| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 18.12.2019 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin 6'ncı maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Heyetinizi saygıyla selamlarım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin 6'ncı maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendiyle, bu kanunla verilen ödeneklerin etkin ve verimli bir şekilde kullanılması amacıyla kamu idarelerinin yıl içinde ortaya çıkabilecek ihtiyaç fazlası ödeneklerinin diğer kamu idarelerinin ödenek ihtiyacının karşılanmasında kullanılmasını temin etmek veya ödeneklerin öncelikli hizmetlerde kullanılmasını sağlamak üzere, genel bütçe ödeneklerinin yüzde 10'unu aşmamak kaydıyla genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerine konulan (01)'den (09)'a kadar olan ekonomik kodlardaki ödenekleri kamu idareleri bütçeleri arasında veya Strateji ve Bütçe Dairesi Başkanlığı bütçesinin yedek ödenek tertibine aktarmaya Cumhurbaşkanı yetkili kılınmaktadır. Evet değerli arkadaşlarım, en önemlisi de bütün bunlara ilişkin usul ve esasları da belirlemeye Sayın Cumhurbaşkanı yetkili kılınıyor.
Bakınız, burada şu hususa dikkatlerinizi çekmek istiyorum: Demokrasinin olmazsa olmaz kuralları vardır. Nedir bunlar? Yasama, yürütme ve yargı. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi bu kuvvetler ayrılığı prensibini yerle yeksan etmiştir. Asıl olan yasama, yürütme ve yargının birbirlerini dengelemesi ve denetlemesidir. Zaten öncesinde de bütün yetkileri elinde bulunduran ve bu yetkileri sınırsız kullanan Cumhurbaşkanı, 6'ncı maddeyle, bütün harcama ve ek ödenek harcama yetkisini tek elde topluyor. Laf ola beri gele! Sanki bu yetkiyi kendisinden habersiz ve izinsiz kullanan maliye bakanları vardı. Cumhurbaşkanı, yedek ödeneği âdeta örtülü ödenek gibi dilediğince kullanacak; kurum ve kuruluşların bütçelerine aktarma yetkisine sahip olacaktır. Bu bütçe ödeneklerinin yerinde kullanılıp kullanılmadığını Meclisimizin verdiği yetkiyle, Sayıştay daha etkin bir şekilde denetlemelidir, bundan iktidar kaçınmamalıdır.
Değerli arkadaşlar, Sayıştay raporlarının birçok yerinde gördüğümüz üzere büyük Türk milletinin parası, akıl almaz yöntemlerle, milletin emrinde kullanılacağı yerde, yandaşlar lehine kullanılarak heba edilmiştir. Bunları ortaya çıkaran birimin başındaki sorumlu başkan yardımcısı görevinden uzaklaştırıldı. Bununla bitti mi? Hayır, bitmedi. Başkan yardımcısının görevden alınmasından hemen sonra onun yanında belediyelerin denetlenmesinden sorumlu 15'inci daire başkanı da görevinden alındı. O niye alındı görevinden? AK PARTİ iktidarının arpalığı ve finansörü olan belediyelerdeki çarpık düzeni ve yandaş firmalarla yaptıkları tüm kirli işlerin büyük bölümünü ortaya çıkarttığı için. Tabii, burada, gerçek enflasyon rakamlarını açıklayan TÜİK Başkan Yardımcısının görevden alınması da akıllara geliyor ister istemez. Yaptıkları hiçbir işte denetlenmek istemeyen, "ben yaptım oldu" mantığıyla hareket edenlerin bu yollara başvurması iktidarınız döneminde olağan bir hâl hâline geldi.
Değerli arkadaşlar, partili Cumhurbaşkanı ve partisi har vurup harman savuruyor ama tasarrufu da vatandaşlarımızdan bekliyor. Siz "İtibardan tasarruf olmaz." diyerek saraylar yapıyorsunuz, şatafat içinde yaşıyorsunuz milletin parasıyla; emeklerinin karşılığını bir türlü veremediğiniz işçimizin, memurumuzun, emeklimizin de tasarruf etmesini istiyorsunuz. Verdiğiniz üç beş kuruşa da "Gözünüze, dizinize dursun." diyerek laf etmekten geri durmuyorsunuz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ iktidarı sayesinde milletimizin satın alma gücü çok azaldı. Her açıkladığınız yeni ekonomi programında "Burası çok önemli." dediğiniz andan itibaren milletimiz "Eyvah, yine mi zamlar geliyor?" diyerek kara kara düşünmeye başlıyor. Hiçbir ekonomik öngörünüz tutmadığı için peşine bir yenisini ekliyorsunuz. Milletimiz, hâlen satın alma gücü açısından Avrupa'yla kıyaslandığında son sıralardan bir türlü kurtulamıyor. Devriiktidarınızda işsizlik rekorları kırıldı. Bütün oyunlarınıza rağmen enflasyon canavarını da yenemiyorsunuz. Çarşı pazar yangın yeri, iş insanları ve işletmeler konkordato ilan etmek durumunda kaldılar. Çiftçilerimiz girdi maliyetleri yüzünden para kazanamıyorlar; bu, vatandaşlarımıza yansıyor ve tarlada 50 kuruş, 1 lira olan patates ve soğanı 8 liraya, 12 liraya vatandaşlarımız yemek zorunda kalıyor. Yandaş basın ve ekonomistler bile bu sert düşüşler karşısında ne diyeceklerini bilemiyorlar. Bu krizleri hükûmetleriniz döneminde defalarca yarattınız, milletimiz şimdiye kadar sinesine çekti ama şimdi işler değişti, yandaşlarınız bile "Bu kadar kötü ekonomi yönetimi olmaz." demeye başladı. Yandaşlarınızı adaletsizce kalkındırmayı bırakın artık; onlar zengin olurken milletimiz işine, aşına, ekmeğine, canına, malına sahip çıkmaya çalışmaktadır. Milletimiz çocukları için gelecek planlamaları yapmak istiyor, siz ise rüyalar âleminde yaşıyorsunuz. İş insanları, istihdam yaratmak için, yatırım yapmak için hukuk devletinin mutlaka inşa edilmesini istiyorlar. Gelecek kaygısı yaşayan öğrencilerimiz önlerini görmek istiyorlar, okulları bitmeden "Nasıl işe gireceğim?" diye, daha okurlarken kara kara düşünüyorlar. Okul bitince iş bulamadıkları için kredi hacizleriyle karşı karşıya kalıyorlar. Gençlerimize ya iş bulun ya da kredi borçlarını ödeyin.
Evet, değerli arkadaşlar, sorunları çözemiyorsunuz; milletimizin alın teriyle verdikleri vergileri hazineye irat ettikten sonra onlar lehinde kullanacağınız yerde sadece partililerinize ve yandaşlarınıza kullandırma alışkanlığından da vazgeçemiyorsunuz.
Evet, değerli arkadaşlar, çiftçilerimiz sıkıntı içerisinde. Adana'da özellikle çiftçilik yapan vatandaşlarımız durmadan telefonlarla bize ulaşıyorlar. Bir istekleri var, özellikle Tarım Kredi Kooperatiflerinin artık çiftçinin lehine değil de aleyhine satış yapar duruma geldiklerini ifade ediyorlar. Bir çiftçimiz Tarım Kredi Kooperatifinden gübreyi sorduğunu, aynı fabrikanın ürettiği aynı gübreye Tarım Kredi Kooperatifinden aldığı kilo başı fiyatını tutup yine aynı fabrikanın ürettiği aynı gübreyi tüccardan sorduğunda gübrenin fiyatının 30 kuruş daha aşağı olduğunu ifade ederek Tarım Kredi Kooperatiflerinin artık çiftçiye hizmet eden değil, çiftçiye pahalı mal satan duruma geldiklerini ifade ediyor. Ayrıca, Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları müteselsilen birbirlerine kefil oldukları için hacizlerle karşı karşıya geldiklerini, traktörlerinin haczedildiğini, tarlalarının artık satılma durumuna geldiğini ifade etmekteler. Bunlara bir an önce çözüm bulunmasını, aynı zamanda Ziraat Bankasına olan kredi borçlarının da ertelenmesini talep etmekteler.
Bunların yerine getirilmesi için gerekli girişimlerde bulunmanızı sizlerden istirham ediyor, heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)