GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Batman Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki, Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul ile Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy'un 129 sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin altıncı tur görüşmelerinde HDP Grubu adına yaptığı konuşmalarındaki bazı ifadelerine ve bütçe içerisinde Türkiye'nin terörle mücadelesine ilişkin kalemlerin muhakkak olacağına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:34
Tarih:15.12.2019

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Akış bozulmasın diye bütün konuşmacıların bitmesini bekledim. Birkaç hususun altını çizmek ve görüşlerimizi ifade etmek isterim. Birincisi: Bu barış akademisyenleri bildirisi geçmişte de çok tartışıldı. Devleti katliamcı olarak niteleyen bir bildiridir bu. Dolayısıyla, bunu bizim kabul etmemiz, halkın kabul etmesi söz konusu değildir. Orada yaşanan, eli silahlı birtakım çetelerin devrimci halk savaşı stratejisi çerçevesinde, kurtarılmış bölgeler oluşturma girişimidir. Devlet ne yapacaktı? Kenarda seyredip "Madem böyle bir işe kalkıştınız arkadaşlar, kolay gelsin." temennisinde mi bulunacaktı? Hiçbir devlet bunu yapmaz. Dolayısıyla, devlet gerekeni yapmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin, buyurun.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - Eğer değerli akademisyenler barış istiyorlarsa -söyleyecekleri ilk söz- ellerinde silahla -aynı zamanda o stratejinin bir parçası olan- "Arada sivillerin canı yansın, bundan zarar görsünler." stratejisi üzerine temellenmiş bu çete girişimine, bu alçakça, kabul edilemez girişime itiraz etmeleri gerekirdi; bir tane cümle yok.

Terör örgütünü görünmez kıl, devlete laf söyle, bunun adı "barış" olsun. Kusura bakmayın, bu barış bildirisi falan değildir.

İkincisi: Bir konuşmacı "70 bin öğrenci hapiste." dedi. Evet, hapiste insanlar var. Biz de "Hapiste kimler var?" diye onların sınıflamasını yaptığımızda, mesleklere göre yaparsak herhâlde "Şu kadar avukat, şu kadar öğretim üyesi, şu kadar esnaf..." Bu şekilde bir sınıflama da yapılabilir ama hapiste olan insanlara ilişin sınıflama öyle olmuyor. "Cinayet işleyenler, yaralama yapanlar, uyuşturucudan içeride olanlar, terör suçu işleyenler..." sınıflama böyle. Hukuk, mesleklere bakmıyor.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Öğrenci eylemlerinden dolayı, üniversitede yaşadıklarından dolayı Naci Bey, üniversitedeki koşullardan kaynaklı.

BAŞKAN - Sayın Toğrul...

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - O çok kısa bir süredir... Yani onu da hukuk değerlendirir.

Üçüncüsü: Ekonomik krizden bahsedenler hep terörist...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN -Tamamlayalım Sayın Bostancı.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - Bunun manası yok, kimse ondan bahsetmiyor ama herkes bilir ki uluslararası politikanın, güç politikasının bir aracı da ekonomidir ve buna ilişkin girişimlerin yerli birtakım unsurlarla lojistik destek sağladığı da muhakkaktır. Bunlar çok tartışıldı.

ÖSO'ya laf söyleniyor. Asıl burada korunmak istenen PYD terör örgütüdür. PYD terör örgütünün o bölgede neler yaptığı Birleşmiş Milletlerin raporlarında da vardır, Arap köylerini nasıl yağma ve talan ettikleri, oradaki Kürtleri -hep Kürtlerden bahsediyor ya arkadaşlar- nasıl zorla sürgüne gönderdikleri... ÖSO'nun içinde de Kürtler vardır ayrıca. ÖSO, orada Suriye halklarının özgürlük davası için bir terör örgütüne, bir çeteye karşı mücadele ediyor.

Diğer yandan "Suriye'deki operasyon işgaldir." vesaire. Bu lafların kastı bellidir. "PYD'ye kimse dokunmasın." asıl görünmez olarak söylenen, daha doğrusu, kelimelerde pamuklar içinde saklanan ifade budur. PYD, PKK'nın kardeşidir, terör örgütüdür...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Kan testi mi yaptın?

BAŞKAN - Lütfen tamamlayın Sayın Bostancı.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - ...o bölgede bütün Orta Doğu için taşıdığı tehlike bellidir. Dolayısıyla Türkiye'nin yaptığı sadece kendi güvenliği değil, bölgenin güvenliği içindir.

İbni Haldun'un bir lafı var, diyor ki: "Merhamet masumdur, her kalbe misafir olmaz." Çocukların ölümünden bahsediliyor burada. Kesinlikle bütün çocuklar bizimdir ve her insanın vicdanı, kalbi çocuklar için sızlar. Ama çıkıp da sadece belli bir kesimdeki çocukları öne çıkararak bir insanlık hikâyesi anlatmaya kalkışmak doğru bir tavır değildir. O kalpte merhamet misafir değildir.

Bir başka husus: Fotoğraflar üzerinden birtakım hikâyeler anlatılıyor. Fotoğrafları gösterirseniz başka türlü hikâyeler de anlatırsınız, bunun gösterge biliminde de karşılığı vardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir sürü insanla fotoğraf çektiriyor, al ve altına bir hikâye yaz. Bu hikâye yazma biçiminin geçmişte gazetelerde de, bulvar gazeteciliğinde de örnekleri vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Bostancı.

Buyurun.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - Tamamlayacağım efendim. Yani her birinde ayrı söz almadığım için, kusura bakmayın, sabrınıza da sığınarak devam ediyorum.

Diğer taraftan, bir konuşmacı "Neokemalist AK PARTİ." dedi, yüz yıllık bir hikâyeden bahsetti, geçmişte de buna ilişkin eleştiriler oldu. Yüz yıl deyince bunun içinde Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu babalarının ve o dönemde yönetimde görev alanların olduğunu unutmayalım. "Neokemalist" lafı çerçevesinde diyelim ki haydi AK PARTİ daha yeni, bu işleri kavrayamıyor ama Kemalizmin has partisi olanın bu tür eleştirilere karşı söyleyecek bir çift lafı olması gerekir diye düşünüyorum. Tabii, bilip de bilmezlikten gelme şeklinde bir siyasi pozisyon mevcut konjonktürde tercih edilebilir, o da onların takdiridir.

Bir başka husus: Değerli arkadaşlar, Türkiye terörle mücadele edecektir. Bu bütçenin içinde de terörle mücadeleye ilişkin kalemler muhakkak olacaktır. Terör örgütleri ortada affedersiniz dolaşıp dururken ve her türlü tahakküm stratejisini uygularken "Aman, Türkiye bu işlerle uğraşmasın, elinde çiçek sahte 'barış' desin." şeklindeki bir yaklaşım...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Bostancı.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - ...söylenmeyen bir söz olarak "Bırakın terör örgütleri istediği her şeyi yapsın." demektir ki bunu şiddetle reddediyoruz.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)