| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 17.12.2019 |
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gecenin üçünde iyi geceler mi denir, iyi sabahlar mı denir bilemiyorum ama hepinize saygılar sunuyorum.
Bu geçen on gün içerisinde bütçeyle ilgili yapılan konuşmalarda ortaya çıkan tablo şudur: Bütçe sadece rakamlarla ifade edilmez. Bütçenin içerisinde o iktidarın vizyonu vardır, o iktidarın politik anlayışı vardır, demokrasi vardır; asıl önemlisi de hangi kesimlere yakın olduğunuz vardır. Çıkardığınız bütçede hangi kesimlere yönelmişseniz o kesimler size daha yakındır. Örneğin, bir bütçe hazırlarsınız, bir kriz vardır misal -Türkiye'de yaşandığı gibi- o bütçenin içerisine onları dâhil edersiniz, onların iyileştirilmesini içeren maddeler koyarsınız; örneğin, asgari ücretle geçinemeyen, sosyal yardıma ihtiyacı olan insanlara biraz katkı verirsiniz, biraz derman olursunuz. Ama bakıyoruz, bu bütçe, 140 milyar faiz ödemesi ihtiva eden, şehir hastanesi gibi, otoyollar gibi, otobanlar gibi, havalimanları gibi projelere milyarların akıtıldığı, yine, o müteahhitlere, sarayın çevresindeki, 30-40 kişiyi bulan müteahhitlere akıtılan milyarların olduğu bir bütçe; doğal olarak, üreticiden, üretimden yana değil; doğal olarak, yoksuldan yana hiç değil ama bu bütçenin Türkiye'de sıkıntı çeken kesimlere yönelik olmasını dilerdik. Bunu da afaki olarak söylemiyoruz. Türkiye'deki son çıkan rakamları söyleyeyim size: Örneğin, vatandaşın borcu 550 milyara yaklaşmış. Örneğin, icra dairelerindeki dosya sayısı 21 milyonu aşmış durumda. Örneğin, sadece bu yıl artan işsiz sayısı Türkiye'deki 55 ilin nüfusundan daha fazla, 817 bin yeni işsiz kazanmış Türkiye. Örneğin, asgari ücret, açlık sınırının altında. Örneğin, Türkiye'de 16 milyon yoksul insan var, 14 milyon da sosyal yardım alan insan var. Örneğin, bu yılın ilk dokuz ayında 3 milyon 365 bin kişinin elektriği kesilmiş, doğal gaz faturasını ödeyemeyen 700 bin kişi var. Yine, 5,5 milyon kişiye e-haciz gönderilmiş yani hesaplarına bloke konulmuş. Yine, burada, esnafın borcu, EYT'de yaşanan sorunlar ya da demin bahsettiğim, işsizlik, en önemlisi, genç kesim öğrenciyken aldığı kredi borçlarını ödeyemiyorlar. Yine, bu kesime ilişkin son rakam: Genç kadın işsiz oranı Türkiye'de yüzde 33'ü bulmuş durumda. Bu bir rekor; gelişmiş ülkelerle zaten mukayese edilmez ama gelişmekte olan ülkelere ilişkin en yüksek rakamlardan biri.
Peki, bu milletin derdine derman olmayan bütçe kime derman oluyor? Geriye baktığımızda, her fırsatta, teşvikle, çıkan yasayla, kamu kaynaklarını aktararak yine bu saray müteahhitlerine destek oluyor. Nasıl mı? Örnek diye söyleyeyim, bir Varlık Fonu kuruluyor. Bu Varlık Fonundan İstanbul'da Finans Merkezine bir kaynak aktarılıyor, 1 milyar 650 milyon lira. Kim bu? Hepiniz yakından tanırsınız, Ali Ağaoğlu. Ali Ağaoğlu'nun yaptığı projeye 1 milyar 650 milyon lira destek veriliyor. Peki, diğer müteahhitler ne durumda? Hani, diğer kesimin içerisinde de müteahhitler var. Onlardan da Adana'dan bir örnek göstereyim size: Müteahhidimiz intihar etti. Sadece Adana'da geçen sene 3 müteahhit, tanıdığım müteahhit intihar etti ekonomik kriz yüzünden. Peki, yakın zamanda destek verdiğiniz birisi daha var, o kim? Onu da hemen göstereyim, Bay Simit, birçoğunuz tanırsınız. Bay Simit'e ne kadar para verildi? 500 milyon. Peki, bu arkadaşımız neden ünlü? Gazetelere bakın, araştırın, özel uçağıyla, klasik arabalarıyla... Şunu kaçırmayayım, bu arkadaşımız da çok ünlü genç sevgililerine aldığı hediyelerle değil mi? Türkiye'de sayılı araba sahibi, pahalı arabalar içerisinde, dünyada az sayıda üretilen arabaların sahibi bu Ali Ağaoğlu. Şimdi, biz buna destek veriyoruz. Niye destek veriyoruz? Yani nedir, amacımız nedir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Hemen bitiriyorum, bir cümleyle.
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Bunlara destek veriyoruz, buna destek veriyoruz ama Adana'da "TEMSA" diye bir şirket var, elli senelik bir şirket, dünyada 70 ülkeye ihracat yapıyor. Avrupa'yı gezen, Amerika'ya giden mutlaka bu araçlara rastlamıştır çünkü daha çok turizm sektöründe turistlerin gezilerinde minibüsleri kullanılıyor, hepsinde TEMSA markası var. Bu marka Adana'nın, kapanan BOSSA'dan, TEKEL'den, ÇUKOBİRLİK'ten, PAKTAŞ'tan, Millî Mensucattan sonra tek kalan şirketi.
Sizler yerli ve millî konusunda sürekli atıfta bulunuyorsunuz. Bu şirket yerli ve millî otobüs üretiyor, minibüs üretiyor. 1.300 çalışanı var, 3 bin kişiyi etkiliyor; aile olarak bakıldığında 10 bin kişiyi etkiliyor. Ama bunların ötesinde bir şey var: TEMSA markasını Avrupa'ya gittiğinizde görüyorsunuz. TEMSA markasını görmek yerlilik ve millîliktir işte.
Ama siz -tekrar göstereyim- bu arkadaşı destekliyorsunuz. Tekrar göstereyim... Güzel arkadaşımız nerede? (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)