GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:37
Tarih:11.12.2012

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Çok üzülerek, hemen konuşmamın başında bir şeyi ifade etmek istiyorum. Burada, bugün, en önemli bir konuda demokrasinin sadece şekil şartını yerine getiriyoruz. Bir milletvekili olarak bu üzüntümü sizlerle paylaşmak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, on yıllık AKP iktidarında 11'inci bütçede, eğer bana sorarsanız on yılı nasıl değerlendiriyorsunuz diye, bütçe hakkından öteye küçük sevaplarla büyük günahların kapatıldığı, hiçbir şeyin doğru tartışılmadığı ve doğru mantığın kurulmadığı, ülke yönetiminin rüzgârın önünde dalından kopmuş bir yaprak gibi savrulduğu, demokrasinin nimetlerinden faydalanarak siyasetin bir şov sanatına dönüştürüldüğü, fikir ve düşünce inşasından uzak bir on yıl olarak izah ederim.

Değerli milletvekilleri, aralık ayında manevi mimarlarımızdan bir uluyu anarak sizlerle bir fikir inşasında bazı düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Yüce Mevlânâ diyor ki: "Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler." Ben diyorum ki, bunu daha da ileriye götürerek: "Tarifleri, kabulleri, kavramları aynı anlayanlar tartışırlarsa doğru düşünce inşa edebilirler. Kavramlarla oynayarak, tarifleri tanımları değiştirerek, hatta uluslararası literatürden bile Türkçeye doğru aktarmadan bir kopyacılık yaparak, bu tartışmalarla siyaset insanları eğer halklarına doğru hizmet etmeyi öngörüyorlarsa yanılıyorlar."

Değerli milletvekilleri, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde fikrî inisiyatifine ve namusuna güvendiğim çok değerli arkadaşlarım var. Bunlar çok çeşitli partilerde olabilirler. Ama Sayın Başbakanımızın son günlerde kullandığı bazı tarifler, tanımlar bir devlet adamı olarak beni çok büyük endişelere sürüklemiştir. Son grup toplantısında AKP'nin, Sayın Başbakan diyor ki: "Kürt milliyetçiliğine de karşıyım, Türk milliyetçiliğine da karşıyım."

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Amenna.

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) - Ve "milliyetçilik" tanımları getiriyorlar. Diyor ki: "Biz, dinsel milliyetçiliğe karşıyız, etnik milliyetçiliğe karşıyız. Biz, bölgesel milliyetçiliğe karşıyız." 

Değerli milletvekilleri, şimdi sizlere soruyorum: Türk milliyetçiliği bu milliyetçiliklerin hangisinde? Etnik milliyetçilik midir, bölgesel milliyetçilik midir, dinsel milliyetçilik midir Sayın Başbakana göre? Ve şimdi sizlerle paylaşıyorum, siyaset sosyolojisinde, siyaset literatüründe dinsel milliyetçilik mi var yoksa dinsel siyasi ümmetçilik mi var? "Bölgesel milliyetçilik" diye bir şey olabilir mi? Milliyetçilik, bütün milleti kavrayan, bütün bölgeleri kuşatan bir anlayıştır. Bizim anlayışımızdaki "milliyetçilik", bilime de ters düşmeyen, aynı zamanda yüce inancımızdan, İslam'dan, Hucurât Suresi'nin 13'üncü ayetinden de kaynağını alan bir milliyetçilik anlayışıdır. Eğer Sayın Başbakan milliyetçiliği kavmiyetçilik olarak anlıyorsa biz kavmiyetçi falan değiliz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Oradan laf atanlar var.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Sen "milliyet"in manasını?

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) - Oradan laf atanlar, ben ümit ediyorum ki "Acıttı." diyorlar. Onlar laf atmıyorlar. Bu kürsülerde tarih içerisinde çok güzel, latif laf atmalar olmuştur.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Olanlardan haberin yok!

BAŞKAN - Lütfen, lütfen?

Meclise hitap edin.

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) - Hatibin yolunu şaşırtanlar olmuştur. Hatibin de başkalarının yolunu şaşırttığı olmuştur ama bu laf atma değil, bu "Acıttı." feryadı.

Onun için, değerli arkadaşlar, bizim anladığımız "milliyetçilik" ırkçılık değildir. Bizim anladığımız "milliyetçilik", milletin hepsini kuşatan, hepsini kavrayan bir milliyetçiliktir.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Kendi kafana göre?

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) - MHP'nin Türk milliyetçiliği ekseninde siyaset yaptığını cümle âlem bilir. Sayın Başbakan Milliyetçi Hareket Partisiyle yarışabilir, Milliyetçi Hareket Partisini muarız görebilir kendisine ama "Milliyetçi Hareket Partisi Türk milliyetçiliği ekseninde siyaset yapıyor." diye "Türk milliyetçiliğine karşıyım." diyen bir devlet adamı, Türk tarihine, Türk devletine ve Türk milletine hiç ama hiç yakışmayan bir devlet adamlığı örneğini vermiştir.

Değerli milletvekilleri, "Dokuz Işık" gündemde. "Dokuz Işık"ın yazıldığı günlerde bu ülkede çift meclis vardı; Senato vardı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi vardı ve aynı zamanda o zamanki Türk tarih geleneğinden gelen ve Türk tarih geleneğine uygun düşen ve çift meclisli bir sistem yerine yürütmenin güçlenmesi, gelişmekte olan ülkelerin erken karar almasını öngörerek rahmetli Başbuğ'umuz, çift meclisin tek meclise indirilmesini ve aynı zamanda başkanlık?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) - ?sisteminin Türk tarih geleneğine uyduğunu ifade etmiştir. Bugün tek Meclis vardır.

Burada bir şeyi sizlerle paylaşıyorum: On sene öncesinde hapishanelerden çıkıp bugün Başbakan olan Sayın Başbakan bu parlamenter sistemle Başbakan olmuştur ve bugün Türkiye'de, birçok mamur hâle getirdiğini, kalkındırdığını ve birçok icraatlar yaptığını? Sayın Başbakan neyi eksik bulmuştur? Sayın Abdullah Gül'le, Cumhurbaşkanıyla yetkileri paylaşamadığı için başka bir sultanlık mı istemektedir?

BAŞKAN - Sayın Uzunırmak, süreniz doldu efendim.

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) - Onun için, bu sistemi ve içerisinde fikrî ahlakına güvendiğim arkadaşlarımı, Türk milliyetçiliği noktasında da bir kez daha dikkat çekerek hepsini saygılarımla selamlıyorum. Bütçenin felsefesine ve mantığına, her şeyine karşı olduğumu ifade ediyorum. Saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler.