GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:37
Tarih:18.12.2019

AHMET KAMİL EROZAN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben, izin verirseniz, kaldığım yerden devam edeceğim; Dışişleri Bakanlığı bütçesine konuştuğumuz noktadan devam edeceğim.

O günkü konuşmamda Sayın Bakana "Bu Soçi Mutabakatı'nın içindeki "KOC" nereden çıktı, bunu nasıl yuttunuz, nasıl hazmedebildiniz?" demiştim. Konuşmamdan sonra dışarı çıkmak durumunda kaldım. Sayın Bakan bunu cevaplandırmış ve şöyle bir cümleyle cevaplandırmış: "Ruslar metni yanlış tercüme ettiler." diye.

Şimdi biz Dışişleri Bakanlığı memurları garip bir mahlukatız. Bu mahlukatın özelliği, cevabını bildiği soruları sorar, tekrar ediyorum, cevabını bildiği soruları sorar ve 2 defa kontrol ettikten sonra sorar. Biz bunu Ruslara sorduk: "Bu nedir? Bunun tercümesi midir?" diye. "Yok, alakası yok." dediler. Ayıp oluyor Bakan açısından. Bir defa bu bilgiyi esirgiyor bu Türkiye Büyük Millet Meclisinden, arkasından Ruslara "Siz tercüme yapmaktan âcizsiniz." diyor. Bu zabıtların hepsini okuyor Ruslar, benimkini de okuyacaklar.

Montrö... Yine geçen konuşmamda "İki temel belgesi var cumhuriyetin: Bir tanesi Lozan Antlaşması, bir tanesi Montrö." dedim. Sayın Cumhurbaşkanı Atina'ya gitti, ne dedi? "Lozan'ı gözden geçirelim." dedi. Nereden çıktı; hangi karar, hangi erk, bilmiyoruz. Şimdi dostlarımızdan birinin ilgisi gereği, belki de Atlantik ötesindeki bir dostun ilgisi gereği bu Kanal İstanbul'la bağlantılı olarak Montrö'nün tartışıldığı bir gündeme geldik. Ben şunu söylüyorum: Montrö'nün "m"sine veya Fransızcada "x"ine dokunursanız başınıza gökten değil, Moskova'dan taş yağar.

S-400'ler... Hâlâ bitmedi, hangi füzeyi aldığımızı hâlâ bilmiyoruz. Savunma Bakanı "Bir şekilde aldık bunları biz." diyor. "Hangi tip aldınız?" diyorum, onu da söylemiyor, söyleyemiyor. Çünkü söylerse, biz bu sistemin ulusal bir savunma sistemi mi, yoksa kişisel bir savunma sistemi mi olduğunu anlayacağız. Dolayısıyla bu bilgiyi de esirgiyor ama bunlar arkasında daha F-35'ler var, CAATSA var. Var, arkası geliyor; Demokles'in kılıcı bir değil, birkaç tane. Bunlardan bir tanesi düştü zaten, daha bu sabah düştü. ABD'nin 2020 Savunma Bakanlığı bütçesi konuşulurken, garnitür olarak, daha asıl yaptırımlara gelmedik, garnitür olarak önümüze sürüverdiler cezaları.

Bir de Ermeni soykırımı çıktı biliyorsunuz arada; hâlbuki Ermeni soykırımı konusunda Amerikalı senatörler "Zamansız Sırası değil şimdi, sonra bakacağız." diyorlardı; palas pandıras çıkıverdi o. Niye çıktı? O, NATO zirvesiyle alakalı, onu da söyleyeceğim birazdan. NATO zirvesine gittik, ne dedik? "YPG'yi terörist ilan ettireceğiz, öyle geleceğiz." dedik; kös kös, boş boş geri döndük. NATO Genel Sekreteri çıktı "YPG konusu hiç konuşulmadı burada." dedi. Ne oldu? Hani YPG, terörist ilan edilecekti NATO tarafından, ikna edecektiniz? Bunun neresi başarı, bilemiyoruz.

Bir de şunu unutmamak lazım: Uluslararası kuruluşlarda kararlar toplantılarda alınmaz; bir evvelki yemekte, bir evvelki gecedeki yemekte, sabahki kahvaltıda veya kahve molasında alınır. Siz toplantıda karar alınacak diye giderseniz boş dönersiniz.

Geleyim Ermeni soykırımı meselesine ve NATO'yla ilişkisine. Son zamanlarda siz duymadınız ama biz duyduk, Sayın Putin -sayın demeyeyim isterseniz, Putin diyeyim- Sayın Cumhurbaşkanı hakkında ne söylüyor biliyor musunuz? "NATO'daki adamımız." diyor. Enteresan. Diğer müttefikler ne diyorlar? "NATO'da bir Truva Atı var." diyorlar.

NİYAZİ GÜNEŞ (Karabük) - Uydurma, uydurma!

AHMET KAMİL EROZAN (Devamla) - Ben şimdi "uydurmamayı" Rus'un ağzından söyleyeceğim size.

Ayın 11'inde Sayın Cumhurbaşkanı, NATO'dan döndükten sonra Putin'e telefon etti. Telefonu kapattı, 21.20'de kapattı; on dakika sonra Kremlin'den bir açıklama yapıldı: "Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan bize telefon etti ve NATO'daki görüşmeleri aktardı." denildi. Ne desin daha? Hasmı mı Rusya NATO'nun? Hasım. Hasmınıza siz "NATO'da görüşülenleri aktardık." diyorsunuz ve Rus da bu fırsatı kaçırmıyor; şak diye yayınlıyor. Ha, şimdi, dolayısıyla buyurun cenaze namazına. Ne oldu? 11'inde bu konuşmayı yaptınız, 12'sinde Ermeni soykırımı tasarısı oy birliğiyle geçti.

Vaktim çok az, 18 sayfam daha var ama merak etmeyin; ben, o 18 sayfayı bir cümleyle özetleyeceğim size. Binmişiz bir alamete, gidiyoruz bir felakete. Allah, vatanı, milleti korusun.

Saygılarımla. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)