GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:37
Tarih:18.12.2019

İYİ PARTİ GRUBU ADINA HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; selamlarımı sunarak başlıyorum.

Görüşülmekte olan 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesi üzerine konuşacağım.

Bu maddeyle yedek ödenekler, yatırımları hızlandırma ödeneği, doğal afet giderlerini karşılama ödeneği ile genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerindeki ödeneklerin yetmeyeceği durumlarda aktarma yapma yetkisi Cumhurbaşkanına verilmektedir. Ne var ki bütçede gösterilen miktarların uygulamada çok aşıldığı önceki iki yılda görülmüştür, bu yıl da farklı olmayacaktır.

Bütçenin geneline bakınca, açıkça anlaşılacağı gibi, yeni yatırımlar yoktur, devam eden yatırımlar durdurulmuş veya uzun vadeye yayılmıştır. Uluslararası finans kaynakları bulunamazsa büyüme olamayacak, istihdam alanları daralacak ve işsizlik daha da artacaktır, yaşanan kriz önlenemeyecek ve gelir dağılımındaki adaletsizlik derinleşecektir. İşsizler, sabit ve dar gelirliler için 2020 zor bir yıl olacaktır. Hane halkının reel gelirinin azalması daha az harcama yapmalarına sebep olacaktır. Hazine ve Maliye Bakanına göre 2020'de bu davranış şekli değişecek, tüketim artacak ve yüzde 5 büyüme hedefi gerçekleşecektir. Bu hedefin yıl içinde küçülerek revize edileceğini şimdiden söylemek mümkündür. Tüketimi teşvik ederek ve sadece inşaata dayalı büyüme modeliyle ekonomik kalkınmanın sağlanamayacağı artık anlaşılmalıdır. Yapısal değişiklik şarttır, yeni yatırımlar gereklidir. Her sahada üreten ekonomi modeline geçilmelidir. Bu sayede orta gelir tuzağından kurtularak nitelikli büyüme sağlanabilir.

Değerli milletvekilleri, Türk milleti, son günlerde, yıllarca aynı Hükûmette görev yapanların birbirlerini suçlarken söylediklerini ibretle seyretmektedir. Ayrıca sosyal medyada "ümmetin hayırlı evlatları" diye çoğunluğu 30'lu yaşlarda isimler dolaşmaktadır. Ortak tarafları, zenginliklerini devlet imkânlarından sağlamış olmalarıdır.

Yine sosyal medyada "haram kazançların bekçileri" olan büyükelçilerden söz ediliyor. Türk dış işlerinin geleneksel davranış biçiminin çok dışında, diplomasiden nasibini almamış bazı kişiler büyükelçi olmuştur. Bunların da ortak tarafı, Türklükle ilgilerinin az olması veya hiç olmamasıdır. Bazıları İncil'e el basarak vatandaşlık yemini edip ABD vatandaşı olmuştur, bazıları FETÖ'cü, bazıları da Bakaracı makaracıdır. Bu anlayışla ve bu kadrolarla ülke nereye gidiyor? İç ve dış siyasi hatalar, yönetim zaafları ve devlet kurumlarındaki yeteneksiz kadro değişiklikleriyle sorunlar birikerek ülke enkaza dönüşmek üzeredir. Bu yükün altında sadece iktidar değil, bütün Türk milleti kalacaktır; bizim itirazımız bunadır. Bulundukları yerde elinden gelen direnci gösteren ve mücadele eden, devlet umuru görmüş, devletin kıymetini bilen, vatansever, dürüst, namuslu memurları, bürokratları ayrı tutuyor ve ülkem adına onlara teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, bu bütçe görüşmelerinin en önemli konusu olan "Kanal İstanbul" adı verilen hayalî proje taslağı hakkında da konuşmak istiyorum. 2020 bütçesini gölgede bırakmak, esas konuyu tartıştırmamak; yeniden gündeme bu amaçla getirildiğini düşünüyoruz. Günlerdir konuşuluyor ama konuşanlar arasında konunun uzmanları yok, bilimsel tartışma da yapılmıyor. Son on yılda istenildiği zaman gündeme getirilen "çılgın proje" dedikleri İstanbul su kanalı gerçekten bir proje midir? Bu taslak proje vasfını kazanmış mıdır? Hayır, henüz proje değildir. Fizibilitesi yapılmış, uygulanabilir olduğu ispat edilmiş çalışmalara proje denir. Bu çalışmanın ihaleye çıkacağı açıklanmış ama fizibiliteyle ilgili bilgiler henüz yok. 75 milyar TL nasıl hesaplanmıştır? Bu hesap doğru değildir. Toplam bedelin en az 300 milyar TL olacağı tahmin edilmektedir. Ortaya atıldıktan itibaren üniversiteler ve meslek odaları bu tasarıya şiddetle karşı çıkmaktadır, oradan menfaat umanlar ise destek vermektedirler. Türk milletinin geleceğini maddi, ekolojik ve siyasi olarak tehlikeye atacak böyle bir hayalî tasarıyı ortaya atanlara ve menfaat umanlara şunu hatırlatmak isterim: Bir insanın nefsi ve kısacık denilebilen ömrü bu kadar doyumsuz olmamalıdır.

Proje vasfını kazanması halinde ekolojik, teknik, ekonomik ve siyasi olmak üzere konuya açıklık getirmeye çalışacağım:

1) Böyle bir kanal açılırsa, kanal bir drenaj sistemi gibi çalışacaktır. Doğal yer altı su rezervlerine tuzlu deniz suyu karışarak çevrenin tuzlanmasına yol açacaktır. Küçükçekmece, Sazlıdere ve Terkos tuzlanacaktır, içecek su kaynakları yetersiz kalacaktır.

2) Çevrenin ekosistemiyle birlikte bitki örtüsü ve canlılar olumsuz etkilenecektir. Trakya'daki geniş tarım arazilerinin sulanması mümkün olmayacaktır.

3) Marmara Denizi'nde binlerce yıldır oluşan sistemin bozulmasıyla bütün canlılar için hayat şartları çok zorlaşacaktır. Bilim adamlarının söyledikleri gibi, ortaya çıkacak çürük yumurta kokusu dayanılmaz bir ortam oluşturacaktır.

4) Kanalın geçeceği varsayılan bölgenin zemini jeolojik olarak incelendiğinde görülecektir ki, yer yer sert kireç taşı olsa da genellikle yumuşak kil taşı, silt taşı ve kum taşından oluşmaktadır. Karadeniz'e yaklaştıkça zemin oldukça çürüktür. Böyle bir zemin kazıldıkça kaymalar, heyelanlar ve göçükler sürekli olacaktır.

5) Üçüncü havaalanı, üçüncü köprü ve Çanakkale Köprüsü birlikte göz önüne alındığında işin içinde inşaat sektörüne çok geniş bir alan hazırlama isteği yattığı görülmektedir.

6) Çevredeki arazilerin şimdiden el değiştirmesi orada bir rant alanı oluştuğunu göstermektedir.

7) Kanal kazısından çıkacak 1,8 milyar metreküp civarındaki toprağın Marmara'nın kuzey kıyılarına taşınacağı ve aynı zamanda adacıklar oluşturulacağı ifade edilmiştir. Hatta bunların yerleşime açılacağı da söylenmiştir. Bu düşünce Marmara Denizi içinden geçmekte olan Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın üreteceği depremleri ihmal etmek anlamına gelir ki böylesine bilim dışı projeyi kabul etmek mümkün değildir.

8) İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğinin rahatlatılması gerektiği ifade edilmektedir. Son yıllarda petrol taşımacılığında görülen gelişmeler tanker sayısının çok azaldığını göstermektedir. Ülkemizden geçip Avrupa'ya ulaşan boru hattına ilave olarak Samsun-Ceyhan boru hattının yapılması durumunda tanker trafiği daha da azalacaktır.

9) Yüksek miktarda borcu olan ülkemize bu hayalî proje yerine, ihtiyaç duyulan acil yatırımlar yapılmalıdır.

10) Kanalın etrafında en az 3 milyon nüfusun yerleşmesi planlanmaktadır. Bu durumda, İstanbul'un su ihtiyacının karşılanması imkânsız olacaktır.

11) Yeni bir ada oluşacağı için Kanal'ın üzerinde çok sayıda köprü yapılsa bile ulaşım sistemi kökünden bozulacaktır.

12) Millî Güvenlik konularında zaafa düşülecek gelişmeler beklenmelidir. Montrö tartışmaya açılabilir.

13) Karadeniz balıkçılık ve deniz ürünleri açısından ekonomik bir havzadır, bizden başka 6 ülke daha vardır. Balıkçılık olumsuz etkilenecek ve bu ülkelerle ilişkiler bozulacaktır.

Değerli milletvekilleri, tabiatı bozmaya ve gelecek nesillerimizi uzun yıllar borç ödemeye mahkûm etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Bilimden uzak, hesap kitap bilmeyen çapsızların hazırladığı, komisyon alma telaşında olanların desteklediği, hayalî olduğu için "çılgın" denilen bu taslakla Türk milletini oyalamaya kimse kalkışmasın.

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Çok ayıp ama çok. "Çapsız" diyemezsin.

YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) - Kötü söz sahibine aittir. Ne demek çapsız!

HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - Üstelik, yapıldığı takdirde sadece bölgenin değil, bütün Türkiye'nin olumsuz etkileneceği çok açıktır. Allah'ın Türk milletine büyük bir lütfu olan İstanbul ve çevresinin havası, suyu, florası ve bütün canlı hayatıyla bir daha asla geri gelmeyecek şekilde bozulmasına fırsat verilemez.

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul)- "Çapsız" diyemezsiniz, çok yanlış.

HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - Ben dedim, siz de karşı çıkarsınız; hesap ortada, hesabı yaparız, isteyen gelsin.

YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) - Bu lafa aynen sana iade ediyoruz.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ya, ne huysuz adamsınız siz. Siz buradasınız diye konuşamayacak mıyız hiç? Ayıp ya! Çıkarsın çapını anlatırsın, ne var yani?

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - 23 Haziran'da İstanbullular sadece Büyükşehir Belediye Başkanını seçmemiş, aynı zamanda iktidarın partili Cumhurbaşkanlığı yönetimine ve icraatlarına karşı çıkmıştır. Verilen mesaj budur. Bu mesajın doğru algılanması gerekir. Yüzde 55 büyük bir tepkinin ifadesidir. Tepkinin bu kadar sert olmasında bütün Türk milletinin emeği, desteği ve duası vardır. İşte buradan ilan ediyorum; ne yaparlarsa yapsınlar, bu çılgın proje taslağı gerçekleşmeyecek ve İstanbul, bölgeyle birlikte bu tehlikeden kesinlikle kurtulacaktır.

İfade etmeye çalıştığım sebeplerden dolayı, 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'ne İYİ PARTİ olarak "hayır" oyu kullanacağımızı beyan eder, saygılar sunarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)