GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:38
Tarih:19.12.2019

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri, 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin 15'inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Milliyetçi Hareket Partisinin Cumhur İttifakı ruhuyla desteklediği Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin 2'ncisi olan 2020 yılı bütçesinin vatanımıza, milletimize hayırlı olmasını dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.

Sayın milletvekilleri, devletimizin bütünlüğü ve hedeflerini, milletimizin refahı ve güvenliğini korumak amacıyla Meclis kürsüsünde destekleyici ya da muhalif olarak söz almamız, eleştirmemiz, kontrol etmemiz ve yapılması gerekenleri ısrarla savunmamız milletin vekilleri olarak bizlerden beklenendir. Bu necip millete hizmet için yarışmak ve en doğruyu kabul ettirmek için bazen gerginleşmek alışılmış bir durumdur fakat bu süreçte yüce kürsüde ve Gazi Meclisimizde bazı yaşananlar alışılagelmişin dışındadır.

Bugün rahatça konuştuğumuz Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920'de millî mücadele ruhuyla, cephede ve cephe gerisinde bütün yokluklara ve zorluklara rağmen, özgürlükçü ve adalet sınırları kendi çıkar alanları olan emperyallere direnerek Anadolu'nun gelecek umudu olarak açılmıştır. Kurtuluş mücadelesinin verildiği, hainlerin içeride ve dışarıda cirit attığı o dönemde de Mecliste en az bugünkü kadar farklı fikirler mevcuttu fakat ülkemizi bölme emellerine çok yakında ulaşacağına kendince emin hainler bile o dönemde bu derece açık niyetlerini bir de bu kürsüde ifade edecek cürette değildi.

Türkiye Cumhuriyeti, Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk tarafından zor şartlarda, ilelebet payidar kalacak şekilde ve Kızılelma ülküsüyle 6 temel ilke üzerine kurulmuştur. Bu 6 ilkeden özellikle milliyetçilik ve halkçılık üzerinde durmak istiyorum. "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir." Buradan anlaşılacağı gibi bu coğrafyada yaşayan herkes Türk milletinin bir mensubudur; sınıfsız, ayrıcalıksız, kaynaşmış bir kitle olarak menfaatte ve mukadderatta bütündür. Kuruluşundan bugüne kadar hiç kimseye "bu memleketin zencisi" muamelesi yapılmamıştır. Fırsat eşitliği ya da eşitsizliği, adalet ya da adaletsizlik bölgelere göre uygulanmamıştır. Halkçılık ilkesi, Atatürk tarafından tanımlanırken de "Halk için, halkla birlikte ve gerekirse halkın yüce çıkarları uğruna millî çabalarda bulunmaktır." ifadesi kullanılmış ve devamında egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletinin olduğu da beyan edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş kodları olan bu ilkeler 6 okla tasvir edilerek sembol hâline getirilmiştir.

Bugün bu sembolü kullanan, sözde bu ilkelere bağlılığını her fırsatta dile getirip "Kuruluş dilekçesini Kurtuluş Savaşı'nda meydanlarda verdik." diyenlerin bu ilkelerden bihaber olduğu, bu okların da yaylarından çıktığı bellidir, kimlerle birlikte olunduğu ve hangi hedeflere gittiği ne yazık ki meçhuldür. Ayrıca bu ilkeler doğrultusunda hiçbir kayda ve şarta bağlı olmadan halka verilen egemenlik hakkıyla memleketin her bölgesinden seçilip halkı temsilen gelen ve her türlü imtiyazlardan faydalananların, "kürsü dokunulmazlığı" adı altında profesyonel hitabet yeteneklerini kullanarak, hazır metinlerden, iyi çalışılmış ezberleriyle mensubu oldukları milleti reddederek devletin bütünlüğüne kastetmeye, kin kusmaya, "halklar" diyerek, ayırarak bölücülük yapmaya hakları yoktur. "Ya istiklal ya ölüm!" diyerek canını ortaya koyan bu millete, bu devlete Meclis çatısı altında hakaret edip ipleri tutanların ideolojilerine hizmet etmek amacıyla infial yaratmaya kimsenin cüreti olmamalıdır.

Yine, bu çatı altında ihanetle, toplumsal asayişi ihlal edici her türlü sözü söylemekten kaçınmayan vekiller, olduğunu savunduğunuz zulüm, adaletsizlik, eşitsizlik, ayrımcılık ve mağduriyetler varsa Türk Anayasası'nın her bir Türk vatandaşına tanıdığı seçilme hakkını kullanmadan hangi yoldan ve hangi güçle buraya geldiğinizi öğrenmek isterim. Şunu da ifade etmek isterim ki ellerinize tutuşturulan metinler bu ülkenin kimyasına uygun değildir, ayrıca temsil ettiğimiz halkın da gerçeği değildir; "Sosyal medyada nasıl tıklanırım?" kaygısı taşıyan içi boş popülist söylemlerdir, argo tabiriyle tribüne oynamaktır.

Değerli milletvekilleri, "millet" kavramı, halkları bölünerek; "aile" kavramı, kadın-erkek, eşit ya da eşitsizliğe indirgenerek; mezhep tartışmalarıyla hassas dinî kutsallar yıpratılarak bütün bölünmeye, parçalanmaya ve yok edilmeye çalışılmaktadır. Oysaki devletler, sistemlerle değil, birlik ve beraberlik ruhuyla ayakta kalır. Türk kimliğinden rahatsız olup küresel kimlik arayışında olanlar bunu özellikle hatırlamalıdır. Daha önce de ifade ettik: Birileri tarafından dayatılan çözüm formülleri bu toplumun kimyasına aykırıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Sazak.

METİN NURULLAH SAZAK (Devamla) - Elbette, bu necip milletin, giderilmesi gereken noksanları vardır ve bu noksanlar ülkenin her bir noktası için aynı ölçüde geçerlidir. Vekili bulunduğum Eskişehir'in -sanayici ve esnafının görüş ve önerilerinde olduğu gibi- noksanları; bireysel kredi ve kredi kartı borçlu sayısıdır, dalgalı kurdur, enflasyondur, işsizliktir, eğitimli ve nitelikli eleman eksiğidir, yatırımdan uzaklıktır ve tüketim ekonomisidir.

Ekonominin yanı sıra terör, yolsuzluk, adalet ve fırsat eşitsizliği gibi acilen çözüme ulaştırılması gereken konular vardır. Bu sorunların çözümü için öncelikle, gerçekten, bu ülke menfaatine hizmet etme niyeti, yapıcı bir dil, ortak akıl ve vizyonla, özellikle toplumun yapısına uygun olarak bu Meclis çatısı altında konuşulması gerekir.

Sözlerime son verirken, bugün "medeni" dediğimiz Batı'nın, bir zamanlar gıptayla baktığı Türk kimliğinin, bu sınırlar içinde yaşayan her bir birey için büyük bir şeref olduğunu hatırlatırım.

"Ey Türk! Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir."

2020 yılı bütçesinin necip Türk milleti için hayırlara vesile olmasını temenni eder, muhterem heyetinizi saygılarımla selamlarım. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)