GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bingöl Milletvekili Erdal Aydemir, Van Milletvekili Murat Sarısaç, Ankara Milletvekili Tekin Bingöl ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan'ın 129 sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin sekizinci tur görüşmelerinde HDP ve CHP Grubu adına yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:36
Tarih:17.12.2019

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi genel itibarıyla değerlendirmek istiyorum. Şimdi, bir arkadaşımız "Genel Kurulda tiyatro oynanıyor." diyor bu bütçe görüşmelerine atfen. Vallahi, teessüf ederim gerçekten, yıllardır bu bütçe görüşmelerini hem vatandaşlarımız hem bizler takip ediyoruz ve bunun içerisindeyiz.

Ben sadece şunu hatırlatmak isterim: Bütçe, devlet ile vatandaşların ekonomik, mali, sosyal ve siyasi düzlemde bir araya geldiği bir alandır, süreçtir ve "bütçe hakkı" kavramının da iki yönü vardır, bir vatandaşlar bakımından, bir de Parlamento yönü itibarıyla. Efendim, genellikle Mecliste herhangi bir değişiklik yapılmıyor, genel olarak şikâyetçi olduğumuz bir husus. Yani bu eleştiri haklı görülebilmekle birlikte, bütçe sürecinin de sadece Parlamentoya gelen bir metin olarak algılanması yanlıştır çünkü bütçe, daha evvelki bütçe süreçleri de dikkate alınarak, neredeyse bir yılı bulan, yedi sekiz aylık bir çalışma neticesinde hazırlanan, aynı zamanda milletvekillerinin bu Mecliste yaptığı eleştirilerin, önergelerin, birtakım taleplerin, tekliflerin dile getirildiği ve vatandaşların, sivil toplum örgütlerinin de bütçeye ilişkin hususları dile getirdiği, taleplerin alındığı bir süreçtir. Dolayısıyla, Parlamento, bu anlamıyla da kesinlikle bir tiyatro oynamıyor.

Ceylan Önkol'dan bahsedildi, Allah rahmet eylesin. Daha önce araziye atılmış ancak patlamadan kalmış bir bombaatar mühimmatına...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - ...tahrayla vurarak patlama sonucu hayatını kaybettiği kanaatine varıldığı yargı kararıyla belirlenmiş. Kendisine tekrar Allah'tan rahmet ve ailesine de başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Fakat bunu ifade eden sayın konuşmacı bu hadiseyi öyle saptırarak anlattı ki, sanki "Karakoldan -Silahlı Kuvvetlerden- yapılan bir atışla bu çocuk öldürülmüş." anlamı çıkacak cümleler kullandı ki bu doğru değil. Bölgede, zaman zaman, terör örgütünün döşediği mayınlarla, el yapımı patlayıcılarla yüzlerce kişi hayatını kaybetti, sakat kaldı. Bir meseleyi bağlamından saptırmamak gerekir.

Şimdi, bir tekerleme hâline getirilen bu "Kürt düşmanlığı" ibaresi, bunu kabul etmek mümkün değil ve bu ısrardan da vazgeçilsin. Şimdi, çok partili siyasi hayata sahip bir ülkeyiz. Şunu dese milletvekilleri siyasi düzlemde tartışırız; "Bu yapılan kayyum atamaları HDP düşmanlığıdır." demek ayrı bir şey çünkü "Kürt düşmanlığı" deyince mesele bağlamından tamamen farklı mecralara kayıyor ki bunu bizim de kabul etmemiz mümkün değil. Bunu kendi partinize yönelik bir tasarruf olarak değerlendirmenizde ve kendinizi bir hesaba çekmenizde fayda var diye düşünüyorum.

Şimdi, tek adam edebiyatı yapılıyor: "Tek adam, tek adam..." "saray" "tek adam bütçesi" Yani bu "saray" laflarını dinleyen de o Keloğlan masallarındaki saraylar falan var memlekette sanacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Şimdi, bu "tek adam"; peki yani "Siz çok adam mı istiyorsunuz, kaç adam istiyorsunuz tek adam yerine?" diye de sormak lazım.

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Demokrasi istiyoruz.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ayrıca, 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimini değil de 20 Temmuzu asıl darbe olarak nitelemek tamamen bir FETÖ ağzıdır ve talihsiz bir ifadedir. Ayrıca, yine, bir milletvekili arkadaşımız "'Tankların üzerine çıkma zamanı.' dedim ben 15 Temmuz akşamı." dedi; demiştir, doğrudur, katılıyorum, samimiyetine de inanıyorum. Fakat Türkiye Büyük Millet Meclisinde, hep birlikte burada -Sayın Özgür Özel, Mehmet Muş ve bizler, şu an ismini sayamayacağım pek çok arkadaşımız- gerçekten en iyi şekilde bu darbeye karşı çıktık. Arkadaşımız öyle de demiştir, ben duymadım ama demiştir "Tankların üzerine çıkma zamanı." diye.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Dedi efendim.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Demiştir yani itirazım yok fakat bildiğimiz bir şey var: O saatlerde kendi Genel Başkanının havaalanında o darbeci tankların arasından gittiğini de biliyoruz yani o konuda da açıklığa kavuşmayan bir durum vardır. Şimdilik bunları ifade ediyorum.

Bir milletvekili arkadaşımız da milletvekillerini genelleyerek "ayakçı" yaftası yapıştırdı, üsluba dikkat etmek lazım; bu ifadelerin sığ, mesnetsiz, biraz da seviyesiz hâle gelmemesi gerekir.

Teşekkür ederim.