GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:30
Tarih:11.12.2019

AK PARTİ GRUBU ADINA ZÜLFÜ TOLGA AĞAR (Elâzığ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 2020 yılı bütçesi üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özelleştirme, dar anlamıyla, kamu mülkiyetindeki işletmelerin özel sektöre devridir. Geniş anlamda özelleştirme ise piyasaların serbest piyasa koşullarına uygun hâle getirilmesi demektir. Özelleştirmenin hem ülkemizde hem Avrupa'da hem de dünyanın birçok ülkesinde gündeme girmesinin sebebi, devletlerin kurduğu veya kurmak zorunda kaldığı iktisadi teşebbüslerin etkinliklerinin zayıflaması, rekabetçi piyasalara ayak uyduramamasının ve teknolojik anlamda atılımlar yapamamasının sonucudur. Kamu iktisadi teşebbüslerinin iktisadi sistem içinde sayısının artması, Avrupa ve ABD'de bir zorunluluğun sonucudur. KİT'lerle piyasaya müdahale, 1929 ekonomik buhranının serbest piyasa ekonomisini benimsemiş devletleri mecbur bıraktığı bir ara çözümdür. ABD ve Avrupa ülkeleri ağır işsizlik, ekonomideki durma seviyesine ulaşmış sert daralmaların etkilerini azaltmak, ekonomilerine tekrar can suyu verebilmek için KİT'leri kurmuşlardır. Ülkemizde ise KİT'ler bir zorlamanın sonucu değildir; uzun yıllar süren savaşlarda ekonomisi çökmüş, genç ve eğitimli nüfusunu maalesef, şehit olarak bırakmış, sermayesini kaybetmiş olan memleketimizde genç cumhuriyetimiz için bir sanayi nüvesi oluşturmak, sanayi ve ticaret kültürünü yerleştirmek, girişimciler için örnek teşkil edecek işler yapmak için KİT'ler kurulmuştur ve zayıf olan sektörlerde -sizin de takdirinizdedir ki- özel sektörün yatırım yapmadığı sektörlerde devletimiz yatırım yapmıştır, bunun için de KİT'leri kurmuştur.

KİT'ler ülkemiz için çok önemli bir işlev gördü. Sanayimizde lokomotiflik yaptı; o zamanki sanayimizi ayağa kaldırabilmek, iş adamlarımıza örnek olabilmek için birtakım şirketleri oluşturdular kendi çabalarıyla.

Özelleştirme uygulamaları Avrupa ve ABD'de 1960'lı yılların başında başlamış olup 1980'li yılların sonunda kendi üretimini, kendi olduğu sektördeki görevlerini tamamlamışlardır. Türkiye'de ise 1970'li yılların sonuna doğru gündeme gelmiş, 1984'te -rahmetli Özal'ın- çok fazla siyasi tartışmalarla gündem hâline gelmiştir. 1994 yılında SHP'nin koalisyon ortağı olduğu dönemde özelleştirme yasal ve anayasal zeminine kavuşturulmuştur.

Bunları şunun için anlatıyorum: Birincisi, özelleştirme aslında bir tercih değildir, küreselleşmiş ekonomik düzende iktisadi sistemlerin ayakta kalma mecburiyetinin sonucudur.

İkincisi ise özelleştirme AK PARTİ'nin bir icadı değildir. Türkiye'de ilk özelleştirmeyi hükûmetlerimiz yapmamıştır; Meclisimizde bulunan bütün siyasi partiler veya devamı oldukları ideolojik ya da siyasi hısımlığı bulunan partiler ya özelleştirme uygulamalarını bizzat yapmışlar ya da mevzuatlarının hazırlanmasında yardımcı olmuşlardır.

Özelleştirme iki temel amaçla yapılır: Bir, mali amaç; iki, ekonomik amaç. Yani rekabetçi yapıyı güçlendirmek, verimliliği artırmak, teknolojik atılım yapmak sektörlerin ve diğer işletmelerin inovatif yapısını güçlendirmek içindir. AK PARTİ hükûmetleri verimliliği ve rekabetçi yapının güçlendirilmesini, teknolojinin yenilenmesini özelleştirme uygulamalarının merkezine koyduğu için bugün Türkiye'de birçok sektörde devasa atılımlar yapılmıştır. Yaptığımız özelleştirme uygulamalarıyla kamu üzerindeki finansman yükünü hafifletmiş, kaynak kullanımındaki verimliliği artırmış, piyasada rekabet ortamını oluşturarak Türkiye'deki makroekonomiye katkı sağlamışızdır. Bunun ispatı, milletimizin ve devletimizin, kanlı terör eylemlerine, hain darbe girişimlerine, açık ve örtülü finans odaklı ekonomik saldırılara maruz kaldığında ekonomimizin sendelemeden yoluna devam edebilmesinin sağlanmasıdır.

Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri, özelleştirilen KİT'lerle ilgili şunu söylemek istiyorum: İnanın ki bana, bu KİT'lerin çoğu yatırımlara, yenilenmelere ihtiyacı olan ve kamunun üzerine ciddi manada yük getirecek olan KİT'lerdir. Biz özelleştirmeler sayesinde bu KİT'lerin ciddi manada reorganizasyonuna öncülük ettik ve bunların devlet üzerindeki yükünü sıfıra indirmiş bulunmaktayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZÜLFÜ TOLGA AĞAR (Devamla) - Tamamlayabilir miyim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

ZÜLFÜ TOLGA AĞAR (Devamla) - Somut bir örnek vermek gerekirse, elektrik özelleştirmelerinde şu ana kadar yapılmış olan 1,1 milyar dolarlık yatırımı, özelleştirmeyi sağlamış olan firmaların üzerine yıkmış bulunmaktayız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ Hükûmetinin özelleştirmedeki bir farklı uygulaması da özelleştirmeleri bitirdikten sonra yapmış olduğu takiptir. Mesela, geçtiğimiz yıl yapılan 10 şeker fabrikasındaki özelleştirmede kota düzenlemesiyle, üretilemeyen şeker miktarını işletmelerden geri alarak -düzenlemeyle- tekrar pancar üretilmesini teşvik etmemiz. Sayın Cumhurbaşkanımız pancar üretimini korumak için iki önemli kararın altına daha imza attı. Birincisi: Nişasta bazlı şeker kotasını 10'dan 2,5'a düşüren kararı imzalayarak pancar üreticisinin üretimini teminat altına aldı. İkincisi de: Pancar fiyatını 300 TL olarak açıklayarak pancar üreticisinin gelirine teminat oluşturdu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZÜLFÜ TOLGA AĞAR (Devamla) - Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri, sözlerimin sonunda ekonomi yönetimine ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığına yapmış oldukları gayretlerden dolayı teşekkür ediyorum.

2020 bütçemizin de memleketimize hayırlı olmasını diliyorum.

Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)