GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:37
Tarih:18.12.2019

İYİ PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin 9'uncu maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, Doğu Türkistan davasının yılmaz savunucusu rahmetli İsa Yusuf Alptekin diyor ki: "Bir Doğu Türkistanlı olarak Doğu Türkistan davası, bir Türk olarak Türklük davası, bir Müslüman olarak İslam davası ve bir insan olarak insanlık davası için hizmet edin." Alptekin'in okuduğum sözünde hepimizin kendisinden bir şey bulabileceğini düşünüyorum.

Günümüz dünyasının en büyük zulümlerinden biri Doğu Türkistan'da yaşanmaktadır. Doğu Türkistan'a her şeyden önce insan olarak sahip çıkmalıyız. Ancak iktidarın bu konuda yeterli adım attığını düşünemiyorum.

27'nci Dönemde Doğu Türkistan'la alakalı 5 soru önergesi verdim, 4'ü cevaplandırıldı, -sağ olsun- cevaplandırıldı ama gelenlere cevap demeye bin şahit ister. Yıkılan camileri soruyorum, "Takip ediyoruz." cevabı geliyor; Abdurehim Heyit'i soruyorum, "Takip ediyoruz." diyorlar. Bakın, işte sorular burada, kesyapıştır yöntemiyle verilmiş olan cevap da burada. Yani birbirinden alakasız farklı 2 soru ama aynı cevap, aynı kelimelerle bize gelmiş oluyor. Diğer bakanlıklardan da benzer şeyler geliyor.

Sormak istiyorum: Çin'den neden bu kadar korkuyorsunuz? Filistinli mazlumlar için "..."(x) diyen, İsrail Başbakanına "Siz adam öldürmeyi iyi bilirsiniz." ifadelerini haklı olarak kullanan Sayın Cumhurbaşkanımız neden konu Doğu Türkistan olunca Çin Devlet Başkanına "Siz Naziler gibi toplama kampları kuruyorsunuz." diyemiyor. Çin'le yapılacak kredi anlaşmaları, projeler insan hayatından çok daha önemli mi ki? AK PARTİ iktidarı, Doğu Türkistan meselesinde sınıfta kalmıştır.

Bu konuyla alakalı son olarak şunu eklemek isterim: Ülkemizde bir kesim de Çinlilerden daha fazla Çinci olmuş ve soydaşlarımızın, dindaşlarımızın yaşadıkları zulmü yok saymaya çalışmaktadırlar. Dün, bebek katili Apo'yla kol kola gezenlerin, Bekaa Vadisi'nde o haine gül verenlerin bugün bize Doğu Türkistan dersi vermeye hadleri yoktur. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Maocu artıklarına Türk milleti adına da şunu söylemek istiyorum ki, haddinizi bilin. Allah, Doğu Türkistanlı Müslüman Uygur Türklerinin yardımcısı olsun.

Saygıdeğer milletvekilleri, on yedi yıldır sürekli kaybeden bir tarım sektörü vardır. Çiftçi kan ağlamaktadır. Bu ifadeleri hamaset olsun diye inanın kullanmıyorum. Bir Ankara Milletvekili olarak çiftçilerin hâlini gördükçe kendi kendime soruyorum "Başkent böyleyse diğer bölgeler nasıldır?" diye.

Bakın, elimde gördüğünüz çiftçinin borcu, hepsi ayrı ayrı gelmiş insanlara. Yani fırsatını bulsam daha fazla sizlere de bunları dağıtmak isterim ama şimdi dağıtmayalım, şahısların isimleri yazılı üstlerinde. Burada yüzde 30-40 bandında faiz oluşmuş durumda, bunlardan yüzlercesini de verme imkânımız var. Bir çiftçimiz diyor ki: "Malı mülkü, bütün köyü satsak borçları ödeyecek durumda değiliz." Allah yardımcınız olsun. Son yedi yılda 3,4 milyon hektarlık alan çiftçilerimiz tarafından terk edildi çünkü çiftçi borcunu ödeyemiyor. Taban fiyatlar zamanında açıklanmadığından plan yapamıyor. Tapu üzerinden ödenen teşvikler yüzünden gerçek üretici teşviklerden faydalanamıyor.

Kıymetli milletvekilleri, 23 Mart 1916'da Meclis-i Mebusan bir kanun çıkarmıştır. Bakın, kanunun 1'inci maddesinde ne diyor: "Ziraat Bankası çiftçilere kolaylık sağlamak için ve tarımın gelişmesine yardımcı olmak üzere kurulmuştur." Ziraat Bankasının kuruluş amacını ta 1916'da görüyoruz. Peki, bugün Ziraat Bankası ne yapmaktadır? Futbol takımlarının borçlarını ödemekle meşgul olmaktadır, 2,9 milyar Türk lirası görev zararı rekorları kırmaktadır. Kamuoyundan tepki gelmese bir de Simit Sarayı kurtarma operasyonu yapacaklardı. Sayın Cumhurbaşkanımız bugün bir açıklama yapıp Ziraatın Simit Sarayını almasından haberi olmadığını ve tasvip etmediğini söyledi; ne âlâ, teşekkür ederiz, Allah razı olsun. Ziraat jet hızıyla Simit Sarayı operasyonunu durdurdu, anlaşılan Beştepe sarayı Simit Sarayından ağır bastı. Ancak kimse bizi kandırmaya kalkmasın, milyonlarca dolarlık bir meblağ için kamu bankası operasyon yapacak ve Sayın Cumhurbaşkanı bundan haberdar olmayacak; buna kargalar bile güler. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Memleketimizin ekonomisini yönetenler resmen bizimle ve aklımızla alay etmesinler. Bırakın simidi, gevreği, topu, kaleyi, kaleye gol atmayı, çiftçinin yanında olun, yeter diyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, 2020 yılı bütçesi başkentsiz, Ankara'sız bir bütçedir. Çünkü bu bütçeyle yapılacak çalışmalara bakılınca başkentimiz Ankara mıdır yoksa başkent İstanbul mudur, anlamak çok güçtür. Grup Başkan Vekilimiz Sayın Lütfü Türkkan, Merkez Bankasının İstanbul'a taşınması meselesiyle alakalı çok kısa ve yerinde bir ifade kullandı, "İktidarın Ankara'ya alerjisi var." dedi. Evet, iktidarın Ankara'ya alerjisi var. Strateji belgeleriniz de bunu açıkça göstermektedir. Cumhurbaşkanlığının Birinci 100 Günlük Eylem Planı'nda İstanbul'u ilgilendiren 11, Ankara'yı ilgilendiren ise sadece 3 proje vardır. İkinci 100 Günlük Eylem Planı'nda İstanbul'u ilgilendiren 21 proje varken Ankara'yla alakalı 6 proje vardır. On Birinci Kalkınma Planı ise daha vahim şeyler ortaya koyuyor. 209 sayfalık bu strateji belgesinde Ankara'yla alakalı bir vizyon bulunmamakla birlikte "Ankara" kelimesi sadece 4 yerde geçmektedir.

Değerli milletvekilleri, Ankara'yla ilgili yapılacak projeler iktidarın vizyon projeleri olmalıdır. Bahsettiğim üç strateji belgesinde Ankara'nın esamesinin okunmaması iktidar açısından bir ayıptır. Gerçi iktidarın Ankara'daki ayıpları dağları aşmıştır. Sayın Arınç'ın ifadeleriyle söyleyeyim, iktidarın Ankara'daki projesi, yıllarca şehri parsel parsel satmak olmuştur.

Bakın, geçtiğimiz günlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mansur Yavaş şehirdeki israfla alakalı, bir ara, bir hesap yaptı: Meclis kavşağında yer alan ucube saat heykeli dâhil Ankara'daki bu saatlere harcanan parayla 7 otobüs, dinozorlara harcanan parayla 26 otobüs, ANKAPARK'ın giriş kapısına harcanan parayla 95 otobüs alınabilirdi. Gökçek döneminde 342 milyon lira heykellere, dinozorlara, robotlara harcanmıştır.

Yüce Allah İsra suresinde şöyle buyuruyor: "İsraf etme. İsraf edenler, gereksiz yere savuranlar, malı haksız ve fesat için kullananlar şeytanların kardeşleridirler." Bu israfları yapanlar, milletimizle değil, şeytanlarla kardeş olmayı tercih etmişler ve seçmişlerdir. Yazıktır ve hatta günahtır.

Kıymetli milletvekilleri, bu israflar yapılırken Gölbaşı şehir geçişi yılan hikâyesine dönmüş durumdadır. Mevcut proje Gölbaşı'nın iki yakasını bir araya getirmekten çok uzaktır. Gölbaşı şehir geçiş şantiyesini İYİ PARTİ Gölbaşı ilçe teşkilatıyla birlikte ziyaret etmiştim. Firma yöneticileri hak edişleri alamadıklarından yakınmakta ve bu sebeple işlerinin çok yavaş yürüdüğünü söylemekteydiler. Bu konuyu bir soru önergesiyle sordum, Bakanlık hak edişlerde bir sorun olmadığını söyledi ama Plan ve Bütçe Komisyonunda tekrar sorduğumda fiziksel tamamlanmanın yüzde 67, parasal tamamlanmanın ise yüzde 37 seviyesinde olduğunu ilettiler. İşte, buyurun, belgeleri buradadır. Arzu ederseniz Sayın Bakanıma sunabiliriz. Bakanlık bir yandan "Sorun yok." derken diğer yandan mali sorunlar olduğunu itiraf ediyor.

Sayın milletvekilleri, Ankara'nın spor tesisleri noktasındaki eksikliği de ortadadır. Tarihî 19 Mayıs Stadyumu yıkılalı bir seneyi geçti; yerine yapılacak olan yeni statla alakalı ortada hiçbir çalışma bulunmamaktadır. Varsa gösterin, ben özür dileyeyim. Bir kazma dahi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Oral, teşekkür ediyorum.

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) - Sayın Başkanım, teşekkürümü sunayım.

BAŞKAN - İlave süre vermiyorum, öyle bir karar aldık Sayın Oral. Teşekkür ediyorum.

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) - Sayın Başkan, eğer milletvekilinin bir teşekkür sunuşunu çok görüyorsanız size teşekkür ediyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)