GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 8'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:36
Tarih:17.12.2019

İYİ PARTİ GRUBU ADINA ÜMİT BEYAZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının bütçesi üzerine İYİ PARTİ adına söz almış bulunuyor, Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

İçinde bulunduğumuz yüce Meclisin ve bizlerin meşru kaynağı büyük Türk milletidir ve bizler bu milletin iradesini temsil etmek için buradayız.

Değerli arkadaşlar, bütçeler, kaynakların kimden toplanacağını, kimlere harcanacağını, kimlerin ihtiyacının karşılanacağını gösteren belgelerdir. Önümüze getirilen bütçe teklifi de Adalet ve Kalkınma Partisinin kimden yana olduğunu açıkça ortaya koyan bir belgedir. Bununla birlikte, bütçe hakkı yani iktidarın bütçesinin denetimi de vatandaşın iradesinin en önemli yansımalarından biridir. Biz bekliyoruz ki toplumun talepleri doğrultusunda vatandaşın beklentilerini karşılamak adına oluşturduğunuz bütçe teklifini burada tartışalım, taahhüt ettiğiniz kamu hizmetlerini ve bu hizmetleri nasıl finanse edeceğinizi konuşalım ama üzülerek söylüyorum ki etkisiz hâle getirmek istediğiniz bu Gazi Mecliste bu imkâna sahip değiliz. Milletvekillerinin, bütçe hakkını kullanmak için yeterli koşulların oluştuğu kanaatinde değilim.

Sayın milletvekilleri, bizler destek verelim ya da vermeyelim, Meclisimizden harcama yapma ve gelir toplama yetkisi alan Hükûmetin, bu yetkiyi nasıl kullandığını ve gelecek yılda nasıl kullanacağını bilmek istiyoruz, bunu büyük Türk milleti adına yapıyoruz. Fakat Meclisimizin diğer faaliyetlerinde olduğu gibi, milletin denetim hakkı olan bütçe meselesinde de aynı tutum ve davranışlarla karşı karşıyayız. Komisyondan noktasına virgülüne dokunulmadan önümüze gelen, muhalefetin itirazlarına kulak vermeyen iktidarın, 2020 bütçesi de şüphesiz Genel Kurulumuzdan onay alarak hayata geçecek. Yani aslında göstermelik bir bütçe tartışmaları süreci yaşıyoruz. Çağdaş demokrasilerin en temel ilkesi olan bütçe hakkının kullanılmaya çalışılmasında bile durumumuz maalesef bu.

Türkiye'yi yönettiği süre boyunca, herhangi bir konuda hesap vermek istemeyen Adalet ve Kalkınma Partisi, milletten toplanan vergilerle oluşturulan bütçede de hesap vermeye yanaşmıyor. Yürütmenin kamu politikasının nasıl finanse edileceğini ve nerelere harcanacağını buradan her yıl dinliyor ama sene sonu geldiğinde karşılaştığımız ağır ekonomik tabloyu görünce, böyle olmadığı gerçeğiyle yüz yüze kalıyoruz. Yasama organı olan Parlamentonun, yetkilerini kullanabileceği tek zemin olan Meclisimizin bütçesinin incelenmesi, denetlenmesi adına pek bir şey yapamıyoruz.

Bildiğiniz gibi, bütçe hakkı milletin bize emanet en temel demokratik haktır. Millet adına her kuruşun hesabını sormamız gereken bu demokratik süreçte, Parlamentoda bulunan biz muhalefet milletvekilleri bu hakkı kullanamıyor, Türkiye'nin kısıtlı kaynaklarının nasıl ve nerede harcanacağını öğrenemiyor, gereken denetlemeyi yapamıyoruz.

Siz de biliyorsunuz ki "ekonomik yol haritamız" diyerek Meclisimize sunduğunuz bu bütçeyi önümüzdeki yıl tutturamayacak, ek bütçe talebiyle karşımıza geleceksiniz. Çünkü 2019 bütçenizin hâli ortada yani kasım ayı verilerine göre bütçe açığınız 100 milyar dolaylarında. 2020'de bu tablonun değişeceğini sanmıyorum, ekonomik veriler dikkatli incelendiğinde, 2020 bütçenizin de açık vereceğini hatta bu açığın daha fazla büyüyeceğini tahmin etmek zor değil. Bu olası açığı da yine işçiden, memurdan, köylüden, emekliden kısacak, her zaman yaptığınız gibi elektriğe, doğal gaza, köprü ve otoyollara zam yapacak, kamu ve sosyal güvenlik harcamalarını daraltacaksınız. Bu sefer bedelli askerlik, imar affı, yedek akçe de yok. Aklınıza "tasarruf", "ek gelir" ve "cefa" denilince vatandaş; "rant" ve "sefa" denilince yandaş geliyor. İnşallah, önümüzdeki dönem imar barışını, çılgın projenizin kıyısından arazi peşkeş çektiğiniz Katar Emirinin annesiyle yaparsınız zira milletin ne sizi ne de Arap ortaklarını sırtında taşıyacak dermanı kalmadı.

Değerli milletvekilleri, iktidarın ekonomi kanadından sürekli "mali disiplin" "kemer sıkma" lafları duyuyoruz fakat bütçeye baktığımızda, bu sözlerle örtüşmeyen ve kamu yararı olup olmadığını anlayamadığımız kalemlerde artışlar görüyoruz. Geçen yıl 4 milyar 805 milyon lira olan örtülü ödeneğin yeni bütçede 5 milyar 410 milyon TL'ye çıkarılmasına, 7 milyar 318 milyon lira olan yedek ödenek toplamının ise 8 milyar 763 milyon liraya çıkarılmasına bir anlam veremiyoruz. 2020 bütçesinin tutacağına kendiniz de inanmıyor olacaksınız ki bütçe disiplinini bozacağını bildiğiniz hâlde yedek ödenek kullanımını artırmayı ihmal etmiyorsunuz. Çok açıktır ki bir saray bütçesi yapmışsınız ve mega projelere kaynak ayırarak yandaşlarınızı da unutmamışsınız.

Sayın milletvekilleri, ülkemiz on yedi yıldır kötü yönetilmiş, kaynakları heba edilmiştir. Uyguladığınız yanlış ekonomik politikalarla Türkiye bir bataklığa sürüklenmiştir. Başta tarım olmak üzere neredeyse her sektörde dışarıya bağımlıyız. Türkiye'nin faiz yükü her geçen yıl azalmak yerine artmış, işsizlik, yoksulluk almış başını yürümüştür. Şimdi, içinde hep birlikte debelendiğimiz bu bataklık da maalesef sizin eserinizdir. Sizler bu ülkenin sadece siyasal sistemini değiştirmediniz, ekonomik ayarlarıyla da oynadınız ve sadece yandaşlarınızın beslendiği yeni bir ekonomi düzeni kurdunuz. Biliniz ki Türk milleti iktidarınız döneminde giderek yoksullaşıyor, yaşam koşulları giderek ağırlaşıyor. Bir yazar kasa atıldığında ortalığı inlettiniz; sizin döneminizde açlıktan ve yoksulluktan, maalesef, toplu intiharla karşı karşıya kalıyoruz, sizler de sesinizi çıkaramıyorsunuz. Evlere yoksulluk sinmiş, görmek istemiyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, emin olun, yaptığınız bu bütçenin akıbeti ne 2018'dekinden ne de 2019'dakinden farklı olmayacak. Yüzde 5'lik büyüme hedefine göre hazırladığınız bu bütçe, yüzde 5'lik büyümeyi tutturamazsanız ayakta kalamayacak. "Türk tipi başkanlık sistemi" dediniz "Hızla kalkınacağız, istikrarı yakalayacağız." dediniz, önümüzde ekonomik krizden, yoksulluktan, işsizlikten başka bir şey yok ve çözüm de üretemiyorsunuz. Türk ekonomisi küçülmüşken, üretim ve yatırım düşmüşken sizin tek yapabildiğiniz, sürekli altını çizdiğiniz, sokakta hiçbir karşılığı olmayan mali programlar. 2020 için neye umut bağladığınızı Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal'dan dinlerken dehşete kapıldım. Bir iktidar umutlarını beklentilere bağlar mı? Siz bağlıyorsunuz. Naci Ağbal son dönemde yapılan küresel açıklamaların bizim gibi gelişmekte olan ülkeler açısından olumlu getirileri olacağını söylüyor. Global faiz oranları aşağı gelince finansman koşullarımız düzelecekmiş. Yani akıbetimiz, meşhur Nasrettin Hoca fıkrasında olduğu gibi "Ölme eşeğim ölme, yonca biter de yersin." Bütçe planının geleceğini beklentilere bağlayan ve bunu da bize iyi gelişmeler olarak sunan bir ekonomi kafasına ne söylenir pek bilemiyorum. Tüm umudunuzu beklentilere bağlamış, hâlâ mega projelerle vatandaşı uyutacağınızı düşünüyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, siz sanmayın ki insanlar yalanlarınıza kanıyor, beklentiler üzerinden ekonomimizin düzeleceğine inanıyor. Yeni vergiler ve zamlarla boğduğunuz insanlar, Varlık Fonu üzerinden yandaşlarınızı kurtardığınızı da Ziraat Bankası üzerinden Simit Sarayına el uzattığınızı da görüyor, zarar eden otoyollarınızın da köprülerinizin de şehir hastanelerinizin de farkında. Bütçedeki vergi beklentinizle vatandaşı 2020'de zamlarla boğmaya hazırlanan sizler, yandaş müteahhitlere garanti ödeme yapabilmek için Karayolları Genel Müdürlüğüne 2020 yılının en büyük ödeneklerinden birini oluşturuyorsunuz. Sonra da kimsesizlerin kimi olmaya talip oluyorsunuz. Gün gün tükeniyor, kar gibi eriyorsunuz.

Son olarak sözlerimi merhum Nihal Atsız'ın dizeleriyle bitirmek istiyorum:

"Mazideki zaferlerden kalmadı bir iz;

Döktüğünüz kanlar oldu bir deniz...

Bir gün elbet yeni baştan birleştiririz:

Türkmen, Kırgız, Uygur, Başkurt, Özbek, Kazağı."

Yaşasın tam bağımsız Doğu Türkistan. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)