GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm'ün 129 sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin üçüncü tur görüşmelerinde HDP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:31
Tarih:12.12.2019

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - Sayın Başkanım, teşekkürler.

Sayın Gülüm'ü dinledik: "Erkek akıl" "Erkek bütçe" "Kadınlar kutsal aile içinde öldürülüyorlarmış; ne gam(!)" "Siz sermayeye çalışıyorsunuz." "Sizin erkek yargınız."

Feminist hareketin şüphesiz dünya siyasetine, toplumsal hayatına getirdiği farklı bir perspektif var ve içinde kıymetli unsurlar olduğunu biliyoruz ama son derece abartılı yaklaşımın, feminizmin her şeyi erkek-kadın karşıtlığı çerçevesinde gören, tabiri caizse -bir deyimi kullanacağım- öküzün altında buzağı arayan yaklaşımların kimseye bir faydası olduğu kanaatinde değilim.

Kadınlara yönelik haksız uygulamaların, eşitsiz uygulamaların uzun bir tarihi vardır. Sanıyorum, Sayın Gülüm de bunu bilir, Aristo Efendimiz'e kadar uzanan bir geçmiş hikâye anlatılır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - Üstelik bunun dünya pratiğine bakıldığında, dünyanın birçok ülkesinde kadınlara yönelik ayrımcı tavırların özellikle bugün "modern" "gelişmiş" denilen ülkelerde dahi ne kadar acı verici bir şekilde yakın zamanlara kadar uygulandığını biliyoruz. İngilizlerin meşhur yazarı Virginia Woolf, 1936'da intihar etmişti. Ayrımcılığa uğrayanlardan birisiydi ve ikinci sınıf bir edebiyatçı olan kocası onu edebiyat toplantılarına çağırmazdı kadın olduğu için. Hindistan'daki Sati geleneğini herhâlde arkadaşlar da biliyorlardır, kocası ölünce kocasıyla birlikte kadın da yakılır. Maalesef, dünya pratiğinde bu tür acı verici olaylar vardır. Türkiye'nin geleneklerinden, geçmişinden kaynaklanan eleştirilmesi gereken unsurlar vardır ama Türkiye'deki temel yaklaşım, bizim inancımızın ve medeniyetimizin yaklaşımı şüphesiz böyle değildir. Normatif düzeyde insanlara o eşitlikçi şekilde nasıl davranılması gerektiğine ilişkin çok sağlam müktesebata sahip olduğumuzu biliyoruz. Tabii, pratik ile teori tarih içinde birbirinden ayrılıyor. Kadınların hakları için mücadele etmeyi anlarım ama bu abartılı dilin fayda sağlayacağı kanaatinde değilim. Bütçe erkek akılla hazırlanmış bir bütçe değildir, sonuçta, halk için, bu ülkenin bütün insanları için hazırlanmış bir bütçedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, bağlayın sözlerinizi Sayın Bostancı.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - Türkiye'de "sermaye" dediğimiz kesim, zengin kesim yüzde 1, yüzde 2'dir. Eğer bunları esas alan bir bütçe olsa halkın aklı ve irfanı böyle bir bütçeyi seçimlerde reddederdi, kendi çıkarlarını korumayan ve kollamayan bütçeler hazırlayan bir siyasal heyeti bir siyasal aklı reddederdi; buna dikkat etmek lazım eleştiri getirirken.

Ayrıca, Türkiye'nin modernleşme sürecinde yaşadığı ve arkasında çok farklı dinamiklerin olduğunu hepimizin bildiği birtakım cinayetleri, olayları yine aynı abartılı dille getirip siyasete tahvil etmek ve onun üzerinden bir eleştiri çıkarmak yaklaşımını da doğru görmüyorum, gerçekçi görmüyorum, açıklayıcı görmüyorum, çözümleyici görmüyorum.

Teşekkürler.