| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 14.12.2019 |
CHP GRUBU ADINA HASAN BALTACI (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının bütçesi hakkında grubum adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, deprem bir doğa olayıdır, bir afet değildir. Deprem önlenemez ancak afet önlenebilir. Depremi afete dönüştüren plansız, çarpık ve ranta dönük şehirciliktir. Bu bakımdan, esas olan, afet yönetimi değil, risk yönetimini önceliğe almaktır. Ne yazık ki depremin öncesiyle ilgili bir risk planımız olmadığı gibi, sonrası için de bir planımız yok. En son Silivri'de yaşanan deprem İstanbul'un depreme hazır olmadığını bir kez daha göstermiştir. Silivri'de meydana gelen ve üç gün boyunca süren, bulunduğumuz coğrafyada normal büyüklükte bir depremin kaosa dönüşmesi, depremde insanların nereye gideceklerini bilememesi, telefonlara ulaşılamaması bunun en net göstergesidir. Depreme hazır değiliz. Sebepleri de belli: Plansız kentleşme, depreme dayanıksız yapılar, toplanma alanlarının ranta açılması, denetim faaliyetinin özelleştirilerek yapı denetim firmalarına verilmesi, depreme karşı dayanıklı kentler inşa etmek yerine imar rantını organize etmek için çıkarılan yasalar, fay hatlarını gözlemleyecek istasyonların hâlen kurulmamış olması, afet yönetim planının olmayışı, risk yönetim planının olmayışı ama esas sorun bilime ve akla değil, tek amacı kâr olan bir şahıs şirketi gibi bu ülkenin yönetilmesidir. (CHP sıralarından alkışlar)
Şunu unutmayalım: Türkiye'de yerleşim yerlerinin yüzde 92'si fay kuşaklarının üzerinde yer alıyor; nüfusun yüzde 96'sı deprem riskiyle yaşıyor. Buna rağmen "deprem" denince ilk aklımıza gelen şehrin İstanbul olması normaldir çünkü Türkiye nüfusunun beşte 1'i ve sanayinin yarısı İstanbul'dadır. Bilim insanları uyarıyor: "Otuz yıl içinde Marmara Denizi'nde 7 ve daha büyük şiddette bir depremin olma olasılığı yüzde 65'tir." Bu bakımdan "İstanbul depremi olacak mı, olmayacak mı?" tartışması bir an önce bitirilmelidir, gereken tedbirler acilen alınmalıdır.
En son, Kartal'da çöken, 21 kişinin hayatını kaybettiği Yeşilyurt Apartmanı'na, imar affı kapsamında Yapı Kayıt Belgesi almak için başvurulduğunu göz önüne alırsak denetimsizliğin ve bekleyen tehlikenin büyüklüğünü görebiliriz. Oysa deprem bütçesiyle otoyol yapmak yerine deprem riskini önceleyen bir kentsel dönüşümü hayata geçirebilirdik.
Ayrıca, değerli arkadaşlar, İstanbul'u bekleyen tek tehlike deprem değildir. Bakın, daha iki gün önce, bilim insanlarının tüm uyarılarına rağmen, Sayın Erdoğan, Kanal İstanbul Projesi'ndeki ısrarını bir kez daha ifade etti; hatta öyle ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu'na "Sen otur, işine bak." diyerek had bildirmeye kalktı. Sayın Erdoğan; Sayın İmamoğlu'nun işi, İstanbul'u sizden korumaktır. (CHP sıralarından alkışlar) Sayın İmamoğlu'nun işi, İstanbul'u yağmadan korumaktır. On binlerce yılda oluşan ekosistemin dengesini bozarak Marmara'yı ve Karadeniz'i öldürmenize, İstanbul'u yok etmenize izin vermeyeceğiz. Millet geçim derdindeyken, millet boğaz derdindeyken siz İstanbul'un boğazını sıkma peşindesiniz. Neymiş? Gemi trafiğini düzenleyeceklermiş. Neymiş? Tanker geçişlerini düzenleyeceklermiş. Neymiş? Boğaz'ın güvenliğini sağlayacaklarmış. Madem amacınız Boğaz'ın güvenliğini sağlamak, madem gemi trafiğini rahatlatmak; Kanal güzergâhını neden imara açıyorsunuz, neden Kanal güzergâhı üzerindeki tarım arazilerini imara açıyorsunuz? Amacınız belli; amacınız, inşaat baronlarına gelir sağlamak. (CHP sıralarından alkışlar)
Az önce bir milletvekili arkadaşım dedi ya "Kim bunlar?" diye; değerli arkadaşım, işte bu. İstanbul'u Katarlılara peşkeş çekemezsiniz, "Kanal İstanbul" adı altında "Katar İstanbul" yaratamazsınız, İstanbul'u katar katar satamazsınız! (CHP sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon) - Sermaye düşmanısınız ya.
HASAN BALTACI (Devamla) - Siz, sükse yapacaksınız diye, siz rant elde edeceksiniz diye İstanbul'u yok edemezsiniz. Mesele İstanbul'u depreme hazırlamak, mesele İstanbul'u yaşanabilir kent olarak tekrar inşa etmektir. Türkiye'nin önünde bir takoz varsa -Sayın Erdoğan öyle söylüyor- o takoz da sizin iktidarınızdır!
ŞAHİN TİN (Denizli) - "İstemezük, istemezük!" Başladınız yine.
HASAN BALTACI (Devamla) - Oradan laf atmakla olmaz.
Daha geçenlerde Genel Başkanınız uyardı: "Bir tarafta sermaye, bir tarafta halk var." dedi. Nerede olduğunuz belli kardeşim; siz, sermayenin yanındasınız, siz Katar sermayesinin yanındasınız! (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim Başkan.