu terör odaklarını destekleyen, savunan sinsi odaklara bir hukukî boşluk açmamalıdır.
Bu düşüncelerle Anayasa Mahkemesinin ve diğer tüm kurumlarımızın bütçelerinin memleketimiz için, ülkemiz için hayırlı olmasını diliyor, saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)