| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 13.12.2019 |
HDP GRUBU ADINA AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkenin en verimli topraklarında yani GAP'ın kapsadığı bölgelerde yaşayan halk, ülkenin dört bir yanına mevsimlik işçi olarak dağılıyor. Gittikleri yerde ise gayriinsani koşullarda, sağlık güvencesiz ve ırkçı uygulamalara maruz kalarak karın tokluğuna çalıştırılmaktadır. Bölge halkının refah düzeyinin yükseltilmesi GAP'la hedeflenmişti; maalesef, bölgenin tarım, sanayi, altyapı, enerji, işsizlik ve sağlık gibi birçok sorunu olduğu gibi duruyor, nüfus artışıyla bu sorunlar daha da büyüyor.
Türkiye'de pamuk ekim alanları azaltılıp pamuk ithal ediliyor. Urfa çiftçisi çok ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Mazot, zirai ilaç, gübre, tohum, girdi maliyeti yüzde 100 artmışken destekleme sınırlandırılıyor, elektrik ve sulama borcundan dolayı desteklemeler bloke ediliyor. On yedi yılda nohudu, mercimeği, samanı, pamuğu, sığırı ithal edecek kadar toprağı kısırlaştırıp, çiftçiye, açıkça "Git evinde otur, nasıl geçiniyorsan geçin." dediniz; çiftçiyi bankalara mahkûm ettiniz, çiftçi ağır banka borçlarını ödeyemiyor, bu koşullarda da tarım ve hayvancılık yapmaktan vazgeçiyor. Savaşa, sömürüye ve baskılara ayırdığınız bütçenin sadece onda 1'iyle çözülecek olan bu sorunlarla bölge halkını cezalandırıyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, Urfa'da sağlık alanında ciddi sorunlar yaşanıp iktidar tarafından görülmüyor. 2 milyonun üzerinde nüfusu olan Urfa'da 500 binin üzerinde Suriyeli de mevcut bulunmakta.
Urfa merkez ilçelerinde yaşayanların ulaşabildiği sadece bir tane kadın doğum ve çocuk hastanesi var. Urfa'da sağlık çalışanlarının koşullarına baktığımızda, günde ortalama 120 hasta bakılıyor. Bu koşullarda sağlıklı bir sağlık hizmeti alınabilir mi? Sağlık çalışanları robotlaştırılıyor.
Bu ağır temponun yanında, bir de Urfa İl Sağlık Müdürü hiçbir yazılı emir göstermeksizin 19 Eylülden bugüne Rojava'da devam eden operasyonlar gerekçe gösterilerek tüm sağlık çalışanlarının yıllık izinlerini keyfî bir şekilde iptal etmiş durumdaydı. Şimdi öğrendiğim kadarıyla bugünden itibaren sadece bir kesim doktor izinlerinin bir kısmını kullanabilecek ama görevlendirmeler devam ediyor, özellikle de Tel Abyad ve Resulayn'a. Peki neden? Çünkü kuzeydoğu Suriye'de masum insanlar öldürülüyor, Kürtler bir statü kazanmasın diye katliamlar yapılıyor. Birleşmiş Milletler ve UNICEF'in son açıklamaları Tel Rıfat'ta yapılan sivil katliamına dairdi, 12 kişinin katledildiği ve aralarında çocukların da olduğu belirtilmektedir. ÖSO çetelerinin sağlık hizmetine daha rahat ulaşabilmesi için sınır kentlerinin doktorları âdeta sürekli nöbet hâlinde bekletiliyor.
Evet, değerli milletvekilleri, iktidarın baskıyla demokratik siyaseti tasfiye etme operasyonları devam ediyor. 9 Ekim günü Urfa'da DTK çalışmaları gerekçe gösterilerek ev baskınları yapılmış, 53 arkadaşımız gözaltına alınıp 30 arkadaşımız tutuklanmıştır. Tutuklananlar arasında Cizre bodrumlarında yakılarak katledilen DBP parti meclis üyemiz Mehmet Yavuzel'in 55 yaşındaki hasta ve yaşlı annesi Hanım Yavuzel de var ve kemoterapi gören kanser hastası Mahmut Korkmazer ve yüzde 100 görme engelli Delil Akkurt da bulunuyor.
Yine, Hilvan Cezaevinde 65 yaşındaki ağır hasta mahpus Emine Aslan Aydoğan 3 Aralıkta kötüleşerek hastaneye kaldırılıyor ve orada yaşamını kaybediyor. Emine annenin defin işlemleri sırasında imama "Bu, bir terörist cenazesi." denilip dinî vecibeleri yerine getirilmiyor. Mardin kayyumu tarafından taziye evi verilmiyor ve taziye çadırı kurulması engelleniyor. 65 yaşında cezaevinde yaşamını yitiren bir annenin defin işlemlerine, taziyesine, dinî vecibelerine izin vermeyen bir iktidarla yönetiliyoruz.
Emine anneyi yakından tanıyordum, yıllarca birlikte çalıştık. Emine anne, sonuna kadar barışı savunan ve barış için mücadele eden bir insandı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla) - Başkan, bir dakika alabilir miyim.
BAŞKAN - Buyurun.
AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla) - Evet, bir gün adalet size de lazım olacak. Sizler, çözüm üretemediğiniz tüm meselelerde fişlemeyi ve işkenceyi bir yöntem olarak uyguluyorsunuz fakat insanlık onuru, güvenlikçi politikalarla, işkence ve tutuklamalarla yenilmeyecek kadar değerli ve güçlüdür.
Bu bütçe, kadınların, emekçilerin ve halkların bütçesi değil; bu bütçe, iktidarın kendini yaşatma bütçesidir.
Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)